Ege Bakan Şener İzmir'de ne söylemek istedi?

Bakan Şener İzmir'de ne söylemek istedi?

27.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Bakan Şener İzmirde ne söylemek istedi

ESİAD Başkanı Mehmet Ali Kasalı, o akşam herkesin beklentilerini ve düşüncelerini yansıtan bir konuşma yaptı.ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Samim Sivri'nin de konuşması Kasalı'ya yakındı ve iş dünyasının beklentilerini tam olarak yansıtır cinstendi. Özellikle Kasalı'nın konuşmasından beğendim bölümleri sizlerle de paylaşacağım.Çünkü son derece objektif ve doğru tespitler vardı. Anlatmak istediğim; Şener'in yaptığı konuşmanın içeriğinin tam bir hayal kırıklığı yaratmış olmasıdır.Şener, daha önce de dinlediğim bir konuşmasını İzmir'de yapmayı tercih etti. Küreselleşmenin ister birey, ister firma, ister ülke açısından kaçınılmaz olduğunu anlattı ve "Dünyayı iyi okuyalım..." mesajı verdi.Elbette bu söze itirazımız yok ama salonu dolduranlar İzmirli işadamları değil de, bir üniversitenin mezun olmaya aday son sınıf öğrencileri olsaydı belki çok daha yararlı olabilirdi.Türkiye gergin... İş dünyası tedirgin... Sokaktaki insan geleceğinden emin değil...Böyle bir ortamda ve İzmir'de verilecek mesajlar çok daha içerikli olmalı.Zannediyorum, o salonu dolduran ve gece 23.30'a kadar kalan herkes de benim gibi düşünüyordur. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener pazartesi günü ESİAD'ın konuşmacı konuğuydu. Son aylarda yaşananlar; siyasi gerginliğin özellikle Danıştay olayından sonra artmış olması, bunun uzantısı olarak para piyasalarında küçük bir krizin habercisi olarak görülen ekonomik hareketlilik Şener'in ziyaretini de daha cazip hale getirdi. ESİAD Başkanı Mehmet Ali Kasalı'nın, benim de altına imzamı atacağım sözleri, satır başlarıyla şöyle:Türkiye'nin tam anlamıyla düzlüğe çıkması, siyasi iktidarların ömrünü aşabilecek sürelere ihtiyaç göstermektedir. Bunun bilincinde olursak, hükümetler boyu sürecek bir kalkınma ittifakı daha kolay oluşturulabilecektir. Durum böyle iken, hükümet kanadında yetki ve sorumluluk sahibi kişiler kaynaklı bazı söz, tutum ve davranışlar, yapılan olumlu işlerle gelişen güveni zedelemekte, iktidar partisinde olduğu söylenen gizli gündem kuşkusunu hep canlı tutmaktadır. Kadrolaşma iddiaları ve bu iddiaların haklılık payını artıran uygulama örnekleri, hükümet üzerindeki kuşku bulutlarının mıknatısı olmaktadır. Avrupa Birliği yolunda cesur adımlar atan, yani Sayın Necmettin Erbakan'ın bir zamanlar dilinden düşürmediği Batı Kulübü'ne üye olmak için kolları sıvayan bir iktidarın, özellikle son zamanlardaki söylem ve davranışlarıyla, cumhuriyetimizin yapı taşlarında olduğuna inandığımız Avrupa değerlerinden hızla uzaklaşma izlenimi vermesi gerçekten üzücüdür.Devletin tepesinde yaşanan atama krizleri nedeniyle birçok kurumunun vekaleten yönetilmesi ya da atamaların gecikmesi gibi gelişmeler, siyasi iktidarda uzlaşma arayışından çok, inatlaşma yaklaşımının daha ağır bastığı izlenimini vermekte, bu da güven geliştirmeyi engellemektedir. Devletin başındaki hiçbir kurum kendinden başkasını gereksiz ya da ayak bağı olarak görmemeli, güç mücadelesine ise hiç mi hiç girişmemelidir. Çünkü bizler, toplumun bir parçası olarak memleketimizi ileriye götürmek için ihtiyacımız olan dayanışma ve işbirliği bilincini, anayasal zeminde, çağdaş değerleri özümsemiş bir şekilde ilk önce devletin tepesinde görmek, hissetmek istiyoruz. Mehmet Ali Kasalı neler söyledi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın grup toplantısında faiz ve enflasyon hedefiyle ilgili yaptığı açıklamalara Durmuş Yılmaz, belki de tarihinin en kısa açıklamasını yaparak bu konudaki asıl belirleyicinin Merkez Bankası olduğunu hatırlattı.O akşam Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'e sorulan bir soru da geçenlerde yine Devlet Bakanı Ali Babacan'ın sanki Merkez Bankası adına yaptığı açıklama üzerineydi. Şener, "Bana DPT, TMSF, BBDK nasıl bağlıysa Babacan'a da Merkez Bankası bağlı. Yapılan açıklama gayet doğaldır..." gibi bir cümle kullandı.Şener yanılıyor. Ben hiç Başkan Bush'un, ABD Merkez Bankası adına bir açıklama yaptığını duymadım. Kaldı ki, dünyanın hiçbir ülkesinde başarısı piyasalarca tescillenmiş bir Merkez Bankası Başkanı bu kadar kolay harcanmaz. dsipahi@milliyet.com.tr Şener'e katılmıyorum