Bakan bize beceri dersi veremez!

Siyasi hayatının büyük bölümünü merkez sağda geçiren ve son olarak Cumhuriyet Halk Partisi, İzmir 2. Bölge’den milletvekili seçilerek, TBMM’nin yolunu tutan Aytun Çıray, Milliyet Ege Misafir Odası’nın konuğu oldu. İlk kez sol partide muhalefet yapma kararı alan Aytun Çıray öncelikle bu konuda uyum sıkıntısı yaşamadığını belirtti. Sağlık politikalarında uygulanan yanlış politikalardan, EXPO’ya kadar birçok konuyu değerlendiren Aytun Çıray, görüşlerini açıkça aktardı. Çıray, Milliyet Ege Bölge Temsilcisi Hamdi Türkmen, Yayın Koordinatörü Dilek Gappi, Yazı İşleri Müdürleri Uğur İşven, İbrahim Akbulut ve Muhittin Akbel’in sorularını içtenlikle yanıtladı.

Çok uzun zamandır siyasettesiniz, son olarak rotanız CHP oldu.CHP’nin yapısına uyum sağlayabildiniz mi?
Benim CHP’ye uyum sağlamam çok kolay oldu. Uyum süreci CHP’ye geçişimin ilk 1-2 ayında oldu. Bunda en büyük payın uzun zamandır sürdürdüğüm gazete yazılarım olduğunu düşünüyorum. CHP’liler fikirlerimi takip ettiler. En ufak adaptasyon sorunu olmadı.

Kemal Bey davet etti

Peki Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla, sizin CHP’ye geçmeniz arasında bir bağlantı var mı?
Kemal Bey’le eskiye dayanan hukumumuz vardı. 1993-97 dönemlerinde ben Sağlık Bakanlığı Müsteşarı’ydım, Kemal Bey SSK Genel Müdürü olarak görev yapmıştı. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu, beni eskiden tanışmış olduğumuz için partiye almadı. Tahminim şu: Geçmişte merkez sağda önemli görevler yapmış, güven duyduğu birisiyle CHP’nin daha geniş tabanı kucaklamasını hedefledi.

CHP’nin iktidar olma şansını nasıl görüyorsunuz?
İktidarın çok zorlandığı artık açık. 2 gün önce Ödemiş’teydim. Yıllarca Ödemiş ekonomisinin temel direklerinden bir tanesi patates, diğeri pamuktur. Pamuk zaten çoktan öldü. Patates üreticisi de bitmiş. Türkiye’de borçsuz insan kalmadı. Kötü yönetimi örtbas için sürekli gündem değiştiriyorlar.

İzmir’de şu anda var olan tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gelişmeleri dikkatle takip ediyorum. Gazeteleri okurken Ulaştırma Bakanı’nın hergün bir vaadini görüyorum. Sanırım Sayın Bakanın İzmir’deki vaadi yüzü geçti. Tabii bu tarz bir vaad bombardımanı bir süre sonra ciddiyet tartışması açar. Bakanın yine bir beyanını gördüm; ‘Gemileri alamadılar biz el koyduk’ diyerek beceriksiz olunduğunu söylüyor. CHP’yi beceriksiz olarak itham eden kişi kim? Treni devrilen Bakan. Bu Sayın Bakan bir tören düzenledi, Sayın Başbakan ile beraber treni yola çıkardılar. Pamukova’da tren devrildi ve 41 vatandaşımız hayatını kaybetti, 80 kişi yaralandı. Dava zaman aşımına uğratıldı. Şimdi eline kan bulaşmış bir Bakanın, kalkıp başkalarını bu şekilde eleştirmesi çok şaşırtıcı. Doğrusu İzmir’e yapılan her şeyden memnun oluruz. Ancak 10 yıl akılları neredeymiş? Bir zamanlar rahmetli Turgut Özal mahalli seçimlere giderken bir ilan yayınlamıştı. Bir belediye başkanı sandalyeye oturtulmuş iplerle sandalyeye bağlanmıştı. ‘Bana oy vermezseniz, belediye başkanınız bu hale gelir.’ diyordu. Şimdiki durumda farklı değildir. Ancak Türk milleti temsilcilerinin sandalyeye bağlanmasından hoşlanmaz.

