Delilleri karartmakla suçlanan profesör hakim karşısında!

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanık Tanç ile avukatı Halil Timurhan Gür katıldı.

Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından savunmasını yapan Tanç, emniyet ve savcılıktaki ifadelerini, yoğun psikolojik baskı altında ve tedavi gerektiren bir dönemde verdiği savunarak kabul etmedi.

Suçlamaları da reddeden Tanç, "İddianamede FETÖ/PDY olarak anılan ancak geçmişte herkes tarafından 'hizmet hareketi' olarak bilinen bu yapıyı, 2014 öncesinde devlet yönetim kademelerine yakın ilgi ve teşviki olduğu ve yasal bir sakınca olmadığı dönemde bir ilahiyat fakültesi akademisyeni olmam hasebiyle takip ettim. Ancak mesleğim alanına giren bu tür konuları takip etmem, üyelik bağı ile değil tamamıyla bilimsel anlamda gündemi takip etmemle ilgilidir." dedi.

Tanç, iş yerinde ve evindeki aramalarda ele geçirilen materyallere ilişkin de şunları savundu:

"Ele geçirilen bu materyallerde benim sadece bir dini cemaati değil ülkemizde ve kendi bilim alanımla ile ilgili birçok görüş ve düşünce grubu bulundurduğum görülecektir. İlahiyat fakültesi, öğrencileri parti, demek, cemaat veya tarikata ait olmaksızın toplumsal ortak payda hisseden mezunlar yetiştirmektedir. Bu bağlamda derslerine girdiğim öğrenciler dinlendiğinde, onları herhangi bir grup, dernek, cemaat veya tarikata telkin ve teşvikte bulunmadığım görülecektir. 2014'ten itibaren devletimizin değişik kademelerinde sorumlu kişilerin açıklamaları ve ulusal medyada takip ettiğim eylem ve söylemleri ile bu yapının ülkemizin milli menfaatlerine zarar verdiği kanaatini edindiğimden tamamıyla uzak durdum. Bundan kastım kitaplarının takibini bıraktım. Aramalarda tespit edilen malzemelerde beni örgütle ilişkili gösteren bütün unsurlar 2014'ten önce ve yine anılan bağlamdadır."

Aleyhinde beyanda bulunan tanık Y.K'yi çocuğunun öğretmeni olmasından dolayı tanıdığını belirten Tanç, tanığın hakkında söylediklerinin kişisel değerlendirme ve şahsi yorumlara dayalı olduğunu ileri sürdü.

Tanç, tanığın, "isminin fakültede FETÖ denildiğinde akla ilk gelen isim olduğu yönündeki iddiası"nın subjektif ve söyleyenin şahsi değerlendirmesini içeren gerçek dışı bir iddia olduğunu ileri sürerek, "Akademisyen olarak bilimsel çalışmalar kapsamında takip ettiğim bu yapıdan, yüce devletimizce gerçek yüzü ortaya çıkarılınca uzak durdum. Daha önce mesafeli olduğum bu yapıya ilişkin hiçbir eylemde bulunmadım ve en ufak bir suça karışmadım." diye konuştu.

Mahkeme heyeti, sanık Tanç'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek eksikliklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.

İddianameden

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin eski öğretim üyesi olan Prof. Dr. Halil İbrahim Tanç'ın evindeki aramada bir kitabın giriş kapağının altına yapıştırılmış, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e ait 2 fotoğraf ele geçirildiği bildiriliyor.

Gözaltına alınmadan önce bazı delilleri çöp kutusuna atarak yok etmeye çalıştığı belirtilen sanığın iş yerinde Gülen'e ait ses kayıtları, kitaplar, "Fetullah Gülen samimi" yazılı gazete parçası ve Gülen imzalı olan ve Tanç'a yazılan mektubun ele geçirildiği anlatılan iddianamede, Tanç'ın Bank Asya'daki hesabını 17/25 Aralık'tan sonra da aktif kullanmaya devam ettiği belirtiliyor.

İddianamede, tanık beyanlarına yer verilerek, Tanç'ın gerek fakültede gerekse örgütün yurdunda kalan herkes tarafından örgüt mensubu olduğunun bilindiği, fakültede "FETÖ" denildiğinde ilk akla gelen kişi ve en çok kurban toplayanlardan biri olduğu, üniversitede himmet işlerinin organizasyonunu yaptığı öne sürülüyor.

Örgüt elebaşı Gülen ile görüşmek üzere ABD'ye gittiği tespit edilen, delilleri üniversite yerleşkesindeki çöp kutusuna atarken güvenlik kameralarınca görüntülenen ve örgütün eski "Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi imamı" olduğu öne sürülen Tanç'ın, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapsi talep ediliyor.