Ege Bir güzelin anatomisi

Bir güzelin anatomisi

16.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:

Ömer Lütfi Akad’ın keşiflerinden Maral Büyüksaraç hep “Gençliğin bütün duruluğu yüzüne yansımış” diye tanımlandı. Genç oyuncu, hem bir çocuğun masum güzelliğini taşıyor hem de seksi bir genç kızın...

Bir güzelin anatomisi

Türk sinemasının kurucularından Ömer Lütfi Akad‘ın gelmiş geçmiş en göz alıcı keşiflerinden 2011 mucizesi Maral Büyüksaraç. Eleştirmenlerin deyimiyle ‘lolita...‘ Zaten ‘lolita’ göbek adı gibi kaldı üstünde. Baş döndürücü, duru, çok güzel...

Haberin Devamı

Hem okul hem de iş

Makyajla vamplaştırılmış hali de, yüzünü yıkamış tazecik hali de. Bir anda Türkiye‘nin dikkatini çekti. Ateşle buzun buluşması gibi biraz o; hem bir çocuğun masum güzelliğini taşıyor üzerinde hem de seksi bir genç kızı. Hem sevimli hem soğuk ve mesafeli. Gazeteciler onu köşesine, “Gençliğinin bütün duruluğu yüzüne yansımış” diye taşıdı. Öyle güzel bir hikayesi var ki, daha anne karnında başlamış. Anne-babası bir an olsun ellerini üzerinden çekmiyor. Böyle eğitimli ailelerin çocuklarının bu işe girmesi, sektör için büyük şans... Gözlerinin içi gülen, pırıl pırıl bir genç kız. Dokuz yıldır durmaksızın oyunculuk yapıyor, aynı zamanda okuluna da devam ediyor.

- Eğitim ve oyunculuk zor değil mi?

Haberin Devamı

Zekeriyaköy’de büyüdüm. Hayvanlarla insanlarla olduğumdan daha yakın hissediyorum kendimi. Ana okulundan beri okuyor ve çalışıyorum. Eğitimle birlikte oyunculuğu yürütmek zor. Yıllardır farklı dizi ve yapımlarda rol aldım. Set koşullarının ağırlığı bazen okulumu etkiledi. Hiç uyumadan okula gittiğim zamanlar oldu. Ama şanslıydım. Beni tanıyan yapımcılar, okulumu önemsediğimi görünce, yardımcı oldu. Set aralarında ders çalıştım. Ne işimi ne de okulumu aksattım.

- Sizce eğitimin önemi nedir?

Oyunculuğun beni beslediğine ve başarıma katkı sağladığına inanıyorum. Bu sayede çalışma ortamını gördüm, çok sayıda ve farklı insanlarla iletişim içinde oldum. Sette sadece oyuncu yok. Kamera arkasında birçok insan ve birçok hikaye var. Ben de o hikayelere kulak tıkayan biri değilim. Farklı hayatları, farklı mücadeleleri küçük yaşımdan beri gözlemliyorum. Çok zor hayatlar var. Kolay bir dünyada yaşamıyoruz, üstelik koşullar zorlaşıyor, başarılı olmak zor, eğitim önemli...

Aşk ne bilmiyorum

- İsminiz ‘dişi geyik, ceylan’ anlamına geliyor; size veriliş hikayesini biliyor musunuz?

Bu soru hoşuma gitti, ‘Maral’ın; ay ışığı, beyaz toprak, güzel kadın ve çöl çiçeği gibi anlamı var. Ben kendime ‘çöl çiçeği’ni yakıştırıyorum. Annem ve babam bu isme bayılırmış. Aynı zamanda ceylana deniliyor. Önce büyükbabam Ezo olsun demiş, sonra büyükbabamın ve büyükannemin yakın dostları Bülent-Rahşan Ecevit doğum için gelmişler. Ecevit, Maral olsun demiş. Büyüyünce o da öyle isterdi diye düşünmüş olmalı. Eskiden adımı beğenmezdim, şimdi seviyorum. Adımla özdeşleştiğimi hissediyorum. İtalya’da adımı sorduklarında çok tatlı ve heyecanlı kodluyorlar ve sanırım yakında orada da Maral adı konulmaya başlar.

Haberin Devamı

- Aşkın tanımını nasıl yaparsınız?

Bana göre aşk sevginin en üst perdeden hissedilen hali. Her sevgi aşk olarak nitelendirilemez. Okulda hep beğenilen bir kızdım. Karşımdakine yüz vermeyince bana düşman oluyorlardı. Şimdi de değişen bir şey yok. Hayatımda da kimse yok. Zaten hiç aşık olamadım. Aşk ne, onu bile bilmiyorum. Daha yaşım küçük. Şu an kariyerimi düşünüyorum. Kendimi zaman zaman seksi, çoğunlukla da masum buluyorum.

Yabancı dil çok önemli

- Yeni projelerinizden bahseder misiniz? Tarihi bir projede yer almak istiyormuşsunuz?

Gelecekte daha iyi işler yapmak, sınırlarımı yükseltmek istiyorum. Her oyuncu, birden fazla enstrüman çalabilmeli ve dil konuşabilmeli. Dört yaşından bu yana bale yapıyorum, ayak bileğim incindiği için sahneye çıkamıyorum ama doktorlar sette sorun olmayacağını söyledi. Sırf iş yapmış olmak için iş yapmam. Zamanımı büyümek için, okumak, öğrenmek için; kendimi geliştirmek için kullanacağım. İnsanların kalbine dokunan, mesajı olan, kaliteli bir filme adımı yazdırmak istiyorum. Küçüklüğümden beri ailem bunu anlatır. Büyükbabam bana hep “Audrey Hepburn” derdi.