Dünya Yeni Zelanda’da vahşi katliam

Yeni Zelanda’da vahşi katliam

16.03.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Yeni Zelanda’da cuma namazı saatinde iki camiye yapılan saldırılarda 49 kişi hayatını kaybetti. Saldırgan tüm eylemi sosyal medya üzerinden canlı yayınladı

Yeni Zelanda’da  vahşi katliam

Yeni Zelanda’da, aralarında 10 km mesafe bulunan iki camiye cuma namazı sırasında yapılan silahlı saldırıda, aralarında bir çocuğun da bulunduğu 49 kişi hayatını kaybederken, 3’ü Türk 48 kişi de yaralandı. Tüm dünyayı ayağa kaldıran olay sırasında saldırgan, sosyal medya üzerinden canlı yayın da yaptı.

Haberin Devamı

Birleşmiş Milletler’in bağımsız uzmanlarınca gerçekleştirilen “2018 Dünya Mutluluk Raporu”nda ilk 10 sırada yer alan Yeni Zelanda, dünyayı şok eden bir olayla sarsıldı. Christchurch bölgesinde bulunan Nur ve Linwood camilerine, Cuma namazı saatlerinde düzenlenen silahlı saldırıda 49 kişi yaşamını yitirirken, 48 kişi de yaralandı. Kendisini Twitter’da Avustralya’dan Brenton Tarrant olarak tanıtan 28 yaşında bir kişi, kurşun geçirmez yelek ve çok sayıda silahla camiye geldi. Bunu, bir kamerayla sosyal medyla üzerinden canlı olarak yayınlayan kişi, daha sonra kaçmaya çalışırken polis tarafından yakalandı. Bu kişiyle birlikte, biri kadın dört kişinin gözaltında olduğunu belirten güvenlik yetkilileri, diğerlerinin kimliğini ve saldırıdaki rollerini paylaşmadı. Gözaltındakilerin istihbaratın takip listesinde olmadığı belirtilirken, yetkililer, erkek saldırganlardan birinin cinayetle suçlandığını açıkladı.

Haberin Devamı

Yetkililer, yakalanan kişilerin üzerinde ve araçlarında, silahların yanı sıra patlayıcılar bulunduğunu, bu kişilerin başka saldırılar da düzenlemeyi amaçladığının tahmin edildiğini bildirdi. Saldırının ardından bölgede okullar tatil edildi, halkın camilerden uzak durması istendi. İlk saldırı sırasında camide 300 kişi bulunduğu, cemaatin çoğunun camlardan kaçtığı belirtiliyor.

Yeni Zelanda’da  vahşi katliam

‘Kara bir gün’

Başbakan Jacinda Ardern, saldırının bir “terör” olayı olduğunu belirterek, “Tarihte benzeri görülmemiş bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bunun Yeni Zelanda’nın en karanlık günlerinden biri olduğu açık. Açıkçası, burada olanlar, olağanüstü ve benzeri görülmemiş bir şiddet eylemidir” dedi. “Biz bu tarz aşırıcılıkları reddedeceğiz. Burası bu tarz ideolojilerin yeri değil” diyen Ardern, şöyle devam etti:

“Yeni Zelanda’nın profili bu olay sonrası değişmeyecek. Biz, nefretin kucak açtığı bir yer değiliz. Bu saldırının burada yapılma nedeni; bizim ırkçılık ve nefretle ilgimizin olmaması. Biz her zaman çeşitlilik, dostluk, iyilik ve ortak değerlerimizi paylaşmamızla kucak açan bir ülkeyiz. Değerlerimiz bu saldırıyla kesinlikle sarsılmayacak. Bu saldırıyı gerçekleştirenlerin ideolojisinin en sert şekilde lanetleneceğinden emin olabilirsiniz.”

Haberin Devamı

Sakin bir yer!

2010 ve 2011’de, şiddetleri 6.3’e varan depremler yaşayan Christchurch, buna rağmen en “sakin” kentlerden biri olarak biliniyordu. Söz konusu saldırgan, sosyal medya hesaplarından paylaştığı 74 sayfalık manifestosunda ilk eylem yerinin bu kent olmadığını, ancak Müslümanların kendisini hiçbir yerde rahat hissetmemesi için burayı seçtiğini bildirdiği kaydediliyor. 5 milyona yakın nüfusa sahip Yeni Zelanda’da 50 bin Müslüman yaşıyor.