Başarısızlığı kürtajla örttüler

Siz hem İzmir milletvekilisiniz, hem de ulusal politikalarda sık sık verdiğiniz soru önergeleriyle yer alıyorsunuz. Gördüğünüz en önemli eksiklikler nelerdir?
Türkiye’de sağlık reformu yasa tasarısını ilk düzenleyip, 1995’de Parlamento’ya gönderen teknik heyetin başıydım. Dolayısıyla sağlık politikalarının en tepesinde bulundum AKP, bu altyapı üzerinden bazı işler yapmak istedi. Doğrusu başta bunu samimiyetle destekledim. Fakat ne olduysa birden bire esasından saptı, koruyucu sağlık hizmetlerinden vazgeçildi.

Neden ?
En önemlisi; en başta yapılması gereken, gerçek aile hekimliği sisteminin kurulması idi, onu yapmadılar. Özel hastaneleri teşvik etmeye başladılar. Ben özel hastanelerin teşvik edilmesine karşı değilim, ancak itirazım finansman modeli oluşmadan bunu yapılmaya çalışılmasıdır. Bir de performans sistemi denilen bir sistem getirdiler. Ameliyat sayılarında yüzde 250 artış oldu. AKP’nin 16 milyar dolarla aldığı sağlık harcamaları, şu an 60 milyar dolara yaklaştı. Şimdi yavaş yavaş halkımıza verdiği hakları geri almaya başladılar. Başarısızlığı örtbas etmek için suni bir tartışma ortaya attı. Aslında kürtaj tartışmalarının tercümesi AKP’nin sağlık politikalarının iflasıdır.

“EXPO’DA GERÇEĞİ BEN AÇIKLARIM"

EXPO’ya gelelim... EXPO’da konu sağlık, çalışmaları doğru buluyor musunuz?
Öncelikle şunu söylemek isterim ki; EXPO partiler üstü bir projedir. Tüm İzmirlilerin ortak projesidir. Ancak İzmir halkının temsilcisi olan İzmir Belediye Başkanı burada da engellenerek, arka plana çekerek siyasallaştırılıyor. Peki Mahmut Özgener’in, Ender Yorgancılar’ın ve Işınsu Kestelli’nin istifasını nasıl açıklayacaklar? İzmirliler bu istifaların nedenini hala bilmiyorlar, ben biliyorum. Söylemek istiyorum. Bunu açıklamak isterler mi? Yoksa ben mi açıklayayım?

İzmir’i 2. Cumhuriyet’in başkenti yapacaklar

İktidar partisinin üst üste açıkladığı projelerle İzmir’e gösterdiği olağanüstü ilgiyi Çıray farklı bir stratejiye bağladı: Bunu yalnızca bir kent rövanşı değil, yeni bir siyasal rejimin başlangıcı olarak da görüyorlar...

Sadece Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na değil, tüm muhalefet belediye başkanlarına büyük bir baskı yaşatıldığını iddia ediyor Aytun Çıray... Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon örneğini veren Çıray, Kocadon’un adeta Roma’da arenaya aslanların önüne götürülür gibi götürülüşünün ise CHP’lilere uygulanan baskının fotoğrafı olduğuna işaret ediyor.

Bu yoğun baskı, yine yoğun olarak sürürülen “35 proje”nin etkisi altında erir mi? Sizce proje bombardımanından etkilenir mi?
Geçen hafta Sayın Binali Yıldırım, 35 projeyi değerlendirdi. Bitirirlerse memnun oluruz. Ama projelerin çoğu İzmir’e özel değil, Türkiye’nin genel projeleri. 10 yıl geçtikten sonra, yeni keşfetmiş gibi otoyol yapmaya başladılar. Üstelik bazı işler yapılırken pahalıya mal edildi. Bunu da eline yüzüne bulaştırdılar . Manisa Tüneli çöktü. Çünkü; projeyi yanlış yapmışlar. Oralara harcanan paraların hesabını kim verecek? CHP olarak iyi yapılan her şeyi destekleriz. Muhalefet yapmak için, muhalefet yapmama kararındayız.

