08.09.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
İLKER SEZER
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ben Rhodes, “Suriye’de uçuşa yasak bölgenin sahadaki temel sorunları çözeceğini düşünmüyoruz çünkü sahada hâlâ bir savaş devam ediyor. Uçuşa yasak bir bölge sadece belli bir alanı kapsamış olacak. Oysa sorunlar ve şiddet ülkenin genelinde” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasında Çin’de yapılan görüşmenin ardından Türkiye’nin Suriye’de uçuşa yasak bölge kurulmasına ilişkin ABD yönetiminin görüşlerinin değişip değişmediği sorusu üzerine Rhodes, bu konudaki tutumun değişmediğini, ABD’nin askeri kaynaklarını IŞİD ve El Nusra’ya (yeni adıyla Fetih el Şam) karşı kullanmak istediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin’de G-20 zirvesinin ardından yaptığı açıklamada uçuşa yasak bölge talebini yinelemişti.
‘Rusya karşı çıkabilir’
Oklahoma Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Merkezi Direktörü Joshua Landis konu ile ilgili Milliyet’in sorularını yanıtladı. Landis, “Türkiye’nin uçuşa yasak bölge kurması durumunda bu öncelikle Türkiye sınırında Rojova ve Afrin’i bağlayan birleşik bir devlet kurulmasını engellemek amacıyla olacaktır. Tabii ki, bu aynı zamanda Esad’ın ülkeyi kendi yönetimi altına alma umutlarına karşıt Suriye muhalefeti için de bir güvenli bölge olacak. Ankara’nın Beşar Esad’ın bu konudaki muhalafetini kısıtlamak için ne teklif edeceğini bilmiyorum. Ankara, hava gücü ile uçuşa yasak bölge üzerindeki hâkimiyetini sarsabilecek Rusya ile bir anlaşma yapmak isteyebilir” şeklinde konuştu. Landis, Türkiye’nin ‘uçuşa yasak bölge’ kurmasının mümkün olduğunu ancak Rusya’nın buna karşı çıkabileceğini söyledi.
Clinton olumlu bakıyor
ABD Başkanı Barack Obama’nın ısrarla reddettiği uçuşa yasak bölgenin kuruluşunu, başkanlık anketlerinin büyük kısmında önde giden Demokrat Parti’nin başkan adayı Hillary Clinton destekliyor. ABD’nin ise bu öneriyi reddetmesinin önünde birçok neden bulunuyor. Libya ve Irak’ta olduğu gibi Suriye’de iç savaşın başlangıcından bu yana rejim değişikliğinin öncelik olarak görülmemesi, uçuşa yasak bölgenin maliyeti ve Kongre’nin 8 Kasım’daki seçim öncesinde böyle bir bütçeyi onaylamasının neredeyse imkânsız olması Türkiye’nin tezini bugüne kadar zorlaştırdı.