Ülke, 1990’da akli dengesi yerinde olmayan David Gray adlı bir adamın baskın yaparak 13 kişiyi öldürmesi sonrası kabul ettiği yasal düzenlemeyle, özellikle 1992 yılında yarı otomatik tüfeklere erişimi bir hayli kısıtlamıştı. Bu tarihten sonra Yeni Zelanda’da toplu katliam gibi olaylara sık rastlanmıyordu. Hatta polisler bile her zaman silah taşımıyor. Bununla birlikte 16 yaşını aşanlar, güvenlik kurslarını tamamladıktan sonra standart ateşli silah taşıma ruhsatına sahip olmak için başvurabiliyor. Bu ruhsat, silah satın alma ve denetleme olmadan kullanma imkânı tanıyor.

Haberin Devamı

Türklere tehdit savurmuş

Yeni Zelanda’da camideki onlarca kişiyi canlı yayında öldüren saldırganın, katliam öncesi sosyal medya hesabındaki 74 sayfalık manifestoda Türklere hitaben “Topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Boğaz’ın doğu yakasında. Ancak Avrupa topraklarında yaşamaya çalışırsanız, sizi öldüreceğiz ve siz hamamböceklerini topraklarımızdan atacağız... Konstantinopolis’e gelir, şehirdeki tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinopolis tekrar Hristiyan şehri olacak” mesajını paylaştığı ortaya çıktı.

Kebapçıda da çalışmış

Manifestoda, öldürdüğü insanların masum olmadığına inandığını aktaran Tarrant, ABD Başkanı Donald Trump içinse, “beyaz kimliği” için bir sembol olduğunu ancak lider olarak görmediğini yazdı. Saldırgan, “Yüksek Profildeki Düşmanları Öldür” başlıklı kısımda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Almanya Şansölyesi Angela Merkel’i ve Londra belediye başkanı Sadık Han’ı öldürmekten bahsetti. Tarrant, Erdoğan’ın, kendi halkının en eski düşmanlarından biri olduğunu da öne sürüyor.

Haberin Devamı

28 yaşındaki cani, Avustralya doğumlu olduğunu ve düşük gelirli bir aileden geldiğini anlatırken, soyunun İskoç, İrlandalı ve İngilizlerden oluştuğunu belirtti. Eğitim hayatına çok merakı olmadığını ve okulda notlarının ancak geçmeye yetecek kadar olduğunu da ekleyen katil, üniversite okumadığını, Bitconnect’ten yaptığı turizm yatırımdan biraz para kazandığını, bunun öncesinde kısa süreliğine bir kebapçıda yarı zamanlı olarak çalıştığını yazdı.

Saldırgan, “Avrupa topraklarına olan göç oranının azalması adına” saldırıyı gerçekleştirdiğini duyururken, 1930’lu yıllarda Alman Britanya Faşistler Birliği liderliği yapmış İngiliz siyasetçi Oswald Mosley’nin düşüncelerini kendine yakın gördüğünü belirtiyor.

Etnik ve kültürel soykırım gerekçeli saldırılar düzenleyen saldırganları desteklediğini ifade eden Tarrant, en çok da, 2011’te Norveç’te 77 kişinin yaşamını yitirdiği, 242 kişinin ise yaralandığı terör eylemlerinin faili aşırı sağcı terörist Justiciar Breivik’ten ilham aldığını, onunla iletişime geçtiğini ifade ediyor.

Yeni Zelanda’da  vahşi katliam

Saldırganın Türkiye’deki bağlantıları araştırılıyor

Reuters’ın bir Türk yetkiliye dayandırdığı habere göre, Yeni Zelanda’yı kana bulayan terörist Brenton Tarrant, daha önce bir süre Türkiye’de bulundu. Saldırganın Türkiye’deki bağlantılar araştırılıyor. Teröristin, 17-20 Mart 2016 ve 13 Eylül-25 Ekim 2016’da Türkiye’de kaldığı belirlendi.

Yeni Zelanda’da  vahşi katliam

Silahlarda dikkat çeken isimler

Camilere düzenlenen saldırılarda kullanılan silah ve şarjörlerin üzerinde yer alan isimler, dikkat çekti. Tarihi açıdan Türk ve İslam düşmanlığını gözler önüne seren isimlerin yanı sıra Türk karşıtı lakaplar görülüyor. Saldırganın silahının üstüne büyük harflerle “Turkofagos” (Türk Yiyici-Osmanlılara karşı savaşan Yunan askerlerinin kullandığı lakap) yazarken, Osmanlıları yenilgiye uğratmış isimlerin bulunduğu gözlendi. İşte bu isim ve sloganlardan bazıları:

- 1683 (II. Viyana Kuşatması): 1683 yılında IV. Mehmet devrinde Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından Avusturya İmparatorluğu’na karşı düzenlenen, başarısız olan kuşatmaydı.

- TURKOFAGOS (Türk yiyici): Osmanlı birliklerine karşı savaşan Yunan askerlerine verilen lakaptı

- 732 Puvatya Muharebesi: Fransa’yı yöneten Frank Krallığı’nın, Endülüs Emevileri’ninAvrupa içlerine ilerlemesini durdurduğu muharebe.

