Ege Bireysel tükeniş

Bireysel tükeniş

24.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Bireysel tükeniş

* * *O yazılarda Budak ve Sürgevil nelere dikkat çekmişlerdi? Dink'in katili Ogün Samast ve azmettirici olduÇu düşünülen Yasin Hayal'in ruh hallerini özetleyen bilimsel gerçekler. Toplumumuzdaki çöküş; "tükenmişlik sendromu" ile açıklanıyor. Tükenmişlik, bireyin sahip olduÇu deÇerlerde, itibarında ve maneviyatındaki erozyondur ve bu görüntüsüyle tükenmişlik, insan ruhunun tipik bir çöküşüdür. Tükenmişlik kroniktir, belirtileri aniden ortaya çıkabilse de genellikle yavaş ve sinsice gelişen bir olgudur. Tükenmiş insanlar, sıkıntılarını ustaca gizleyebildiklerinden iç dünyalarında neler olup bittiÇinin farkında deÇildirler. Birey kendisini engellenmiş hisseder; çünkü hedeflerine ulaşmaktan alıkonulmuştur. EÇer birey, işi üzerindeki kontrolünü kaybetmiş ya da işini yapmak için gereken kaynaklardan yoksun bir durumda bırakılmışsa; onu hedefine götüren kariyer yolu üzerindeki engelleri de aşamayacaktır. Buna ek olarak birey, beklediÇi ödülleri de alamıyorsa, kendisini yetersiz hissetmesi, hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Harcanan zaman ve çabanın bir sonucu olarak da birey kendisini tükenmiş hissedebilecektir. Bireyin engellenmişlik duygusuna eşlik eden sinirlilik hali; insanlara karşı negatif tepkileri ve işe karşı duyarsızlaşmayı tetikleyebilir. Bu olumsuz tepkiler için bir günah keçisi arayışına giren birey, kendi problemleri için diÇerlerini suçlamaya başlar ve onlara verdikleri tepkiler daha cezalandırıcı ve saldırgan olur. Bununla birlikte, sinirli olan birey işini yapış şekli konusunda daha da katılaşır ve kendisini yeni alternatiflere kapatabilir.* * * İnsanlar kendilerine saygı ve güven duyulmadıÇını ve yaptıkları işe deÇer verilmediÇini düşündüklerinde, öz saygı ve yeterlilik hisleri tehdit altına girmektedir. Bir anlamda, işleri konusunda kendilerini küçük düşürülmüş hisseden bireyler, çevrelerine karşı bir düşmanlık duygusu da geliştirebilirler. Çalıştıkları yerde kendilerini bir yabancı gibi hisseden bu insanlar bazı misillemelerde dahi bulunabilirler. Korku ve kaygı (gerilim), tükenmişliÇi körükleyen duygulardan diÇer ikisidir. Bu duygular, çalışanın işi üzerindeki kontrol duygusunu kaybettiÇi ve iş çevresinin belirsiz olduÇu durumlarda ortaya çıkıyor. Günümüzde işyerlerinde birçok çalışan, bu gibi durumlarla yüz yüze kalıyor. Bir yandan çaresizlik, diÇer yandan umutsuzluk ve deÇer diye dayatılan deÇersizlikler yüzünden çocuklar; bıçak, tabanca taşıyıp argo konuşarak sapkın ve şiddet dolu davranışlar sergilerken, olayın ciddiyetini anlayıp gerekli önlemleri yetkililerin almaması aileleri tüketiyor.Parasızlık ve işsizliÇe, kışkırtılmış tüketim alışkanlıkları eklenince güç arayan yetişkinler, kazandıklarından fazlasını harcama eÇilimine girerek kredi kartı cinneti tuzaÇına düşüyor. Düştükleri çıkmaz derinleştikçe, ailelerine ve kendilerine kıyarak en olmayacak çıkışa yönelebiliyor.* * * Gücün; mafya davranışı ve aşırı tüketme, marka giyme ve zengin yaşama biçiminde olacaÇını dayatan yanlış deÇerler, hırsızlıÇı, yolsuzluÇu ve silahı haklı göstermekte ve şiddet farklı versiyonlarla toplumda giderek yaygınlaşıyor. Para veya silaha sahip insanlar yaşı ne olursa olsun kendisini diÇerlerinden üstün tutuyor ve güçlü hissediyor. Toplumsal şiddetin nedeni, toplumsal tükeniştir. Her toplum bu türden manzaralarla karşılaşabilir. Böyle durumlarda yapılması gereken duyarsızlaşmış ve yaşanan hiçbir şeye aldırmayan bireyi tekrar duyarlı kılacak önlemlerin alınmasıdır.Bu çarpıcı tespitleri okuduÇunuzda Ogün Samast ve Yasin Hayal gözünüzde canlanmıyor mu? dsipahi@milliyet.com.tr 12 Mayıs 2006 tarihinde "Şiddet manzaraları tesadüf mü?" diye bir yazı yazmış ve Prof. Dr. Gönül Budak ile Araştırma Görevlisi Olca Sürgevil'in araştırmalarından örnekler vermiştim. Hepimiz görüyoruz ki; sistematik olarak erozyona uÇrayan toplumsal deÇerler, bireysel tükenişleri de hazırlıyor. Hrant Dink'in öldürülüşü şu gerçeÇi ortaya koydu; artık toplum olarak çok daha sert tepkiler vermeliyiz. ÖrneÇin Santa Maria Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santaro'nun öldürüldüÇünde bırakın Trabzon'u, İzmir'den yükselen bir ses oldu mu? EÇer o gün olayı bir liseli çocuÇun öfke cinayeti olarak yorumlamasaydık, bugün Hrant Dink yaşıyor olabilirdi.