Şimdiden farkı 75 bin artırdık

AKP’nin İzmir’de güç kazandığına katılıyor musunuz, yoksa İzmir CHP’nin kalesi midir?
Hayır katılmıyorum. Şehir efsanesinden ibarettir. Bir önceki genel seçimlere göre CHP aradaki farkı 75 bin artırdı. Konuşulan her şey AKP’nin medyayı yönlendirme gücünden kaynaklanıyor. Bu bir siyasi palavra. İzmir hiçbir partinin kalesi değil. İzmir yüksek ahlakın, modernleşmenin ve cumhuriyetin kalesidir. Bu şablona hangi parti uyuyorsa ona oy verir. AKP bu şablona uyuyor mu? Yüksek ahlak var mı? Cumhuriyete bağlı mı? Modernleşmeye açık mı?

Büyükşehir ve belediyelerin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Bu değerlendirmeyi benim yapmamam gerektiğini düşünüyorum. Önemli olan sokaktaki vatandaş nasıl değerlendiriyor, bu konuda benim objektif bir görüşüm yok o yüzden yorum yapabilecek durumda değilim.

AKP’nin İzmir’i bu kadar önemsemesinde size göre ne gibi sebepler var?
Sayın Başbakan’ı Türkiye dışındaki güçler yönlendiriyorlar. Diyorlar ki:”Sayın Başbakan siz çok büyük adamsınız ve daha büyük olacaksınız. İkinci Cumhuriyetin kurucu Cumhurbaşkanı olacaksınız”. Sayın Başbakan da kendisini hakikaten ikinci Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor. Bunun için daha büyük meşruluk arıyor. Başbakana deseniz İzmir’i mi almak isterseniz, Türkiye’yi mi? İzmir’i diye cevap verir. Böylece kafasındaki yeni bir siyasal rejimin meşrulaşmasını sağlayacak.
İzmir’in önemi çok büyük. İzmirliler önümüzdeki mahalli seçimde sadece belediye başkanını değil, Türkiye’deki rejimin ne olacağını oylayacaklar. İkinci Cumhuriyet mi? Yoksa Atatürk Cumhuriyeti mi?

Medikal tıp 8 milyar dolar kazandırır

“Şu anda sağlığa harcanan para toplamda 4 trilyon dolar. Medikal tıp turizmi dediğimiz turistin farklı bir ülkeden başka bir ülkeye giderek ameliyatların olması. İzmir her şeyiyle, bunun Türkiye’deki başkenti olmaya çok uygun. Eğer el ele verirsek, 10 yıl içinde İzmir‘e her yıl 8 milyar dolar girebilecek bir projeyi tamamlamış olabiliriz. Sağlık Serbest Bölgesi’ni ise çok hayata geçebilir görmüyorum. Dünyada sadece Dubai’de deneme aşamasında. İlk gelen sonuçlarda da istenilen düzeyde turist çekilmediği biliniyor. Bunu detaylı düşünmek gerekiyor.”

“Hastane binaları depreme dayanmaz”

“ Benim verdiğim bir soru önergesi vardı. İzmir’de depreme dayanıksız olan hastane binalarının sayısı kaçtır ve ne kadarını dayanıklı hale getirildi diye. Bana doğru cevap verememişlerdi. Bakınız bugün İzmir’de kayıtlara göre 321 hastane binası var. Bunun 225 tanesi, soru önergesini verdiğimde depreme dayanıksızdı. Bana verdikleri cevapta ise dayanıklı hale getirilmiş hastaneler adı altında yeni yapılan hastanelerin adını sıralamışlardı. Bu çok vahim bir konu”

Seçimleri yine CHP alır

Önümüzdeki yerel seçimlerde kayıp olacağına inanmıyorum. Ödemiş’i örnek verebilirim. Geçmişte Ödemiş Devlet Hastanesi Başhekimliği yaptım.

Halen evim orada. Ödemiş’te yaşadığım için belediye başkanımızı başlarda eleştirdiler ama şimdiki seyahatlerimde övgülerle karşılaşmaya başladım.

Çünkü başlattığı projelerin sonuçları gelmeye başladı. Belediyecilik zor bir iştir. Halkla 24 saat iç içesiniz.
En ufak bir problemde sizi bulur ve ayağı taşa vursa sorumlusu belediye başkanıdır. Belediye başkanlarımızın geliştirdiği, yaptıkları projeler su yüzüne çıkmaya başladı. Son bir yılda projelerin sonuçları görünür olacaktır. ”