- 14 Kelime: 14/88 olarak da bilinen, Hitler’in “Kavgam” kitabında bulunan 14 kelimelik sloganı temsil eder

- John Hunyadi: 1441 ve 1442’de iki kez Osmanlı birliklerini mağlup eden, orta Avrupa’ya ilerlemelerini durduran Macar komutanıydı

- Miloş Obiliç: Sultan I. Murad’ı, 1389 yılında, I. Kosova Savaşı’nda sırtından hançerleyerek şehit eden Sırp Despotu Lazar’ın damadıydı. Osmanlı tarafından zaferle sonuçlanan savaş sonrası zafer alanını gezen Sultan I. Murad, yaralı Sırp Miloş Obiliç tarafından öldürülmüştü.

- Alexandre Bissonette: 2017’de Kanada’da bir camiye girip saldırı düzenleyen Bissonette, 6 kişiyi öldürmekten öbür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.

- Antonio Bragadin: 16. yüzyılda Kıbrıs’ın Osmanlı tarafından fethi sırasında Lala Mustafa Paşa’ya karşı direnmişti.

- Anton Lundin Pettersson: İsveç’te okula Star Wars maskesi takarak gelip elindeki kılıçla okula giden 2 göçmen çocuğu öldüren bir göçmen düşmanıydı.

BU OLAYLAR TESADÜF MÜ?

- Türkiye’ye 17 Mart 2016’da ilk kez giriş yapan katliamcı, 20 Mart’ta ayrıldı. O zaman aralığında 19 Mart’ta İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde bir terörist İsrailli turist kafilesinin arasına girerek üzerindeki bombayı patlatmış ve olay yerinde 5 kişi ölmüş 39 kişi de yaralanmıştı.

- Saldırganın Türkiye’de bulunduğu tarihler arasında 20 Mart 2016’yla ilgili de uyarı yapılmış ve 81 ilin valilik ve güvenlik güçleri teyakkuza geçmişti. Uyarıya göre, 20 Mart’ta ise Kandil’in talimatıyla 11 bin PKK’lı terörist Yüksekova’yı kurtarılmış bölge ilan edecek ve Suriye’den gelecek 8 bin PYD’li ise Türkiye’deki güvenlik noktalarına saldıracaktı.

Yeni Zelanda’da  vahşi katliam

Tepkileri de tepki gördü!

Yeni Zelanda’da 49 kişinin katledildiği cami saldırılarına tüm dünyadan tepki ve kınama yağarken, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, olayı “terör” olarak nitelememeleri dikkat çekti.

- ABD Başkanı Trump, saldırılara ilişkin mesajında, “Yeni Zelanda halkına taziyelerimi ve iyi dileklerimi gönderiyorum. 49 kişi anlamsız bir şekilde öldürüldü, çok daha fazlası yaralandı” dedi. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun ise taziye mesajında “Müslüman” veya “cami” kelimelerini kullanmayıp, saldırıyı terörizm olarak tanımlamaması tepkilere neden oldu.

- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’e gönderdiği başsağlığı mesajında, “Dua için toplanan sivillere yapılan saldırı, iğrençlik ve acımasızlıkla şok yaratıyor. Bu suça karışan herkesin hak ettiği cezayı almasını umuyorum” dedi.

- BM, Yeni Zelanda’daki iki camiye yapılan saldırının İslamofobik, terörist ve ırkçı bir saldırı olduğunu bildirdi.

- NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise, “Camilere yönelik korkunç terör saldırılarını şiddetle kınıyorum” dedi.

Avrupa kınadı

- Londra’daki camiler çevresinde güvenlik önlemlerinin artırıldığı İngiltere’nin Başbakanı Theresa May, “Yeni Zelanda halkına en derinden başsağlığı diliyorum. Düşüncelerim, bu tiksindirici şiddet eyleminden etkilenlerle” mesajını paylaştı.

- Almanya Başbakanı Angela Merkel ise “Yeni Zelanda’da huzur içinde ibadet edilen camide ırkçı nefret nedeniyle öldürülenler için yas tutuyorum” dedi.

- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Düşüncelerim Christchurch’deki camilere yönelik iğrenç suçların mağdurları ve yakınlarıyla. Fransa, her türlü aşırılığa karşı duruyor ve terörizme karşı ortaklarıyla hareket ediyor” vurgusu yaptı.

- Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, “İbadethanelere yapılan saldırılar hepimize yapılmış sayılır” dedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani, “Yeni Zelanda’daki terör saldırılarından gelen görüntüler karşısında insanın nutku tutuluyor” açıklaması yaptı.

Yeni Zelanda’da  vahşi katliam