Ege Belediyelerin bir İzmirliye emanet edilmesi isabetli

Belediyelerin bir İzmirliye emanet edilmesi isabetli

06.11.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

‘Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’ görevinin, kendisi için sürpriz olduğunu belirten Yüksel, “Ama son derece isabetli ve doğru alınmış bir karar. Çünkü bu konuda İzmir kadar güçlü bir il yok” diye konuştu

Belediyelerin bir İzmirliye emanet edilmesi isabetli

Bu hafta, siyaset gündemine, kuşkusuz, CHP’de yaşanan deprem damga vurdu. Yeni yönetim oluşturulurken, listeye iki İzmirli de girdi. Oğuz Oyan ve Alaattin Yüksel... ‘Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’ görevine getirilen Yüksel, CHP İzmir’de iki dönem il başkanlığı yaptı. Bir süre siyasete ara verip, ruhunu dinlendiren Yüksel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olmasıyla Parti Meclisi’ne girmişti. Yüksel’le, CHP Genel Merkezi’nde yaşananların perde arkasını ve ‘Yeni CHP’nin misyonunu konuştuk.

Haberin Devamı

Her şey, Yargıtay uyarısıyla başladı

Geçen hafta CHP’de yaşananların perde arkasıyla başlayalım mı?
- Aslında her şey Yargıtay Başsavcılığı’nın, yanlış tüzüğü uyguladığımızla ilgili uyarı yazısıyla başlıyor. O yazı üzerine Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplanıyor. “Sorun, Anayasa Mahkemesi’ne taşınırsa, parti, seçim öncesinde zor durumda kalabilir. Bu riske girmeyelim. Savcılığın uyarısı doğrultusunda, ‘geçerli’ denilen; bir önceki kurultayda (2008) eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın değiştirdiği ama o güne kadar yürürlüğe koyulmayan maddeyi uygulamaya geçirelim” deniliyor. Tüzükte yetkiyi kullanmaya sıra gelince tartışma başlıyor. Genel Başkan, tüzük gereği; “13 yardımcımı ve genel sekreterimi ben seçeceğim” diyor. Bunun üzerine eski MYK üyelerimiz, eski genel sekreterimiz ve genel başkan yardımcılarımızla aralarında tartışmalar başlıyor. “Bu belirlemede bizim de bilgimiz, yetkimiz olsun” biçiminde. Genel Başkan da ‘pazarlık’ sayılabilecek böyle bir değerlendirmeye girmiyor. Sonra gerginlik artıyor.

Siz bile beklemiyordunuz sanırım...
- Hiç beklemiyordum... Bu kadarını beklemiyordum. Kendimle ilgili, görevimle ilgili de hiç beklemiyordum.

Haberin Devamı

Parti içi demokrasi hareketi; yerinde, haklı ve doğru...

Parti içi demokrasi imza hareketini nasıl karşılıyorsunuz?
- O, parti tabanının zaten bu konuda talepleriydi. Bence çok yerinde, doğru,
haklı talepler bunlar. Eskiden hiç hoş görülmeyen taleplerdi ama Aziz Kocaoğlu da, Büyükşehir Belediye Başkanı olmasına rağmen cesaretle gidip öyle birşey imzalamış. Çünkü Aziz Kocaoğlu’yla aynı gelenekten geliyoruz. Aynı siyasi anlayıştan geliyoruz. Türkiye’de korku duvarlarını, korku imparatorluğunu yıkabilmemiz için önce kendi evimizi demokratikleştirmemiz gerekiyor. Bu, ‘seçimle gelen, seçimle gider anlayışı’dır...

Önder Sav, aradı, “Artık Genel Başkan’ı taşıyamayacağız” dedi

CHP Genel Merkezi’nde ‘deprem günü’ neler yaşandı?
- Parti Meclisi’nden (PM) bir gün önce Ankara’daydım. Toplantı, ertesi gün 14.30’daydı. Öğlenden itibaren telefonlarımız çalmaya başladı. Bir ayrışma olduğunu ilk o zaman farkettik. Eski MYK’den arkadaşlar aradı, Önder Bey’in imza topladığını, hemen genel merkeze gelip, imza atmam gerektiğini söylediler. Olağanüstü tüzük kurultayının gündeme alınması maddesiyle ilgili olduğunu öğrendim. Önder Bey de birkaç kez aradı. “Artık taşıyamayacağız genel başkanı; çık 9’uncu katta Hülya Hanım’ı da al, ikiniz de imzalarınızı atın” dedi.

Ne dediniz?
- Kendisine bunun uygun düşmeyeceğini söyledim. Daha sonra, Genel Başkan gelmeden PM başlatıldı. Saat 14.35 gibi, Önder Bey, “Şimdi aldığımız bilgiye göre genel başkanımız PM toplantısını iptal etmiş, ama biz PM toplantısını açıyoruz” dedi. Şaşkın ve gergin bir ortam vardı. İmzalı önergeleri divana sundular ve oylama başlattılar. Mikrofonlar açılarak, tek tek isim okunarak ve herkesi bağırtarak oylamaya sundular. Mustafa Kurban, Hülya Güven, ben ve üç-beş arkadaş birlikte, bunun uygun olmadığını söylemeye çalıştık. Kararımızın ‘ret’ olduğunu söyleyip, çıkmak üzere ayağa kalktık. O sırada ön sıralardan laf atmalar oldu. Daha sonra, genel başkanın bulunmadığı, iptal ettiği bir toplantıda böyle bir karar alamayacakları da anlaşıldı.

