Gündem Cumhuriyet gazetesi davasında ara karar çıktı: Tutukluluğa devam

Cumhuriyet gazetesi davasında ara karar çıktı: Tutukluluğa devam

12.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerinin yargılandığı davada mahkeme, Akın Atalay, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Ahmet Kemal Aydoğdu ve Yusuf Emre İper’in tutukluluk halinin devamı yönünde karar verdi. Dava 25 Eylül’e ertelendi

Cumhuriyet gazetesi davasında ara karar çıktı: Tutukluluğa devam

Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerinin yargılandığı davanın dünkü duruşmasında ara karar çıktı.
Mahkeme, Akın Atalay, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Mehmet Murat Sabuncu, Ahmet Kemal Aydoğdu ve Yusuf Emre İper’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dava 25 Eylül Pazartesi gününe ertelendi. Gazeteciler Kadri Gürsel, Murat Sabuncuoğlu, Ahmet Şık ve Can Dündar’ın da sanıkları arasında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi’nin yönetici ve yazarlarına yönelik “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” suçlamasıyla açılan davanın 6. duruşması dün Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampusü’nün karşısında bulunan binada görüldü.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın dünkü duruşmasına 130 avukat, 20’den fazla milletvekili ve sanık yakınları ile çok sayıda gazeteci katıldı.
‘Ben terörist değilim’
Duruşmada, dosyası bu dava ile birleştirilen Cumhuriyet gazetesinin mali işlerden sorumlu ismi Emre İper savunma yaptı. ByLock kullanıcısı olmakla suçlandığını ancak telefonunda da böyle bir program olmadığını belirten İper, şöyle konuştu:
“Benim ByLock kullanıcısı olmadığım açıktır. Ben terörist değilim, hiçbir Cumhuriyet çalışanı da terörist değildir. FETÖ ile organik bağımın olmadığı belgelenmiştir. Örgütün bankasında hesabım yoktur. Benden FETÖ’cü çıkmaz. O terör örgütünden en çok zararı gören insanlardan biriyim. Onların gazete binasına attırdıkları el bombaları benim çalıştığım cama geldi. Ben Cumhuriyet’te çalışmaya devam ettim. Beni FETÖ’den bir gün tutmanızdansa ömür boyu sorgusuz sualsiz tutmanızı tercih ederim. Utanç verici bu davadan beraatimi talep ediyorum.”
‘Delil olmaz, yorum olur’
Duruşmada ayrıca Cumhuriyet Vakfı eski yöneticisi İnan Kıraç, eski Genel Yayın Müdürü İbrahim Yıldız, Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya ve gazete çalışanı Miyase İlknur tanık olarak dinlendi. Kıraç, soruşturma dosyasına yansıyan bir ifadesi için şunları söyledi:
“Bir Cumhuriyet okuruydum ama artık Cumhuriyet gazetesini okumuyorum ve yayın politikasını da doğru bulmuyorum’ derken bundan katiyetle terör örgütleriyle temas edilmesini kast etmedim. Temastan kastım örgütle temas değildir. Kastım İlhan Selçuk, Uğur Mumcu’nun yolundan kademe kademe ayrılmalarıdır. Dolayısıyla vakıf ne olmuştur derseniz öyle zannediyorum ki büyük sorunlar içerindedir.” İbrahim Yıldız ise, Can Dündar’ın genel yayın yönetmeni olarak atanmasına dair bir soru üzerine, Cumhuriyet ekolünden gelmeyen bir kişinin ilk kez genel yayın yönetmeni olarak atandığına tanık olduğunu söyledi.

‘Kimse benden terörist çıkarmaya çalışmasın’

Savunma yapan tutuklu sanık Ahmet Şık, Cumhuriyet Savcısı Hasan Yılmaz imzasıyla mahkeme dosyasına bir evrak eklendiğini, Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’u öldürmesine ilişkin attığı twetlerle terör örgütü FETÖ’yü masumlaştırdığının iddia edildiğini belirterek, tepki gösterdi.
Şık, “Ben hakim ya da savcı olsaydım Hasan Yılmaz’a meslektaşım demekten utanırdım” dedi. Şık, “Suikastçi Mert Altıntaş FETÖ’cü olabilir, El Nusra’cı olabilir ya da olmayabilir ama önemli olan polis olmasıdır. Bir cihatçı polis olabiliyor. Bunu sormayayım istiyorlar, 15 Temmuz gerçeğini konuşmayalım istiyorlar. Ben bir gazeteci olarak bir konuyla ilgili şüphelerimi, kanaatimi dile getiriyorum. Bunları dile getirmek ifade özgürlüğüdür. Kimse benden terörist çıkarma faaliyeti içine girmesin” diye konuştu.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit eden teröristlerle yaptığı görüşmeye de değinen Şık, “Söz konusu kişileri (Savcı Kiraz’ı şehit eden teröristler) ben tanımam. O gün sosyal medyadan olayı öğrenince adliyeye gittim, bütün gün adliyedeydim. Tatsızlık olmayacağı düşüncesiyle gazeteye döndüm. 15 dakika telefon ile görüştüm” dedi.
‘Bu dava bitmez’
Duruşmada söz alan gazetenin genel yayın yönetmeni tutuklu sanık Murat Sabuncu, 12 aya varan yayın yönetmenliğinin 10,5 ayını cezaevinde geçirdiğini söyleyerek, “İddianamede Vakıf Senedi’nden bahsediyorsunuz. Senet Cumhuriyet değerlerini savunur, Atatürkçülüğü temel alır. Bizim bunlara uymamakla suçlanıyoruz. Bu dava fikir ve ifade özgürlüğünün tarihine kara bir leke olarak geçti. Bu davayı yıl sonuna kadar bitireceğiz diyorsunuz. Ama bu dava bitmez” ifadelerini kullandı.

‘ByLock’çular mesaj attı diye tutuklu olan tek kişi benim’

Duruşmada söz alan isimlerden gazeteci Kadri Gürsel ise, mahkemenin ara kararına etki eden ByLock kullanıcılarıyla olağandışı sayıda görüşme yaptığına yönelik suçlamayı eleştirdi. HTS raporunun mahkemece okunmadan hakkında ara karar verildiğini kaydeden Gürsel, “Beni 2014 yazında yüzlerce kişi SMS yağmuruna tuttu. Bunların bir kısmı aynı formattadır. Bazıları FETÖ şüphelisidir. Bu mesajların çoğu açılmamıştır. Çünkü 6 gün boyunca bunaltıldım, çoğunu açmadım bile. O ara kararı yazdığınız tarihe kadar HTS raporuna bakmamıştınız. Bunu ara kararınızdan anlıyorum. Rapor incelendiğinde “olağandışı” olarak tabir edilen kayıtların bana bir defaya mahsus gönderilmiş ve cevapsız kalmış SMS’lerden oluştuğunu görürdünüz. ByLock’çular mesaj attı diye tutuklu olan tek kişi benim. Bana mesaj atanların yarısı serbest. Bu insanların, taciz ettiği kişinin sadece ben olmadığımı da biliyorum.”