İran İngiltere’yi uyardı: ‘Misilleme yapabiliriz’

İran Uzmanlar Meclisi Üyesi Ayetullah Muhammed Ali Musevi tarafından yapılan açıklamada, ABD’nin hava sahası ihlali yapan insansız hava aracının Devrim Muhafızları Ordusu tarafından düşürülmesi hatırlatılarak “Zorbalık karşısında sessiz kalmayacağız. Kesinlikle bu konuda da uygun bir tepki vereceğiz. Açıkça ilan ediyorum ki İngiltere İran’ın misillemesinden korkmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

Misilleme uyarılarının ardından, İran’ın Basra Körfezi’nde İngiltere’ye ait bir petrol tankerine müdahale ettiği yönündeki iddialara ise yalanlama geldi. İran devlet televizyonunun bölgedeki yetkililere dayandırdığı haberde, “Basra Körfezi’nde İngiliz petrol tankerinin durdurulduğuna dair bazı medya organlarının hatalı kaynaklardan naklettiği haberler, bölgedeki yetkililer tarafından yalanlanmıştır” denildi. Küresel deniz trafiğini izleyen ‘Marine Traffic’, Suudi Arabistan’ın Ras Tanura Limanı’na doğru hareket eden İngiliz ‘Pacific Voyager’ adlı petrol tankerinin Basra Körfezi’nde durduğunu ve durumunu da “komuta altında değil” şeklinde değiştirdiğini bildirmişti.

Cebelitarık Özerk Hükümet Başkanı Fabian Picardo, perşembe günü yaptığı açıklamada, Suriye’ye ham petrol götüren bir tankeri durduklarını, tanker ve yükünün alıkonulduğunu bildirmişti. İran’a ait “Grace 1” adlı geminin, Avrupa Birliği’nin (AB) Suriye’ye uyguladığı ambargoları ihlal ettiği gerekçesiyle durdurulduğu vurgulanırken, İran Dışişleri Bakanlığı ise, Tahran’a ait petrol tankerinin Cebelitarık’ta İngiliz güçleri tarafından “kanunsuz bir şekilde alıkonulduğunu” savunmuştu.

ABD’ye tepki

ABD’nin, İran’ın nükleer faaliyetlerine ilişkin son raporunu görüşmek üzere Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu’nu özel bir toplantı yapmaya davet etmesine İran’dan tepki gecikmedi. İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Misyonundan yapılan açıklamada, ABD’nin, tek taraflı ve hukuka aykırı olarak Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan (KOEP) çekilerek anlaşmaya zarar verdiği belirtildi. ABD’nin anlaşmanın uluslararası toplumda uygulanmasını engellemek için çeşitli yollara başvurduğu ifade edilen açıklamada, “Anlaşmaya zarar veren asıl ülke olarak ABD’nin özel toplantı talebinde bulunması, uluslararası ilişkilerde çok taraflılık ve hukukun üstünlüğü ilkesiyle çeliştiğinin göstergesidir” ifadeleri kullanıldı.