Dünya AB'de krizi bitiren imza

AB'de krizi bitiren imza

14.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Portekiz'in başkentinde bir araya gelen 27 AB ülkesinin liderleri, referandumlarda reddedilen AB Anayasası'nın yerine geçerek Birlik'in kimlik krizini sona erdiren Lizbon Antlaşması'nı imzaladılar

ABde krizi bitiren imza

27 üye arasında giderek artan karar alma zorluğunu belli oranda giderme hedefi de bulunan antlaşma, halen yürürlükte olan Nice Antlaşması'nın yerini alacak ve kurumsal işleyişin temel belgesi haline gelecek.Yürürlüğe girebilmesi için tüm üyeler tarafından 1 Ocak 2009'a kadar onaylanmış olması gereken belgenin imza töreninde konuşan Portekiz Başbakanı Jose Socrates, "Daha geniş, değerlerini savunan, dünyanın daha iyiye gitmesine katkıda bulunan bir Avrupa için bu antlaşmayı imzalıyoruz. Bu antlaşma Avrupa projesinin ileriye doğru gitmesine katkıda bulunacak" dedi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da antlaşmanın, "güçlü, birlik içinde, küresel sorunları göğüsleyebilen ve çözümlerinde önemli rol oynayabilen, geleceğe bakan yeni bir Avrupa" hedefini taşıdığını söyledi. Avrupa Anayasası'nın Fransa'da ve Hollanda'da referandumla reddedilmesi nedeniyle, tarihinin en önemli kimlik bunalımına giren Avrupa Birliği (AB), uzun müzakereler ve karşılıklı tavizler sonucunda yaratılan "kurtarıcı"sına kavuştu. AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten Portekiz'in başkenti Lizbon'da bir araya gelen Birlik liderleri, reddedilen Avrupa Anayasası'nın yerine geçen Lizbon Antlaşması'nı imzaladılar. 27 devlet ve hükümet başkanı bugün de Brüksel'de Türkiye'nin gündem maddeleri arasında yer aldığı AB zirvesine katılıyorlar. Dün AB açısından önemli bir imza atan liderler bugün de Brüksel'de Türkiye açısından önemli kararlara onay verecekler. Fikir babası Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy olan, ancak "sulandırılan" Düşünce Grubu'nun (Akil Adamlar) kurulmasına onay verecek olan liderler, hafta başında AB dışişleri bakanları tarafından kabul edilen ve içinde "katılım ve üyelik" ifadelerinin geçmediği Türkiye paragraflarını da onaylayacaklar. Türkiye kararına onay Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, antlaşmayı imzaladıktan sonra el sıkışıyorlar. Lizbon Antlaşması nedeniyle ülkesinde muhalefetin eleştirilerine hedef olan İngiltere Başbakanı Gordon Brown ise imza töreninde yer almadı. Brown'ın gerekçesi, "Avam Kamarası'nda katılmak zorunda olduğu bir komite toplantısı"ydı. Brown'ı Dışişleri Bakanı David Miliband temsil etti. Aile fotoğrafında yer almayan ve törenin ardından Lizbon'a ulaşan Brown, belgeyi sonradan imzaladı. 26 lider, bir bakan Fransa'da ve Hollanda'da "Avrupa Anayasası"nın reddiyle sonuçlanan ve Avrupa Birliği'nin (AB) derin bir travma geçirmesine neden olan referandumlardan "ders alan" Birlik üyeleri, belgeyi onaylamak için "en akıllı yolun" parlamentolardan geçtiğine karar verdiler. Fransa ve Hollanda ikinci bir hüsran yaşamamak için, halka sorma geleneği güçlü olan Danimarka da Brüksel'e yetki devri olmadığı bahanesiyle referandum düzenlemeyeceklerini duyurdular. Anayasası gereği İrlanda'nın referandum düzenlemesi beklenirken, belgeye soğuk olan İngiltere'nin durumu netleşmedi. Londra'nın tutumu, referanduma soğuk bakan Başbakan Gordon Brown'ın alacağı karara bağlı. Antlaşmayı meclisler onaylayacak Belgede neler var? Lizbon Antlaşması, 27 ülkenin ulusal çıkarlarını "Avrupa Birliği ruhunun" önünde tutan, hassas dengeler üzerine kurulu ve teknik anlamda "kötünün iyisi" olarak adlandırılabilecek bir belge. İçeriği, birkaç önemli değişiklik dışında, Fransa ve Hollanda'da referandumlar aracılığıyla reddedilen "Avrupa Anayasası"yla uyuşuyor. Antlaşma'da öne çıkan unsurlar şunlar: Belge "anayasa" niteliği taşımıyor. Devlet çağrışımı yaratacak isim, bayrak, marş gibi unsurlara yer verilmiyor.Altı ayda bir değişen dönem başkanlığı sisteminin yerini, iki buçuk yıllığına seçilecek ve görev süresi bir kez uzatılabilecek "AB Başkanı" uygulaması alıyor.Dış politika alanında, AB'nin sesi olacak ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı statüsüne sahip olacak bir "Dış Politika Yüksek Temsilcisi" makamı oluşturuluyor. Mevcut oy sistemi 2014'e dek korunuyor. 2017'ye kadar geçiş süresi verilecek olan sistemde yeni yöntem çifte çoğunluk olacak. Karar almak için üye ülkelerin yüzde 55'inin onayı ve bu ülkelerin AB nüfusunun yüzde 65'ini temsil etmeleri gerekecek.Oy mekanizmasındaki değişikliğe rağmen, ulusal veto yetkisi dışişleri, savunma, mali konular, sosyal güvenlik ve kültür alanlarında korunuyor.Üye sayısı halen 785 olan Avrupa Parlamentosu'ndaki sandalye sayısı ilk seçimlerden itibaren 750'ye düşürülüyor. 2014'ten itibaren AB Komisyonu küçülecek, üyeleri rotasyonla seçilecek.Temel Haklar Şartı, üye ülkeler için tümüyle bağlayıcı nitelik kazanıyor. AB, kurum olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf oluyor. 'Oy birliği'nden vazgeçiliyor Çevre için beraber uçtular AB liderlerinin Lizbon Atlaşması'nı imzalamak için dün Lizbon'a gitmeleri ve törenlerin ardından bugün düzenlenecek olan zirve için Brüksel'e geçmeleri "çevreye duyarlılık" konusunda eleştirilmelerine neden oldu. Çevre konusunda örnek olma çabası içinde olan AB liderlerinin iki ülke arasındaki seyahatlerinin yaklaşık 512 ton karbondioksit emisyonuna neden olduğu hesaplandı. İki toplantının aynı şehirde birleştirilmemesi nedeniyle eleştirilen bazı liderler uçaklarını paylaşma yoluna gittiler. İsveç ve Danimarka, Finlandiya ve Estonya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg liderleri birlikte uçan liderler olarak dikkat çektiler.