Haberin Devamı

Halk, yaşananları çok olumlu buluyor

Kamuoyunda farklı yorumlar, hatta “AKP’nin ekmeğine yağ sürdüler” tartışmaları var...
- Ben tam tersini düşünüyorum. Bu iki günlük süreçte aldığım tepkilerden bunu anlıyorum. Cep telefonum kilitlendi. Profesyonel siyaset yapan insanlardan değil bunlar. Halktan, sade partililerden, sade vatandaşlardan gelen tepkiler. Başka siyasi partilere oy vermiş olanlardan aldığım çok olumlu tepkiler var. Bu değişimin çok uygun olduğunu, çok desteklediklerini söylüyorlar, “Bizim oyumuzu da alabilirsiniz” diyorlar. Tıpkı 22-23 Mayıs Kurultayı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildiği gün gibi bir şölen... O gün gibi yukarıya doğru inanılmaz bir ivme kazandı CHP.

Haberin Devamı

‘Korku’ vardı, kimse ağzını açamıyordu

Peki parti içinde yaşanan bölünme nasıl etkileyecek?
- Parti içinde bölünme yok. Tabii ki farklı görüşlere sahip insanlar olacak. Zaten bizim istediğimiz de bu. Farklı seslerin olabileceğini kabul etmek gerektiği, sevginin egemen kılınması, korkuların ortadan kaldırılması gerektiği üzerine çalışacağız. Benim gördüğüm, parti örgütünde çok büyük destek var. İnsanlar o güne kadar belki seslerini çıkaramıyorlardı, çekiniyorlardı, birşey söylemiyorlardı. Parti içindeki geleceklerini düşünüp, bu çekimserlikle, bu korkularla eleştiriden uzak duruyorlardı. Ağızlarını açamıyorlardı. Nasıl Türkiye’de insanlar iktidarı eleştirmeye, telefonda bunu konuşmaya bile korkuyorsa, partide de benzer bir korku hakimiyeti vardı.

Örgütlerde neler olacak? Değişiklikler olacak mı?
- Bunu destekleyenler ya da desteklemeyenler biçiminde bir değişiklik olmaz. Bizim iki önemli projemiz var. Birincisi, CHP’de demokratikleşme projesidir. Tüm antidemokratik maddeleri tüzükten çıkarıp, Türk siyasi yaşamına, diğer siyasi partilere örnek olacak demokratik bir tüzük hazırlamak... Partinin demokratikleşmesini, yapısının baştan aşağı değişmesini, gerçekleştirmek... Diğer proje de Türkiye’de demokratikleşmeyi sağlamak. Türkiye’ye demokrasiyi getirmiş bir parti olarak, CHP’nin, demokrasiyi yeniden tesis etmek gibi çok önemli bir misyonu var. Bunu yapabilmesi için de önce kendi içinde demokratikleşmesi gerekiyor.

Yeni süreçte örgütlerde hiç mi yenilik yapılmayacak?
- Pazartesi katılacağım MYK toplantısında gündeme alınmasını talep edeceğim... Bu örgütlerde aday olacak arkadaşlarımızın bir an önce görevlerini bırakmaları, istifa etmeleri konusunu gündeme getireceğim. Yerine bizim yeni ve daha uzun süre o görevi yürütebilecek arkadaşlarımızın belirlenmesini... Çünkü, seçime bir-iki ay kala birden bütün örgütler boşalıyor, yepyeni arkadaşlarımız geliyor, acemi ve daha ne yapacağını bilmeyen insanlarla seçim gelip geçiyor. Seçimde refleks gösterebilecek, çalışmaları başarıyla yürütebilecek, güçlü örgütler kurulması gündeme gelecektir.

Haberin Devamı

Ege’deki başarıyı ülkeye yayacağız

Yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı oldunuz. Peki yerel yönetimlerle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Çok isabetli ve haklı bir karar olmuş. Demek ki genel başkanımız bunu belirlerken kafa yormuş. Çünkü, İzmir kadar yerel yönetimler konusunda güçlü bir il daha yok Türkiye’de. 30 ilçenin neredeyse tamamı bizim. CHP, yerel yönetimlerde, İzmir’de ve Ege Bölgesi’nde giderek güçleniyor. Bunun bütün ülkeye örnek olması gerektiğini yıllardır söylüyoruz. O nedenle İzmirli bir siyasetçinin böyle bir göreve getirilmesi doğrudur. Birikimlerimizi, Türkiye’deki tüm örgütlerimize aktarmaya çalışacağız. İzmir ve Ege’deki başarıyı Türkiye’ye yaymaya çalışacağız. Artık kendi içinde tartışan, birbirini yenmeye çalışan değil, siyasi rakiplerini, AKP’yi yenmeye, iktidara ulaşmaya yönelik omuz omuza çalışma içinde olacağız.