Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsrail ve Rusya’dan sonra sıra kimde?
Dış politikada öncelik kazanan “bölge ülkeleriyle normalizasyon süreci”nde şimdi iki ülkenin adı geçiyor: Mısır ve Suriye...
Başbakan Yıldırım’ın ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun son demeçlerinde, yeni diplomatik hamlenin hedefi olarak bu iki ülke gösteriliyor.
Mısır’ın öncelikler listesinin başında yer aldığı, Çavuşoğlu’nun son bir konuşmasında açıklık kazandı. Gerçi daha önce Başbakan, Ankara’nın Mısır’la ekonomik ve ticari ilişkilerin düzeltilmesi isteğini dile getirdi, ama Dışişleri Bakanı siyasi diyalogdan, hatta başbakanlar arası görüşme olasılığından söz etti.
Mısır’la yakınlaşma
Hatırlanacağı gibi, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler üç yıl önce Kahire’deki askeri müdahaleden sonra ciddi bir sarsıntı geçirdi. Türk hükümeti daha önce hararetle desteklediği Mursi rejiminin devrilmesine ve Mareşal Sisi’nin iktidara gelmesine karşı çok sert tepki gösterdi, yeni Mısır yönetimi de buna karşılık Ankara’daki büyükelçisini geri çekti. Böylece ilişkiler dondu, karşılıklı ticaret de bundan olumsuz etkilendi.
Kahire’deki darbeden sonra Mısır’la ilişkileri bozuk kalan tek ülke Türkiye oldu. Batı’dan Rusya’ya ve Çin’e kadar uluslararası camia Sisi yönetimiyle normal ilişkiler kurarken, Arap dünyasından Suudi Arabistan yeni iktidara aktif destek verdi...
Oysa Türkiye de, “ilkesel tutumu”nu sadece askeri müdahaleye karşı olduğunu beyan etmekle gösterebilir ve ikili ilişkiler bağlamında gerçekçi ve pragmatik bir yol izleyebilirdi. Diğer ülkelerin yaptığı gibi...
Neyse ki şimdi Ankara “sıfır” değil, “sırf” sorun yaşandığı bölge ülkeleriyle ilişkilerini, “reel-politika” anlayışıyla yeniden rayına oturtmak kararında.
Artık o eski sert çıkışların ve agresif konuşmaların yarardan çok zarar verdiği gerçeğini unutmamak lazım...
Suriye’de çözüm
Son günlerde özellikle Rusya ile ilişkilerdeki düzelme belirtilerinden sonra, Türkiye’nin Suriye politikasında da bazı hareketler beklenebileceğinden söz ediliyor.
Hükümetin Suriye krizinin başından beri bu konuda aldığı kesin tavır malum. Açıkçası, Esad rejimine karşı yürütülen kampanyanın (ve bu arada muhalif güçlere desteğin) fazla işe yaramadığı, yapılan “yanlış hesabın Şam’dan geri döndüğü” açık...
Şimdi, özellikle Rusya ile normalizasyon sürecinde, Suriye politikasında bir esneklik olabilir mi? Moskova ile görüş ayrılığının temelinde “Esad faktörü” yatıyor. Ankara “Esad’sız”, Moskova ise “Esad’lı” bir çözüm üzerinde ısrarlı.
Suriye konusunda Türk yetkililer barışçı bir çözüm tercihlerini dile getiriyorlar. Ama bu nasıl olacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen gün Kilis’teki konuşmasında, “zalim” ve terörist” diye nitelendirdiği Esad’ın mutlaka saf dışı edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu, Putin’in paylaşmadığı bir pozisyon.
Ama kim bilir, belki yeniden başlayacak Türk-Rus diyaloğundan Suriye krizini çözebilecek yeni formüller çıkıverir...