Füze anlaşması da tehlikeye girebilir

İç politikada zor günler yaşayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde oy toplamak amacıyla 24 Nisan gününü sözde Ermeni soykırımını anma günü olarak ilan etmesi, Ankara ile Paris arasındaki ilişkilerin soğumasına neden oldu. Macron’un “tutarsız ve ciddiyetten uzak tutumunu sorgulayan Ankara’nın aklında, Fransız-İtalyan konsorsiyumu Eurosam ile Türkiye arasında NATO’ya uyumlu yeni nesil hava savunma sistemi geliştirilmesi amacıyla imzalanan niyet mektuplarının devamını getirme konusunda soru işaretleri oluştu. Macron’un tutarsız davranışlarından, son dönemde Paris ile sürekli olarak krizler yaşayan İtalya’nın da kaygılı olduğu belirtiliyor.

Eurosam Konsorsiyumu’nun İtalyan ortakları, Macron’un sözde Ermeni soykırımını anma günü ilan etmesinin, Türkiye ile geliştirilecek hava savunma sistemi projesini riske atabileceğinden endişeli.

Tam bir çelişki

Fransa’da hükümet karşıtı gösterilerde bulunan “Sarı Yelekliler”i İtalya’da ağırlayarak Fransa’nın iç işlerine karışan Guiseppe Conte hükümetine tepki gösterip Roma’daki büyükelçisini geri çekme kararı alan Macron’un, diğer taraftan soykırım anma günü ilan ederek kendisinde hem Turkiye’nin iç işlerine hem de Ermenistan ile Turkiye arasındaki egemen ikili ilişkilere karışma hakkını bulması, diplomatik gözlemciler tarafından “dikkat çekici bir çelişki” olarak niteleniyor.

Tüm bu gelişmeler ışığında, akıllarda başka soru işaretleri de oluşuyor. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un talihsiz Ermeni soykırımı anma günü kararından önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile görüşme talebinde bulunan Fransa Savunma Bakanı Florence Parly’nin, Fransa ile Türkiye arasına esmeye başlayan soğuk rüzgarları nasıl gidereceği de merak konusu. Zira ikilinin bu hafta Brüksel’de düzenlenecek olan NATO Savunma Bakanları toplantısı sırasında bir görüşme yapması öngörülüyor.

Askeri gözlemciler, Suriye’nin kuzeyinden çekilmeye devam eden ABD askerinin bölgeden tamamen çıkmasının ardından, Fransa’nın, Fırat’ın doğusunda bulunan askeri varlığını, Ankara ile yaşadığı soğukluk döneminde güvenli bir şekilde nasıl sürdürmeye devam edeceği de bilinmiyor. Zira Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Türkiye’ye yönelik olarak rencide edici sözlerle, zaman zaman hasmane olarak da nitelenebilecek tutumunun devam etmesi, Türkiye’nin, Fransa ile yabancı savaşçılar ve Suriyeli mülteciler gibi konulardaki stratejik işbirliklerinin sağlıklı şekilde sürmesini de zora sokabilir.

Öte yandan Fransa ile Türkiye arasındaki stratejik işbirliğine önem veren iş dünyasının önde gelen isimleri, Macron’un açıklamalarının iki ülke arasında soğukluğa dönüşmemesi için, Fransa Cumhurbaşkanı’nın yakın çevresi nezdinde girişimlerde bulunuyor.

İran’dan ‘atom bombası’ iddiası

Tahran cuma imamı Ayetullah Ahmed Hatemi, İran’ın atom bombası formülüne sahip olduğunu ancak bu kitle imha silahını üretmeyi düşünmediğini ileri sürdü. Devlet medyasında göre, Hatemi, Meşhed’te Hazreti Muhammed’in kızı Hz. Fatma’nın ölüm yıl dönümü için düzenlenen yas töreninde yaptığı konuşmada ülkenin atom gücüyle ilgili açıklamada bulundu. Hatemi, İran’ın atom bombası formülüne sahip olduğunu ancak hiçbir zaman üretmeyi düşünmediğini iddia ederek, “İran atom bombasının formülünü biliyor fakat bu kitle imha silahından istifade etmek istemiyor ancak nükleer enerjiye sahip olmayı kendisi için hayati bir mesele olarak görüyor” ifadelerini kullandı.

Hatemi, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ın balistik füze programını durdurması yönündeki açıklamalarına tepki göstererek, “Füze gücü İran için hayati önemdedir. ABD’nin şeytanlıkları İran’ın nükleer gücünü azalttı ancak nükleer anlaşma da bitti. Bu şartlarda İran’ı koruyan faktör füze gücüdür. Eğer bu gücü de elimizden alırlarsa aydınlık günümüz karanlık bir geceye döner. Füze gücümüz emperyalistlerin korkusudur” değerlendirmesinde bulundu.