Adanmışlık

Başarı, hazırlık ve fırsatın buluştuğu yerdir.

Bobby Unser

Havalar ısındı. Maçlar bitti. Transfer mevsimindeyiz. Sporculara uzun soluklu tatil olanaksız. Fiziksel ve de zihinsel yeterliliklerini korumak zorundalar. Kulüplerde gözlenebilir bir hareketlenme var. Her biri, özellikle parasal gücü kadar kendinden söz ettiriyor. İzmir’de havalar parçalı bulutlu. Hatta çok bulutlu, gök gürültülü. Altay ve Göztepe bir alt lige dönüş yaptılar. Menemenspor da benzer yazgıyı kucağında buldu. Altınordu, son maça kadar gelgitler yaşadı. Ve iyi ki de ligdeki konumunu korudu. Karşıyaka ile Bucaspor, istikrarlı bir biçimde alt liglerdeki durumlarını koruyor. Yani kısacası, iyi değiliz. Sorunlarımız var ve aşamıyoruz.
“Başarı kaç kez kazandığınla değil, kaybettikten sonraki hafta nasıl oynadığınla belirlenir” diyor futbol dünyasına adını kazımış Pele. Bu sözler, bana bir alt lige inen İzmir takımlarının kaybettikten sonraki hafta nasıl oynadıklarını anımsattı. Düzenli olarak kaybetmeyi bir biçimde kurumsallaştırdılar. Haliyle de kaçınılmaz sonla kucaklaştılar. Ve Pele sürdürüyor sözlerini: “Birçok insan gol atan birini görünce ‘büyük oyuncu’ diye düşünüyor. Çünkü gol çok önemli. Oysa asıl büyük oyuncu, sahada her şeyi yapabilendir. Asist yapabilen, arkadaşlarına güven veren, takım iyi oynamadığında lider rolüne geçebilen kişidir.”
Şimdi Göztepeli, Altaylı dostlarımıza yaşamsal bir soru: Takımlarınızda geride bıraktığımız sezon lider konumunu hak eden kaç futbolcu sayabilirsiniz? İki takımın da tüm maçlarını eksiksiz izledim. Benim aklıma bir isim gelmiyor. Ya sizin? Sürdürelim Pele’yle söyleşimizi: “Henüz 21 yaşımda dünyaca tanınan bir kişilik olmuştum. Ama asla köklerimi unutmadım. Evde öğrendiğim bütün kurallar, hayatım boyunca bana fayda sağladı. Herkese karşı kibar ve nazik olmalıyım. Dürüst ve sorumlu olmalıyım. Her zaman mütevazı olmalı, çok çalışmalıyım. Kendimi yaptığım işe adamalıyım. Aileme, bana verdikleri disiplin için minnettarım. Bütün ödüller, onurlar, zaferler karşısında özümdeki karakterim değişmedi.”
Değerli Mümin Sekman’ın çalışma arkadaşlarıyla büyük emek harcayarak ortaya çıkardıkları, okuyana coşku, özlem, kıskançlık ile ‘keşke’ duygularını duyumsatan ‘Şampiyon Sözler’ isimli yapıtı, 351 sayfa ve yaklaşık 861 adet özlü söz ile kısa öykülerden oluşuyor. Böylesine büyük emek ile yaratıcılık ürünü kitabın 861 özlü söz ve de kısa hikâyelerinde 31 Türk yurttaşının ismi var!
Neyse... Sorunun bu aşamasına fazla takılmadan devam edelim. Basketbolun efsanesi Michael Jordan, sözü alıyor bu kez: “Televizyonda NBA maçı izlediğinizde oyunun seviyesi o kadar iyidir ki, her şey çok kolaymış gibi görünür. Oyuncuların fazla çaba sarf etmeden ribaund ya da atış yaptığını düşünebilirsiniz. Ancak taraftarlar, oyuncuların antrenmanlarda ne kadar sıkı çalıştığını asla görmezler! Larry Bird’ün yüzlerce üçlük atışı denemesi yaptığını asla görmezler. Jordan’ın çembere sıçrayıp atış pratiğini defalarca tekrar edişini görmezler. Yetenek asla yetmez. Birkaç istisna hariç en iyi oyuncular her zaman en sıkı çalışanlardır.”
Yaş 35. İğnelerle, ağrı kesicilerle hâlâ toprak kortta liderliğini sürdürüyor Rafael Nadal. Hadi şimdi biraz da ona kulak verelim: “Ruhumu tenise satmadım! Büyük bir çaba sarf ediyorum. Ama bunu bir taviz olarak görmüyorum. 6 yaşımdan bu yana her gün antrenman yaptığım ve kendime çok yüklendiğim doğru. Bütün bunlar devam ederken, arkadaşlarım ya partilerde dolaşıyor ya da uyuyorlardı. Ancak ben bunu bir taviz ya da kayıp olarak görmedim. Çünkü her zaman çalışmak bana zevk verdi. Elbette başka şeyler yapmak istediğim zamanlar oldu. Sözgelimi gece geç döndükten sonraki sabah antrenmana gitmek yerine geç kalkmak gibi. Gençlerin yaptıkları bazı şeyleri kaçırmış olabilirim. Ama kâr-zarar hesabı yaptığımda iyi bir alışveriş olduğunu hissediyordum.”
O zaman dünya zevklerinden kendinizi yoksun bırakmayıp yaşamı ciddiye almıyorsanız, vur patlasın çal oynasın durumları insanı adım adım yok oluşa, tükenişe çeker. Şu muhteşem gökyüzü altında yaşamın bize uzattığı armağanların farkında olmalıyız.
“Sıradan bir futbolcuyla muhteşem bir futbolcuyu ayıran 3 şey vardır: Çok çalışmak, adanmışlık ve güçlü bir ruh”. Thierry Henry
Esen kalın. Aydınlık günler.