Ege Dünyaya paket programlar düzenleyeceğiz

Dünyaya paket programlar düzenleyeceğiz

01.02.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

“Otelcilerimizi, seyahat acentelerimizi ve uçak firmalarımızı bir araya getirdik. Uçak biletinin, gezilecek görülecek, eğlenilecek, yemek yenecek yerlere kadar paket yapılmasını önerdik. Bu paket programları sağlık turizmi açısından da değerlendirmek mümkün.”

Dünyaya paket programlar düzenleyeceğiz

İzmir’de 1.5 yıl vekaleten yürütülen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevine, beş ay önce Murat Süslü atandı. 24 Eylül’de İzmir’de göreve başlayan Süslü, ilk iş olarak ören yerlerinin düzenlenmesi çalışmasının ardından, sektör temsilcileriyle bir toplantı düzenledi. Toplantıda öne çıkan düşünceyle ilgili çalışmaların devam ettiğini söyleyen Süslü, İzmir’in turizm kenti olarak alabileceği payı büyüteceğini belirttiği öneriyi Milliyet Ege’ye anlattı:
“Otelcilerimizi, seyahat acentalarımızı ve uçak firmalarımızı biraraya getirdik. Uçak biletinin, gezilecek görülecek eğlenilecek yemek yenecek yerlere kadar paket yapılmasını önerdik. Bu konu üzerinde çalışıyorlar. Bu paket programları sağlık turizmi açısından da değerlendirmek mümkün. Direkt uçuşlarla beraber bunu taçlandırmalıyız. Bunun üzerinde de çalışma yapılıyor. Yunanistan 35 dakika. Diğer Avrupa ülkelerine de 2 -3 saat arası bir uçuşla ulaşmak mümkün. Charter’lar ve Pegasus, İzAir ve SunExpress gibi tarifeli seferlerde iki önemli silahımız var. Uçak seferlerinin haftada 6 gün olması ve direkt seferlerin düzenlemesi bizim için de büyük avantaj olacak.”
Sektör, üzerine düşeni yapmalı

İzmir’de göreve başlar başlamaz ilk işiniz ne oldu?
- İlk etapta ören yerlerine baktık. Ören yeri düzenlemesi ile ilgili proje çalışması başladı. İhale sonrasında da uygulaması başlayacak. Aydınlatmadan, satış yerlerine, engelli turist ve vatandaşlarımızın da rahat gezebilmesine kadar çevre düzenlemeleri yapılacak. İzmir’in tanıtımı ile ilgili çalışmalar da söz konusu. İzmir’i değerlendirdiğimiz zaman elimizde imkanlar çok fazla. Diğer illerde olmayan imkanların ayağa kaldırılması, canlandırılması gerekiyor. Sadece devlet eliyle yürütmemiz imkansız. Sektörün de kendi üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekiyor.

Sektör temsilcileriyle de bir toplantı yaptınız sanırım...Neler görüşüldü?
- Yunanistan 35 dakika. Diğer Avrupa ülkelerine de 2 -3 saat arası bir uçuşla ulaşmak mümkün. Yaz aylarında da Beyaz Rusya, İran, Moskova ve diğer ülkelerin çeşitli şehirlerinden uçuş söz konusu. Charter’lar ve Pegasus, SunExpress ve İzAir gibi tarifeli seferlerde iki önemli silahımız var. Uçak seferlerinin haftada 6 gün olması ve direkt Atina seferleri düzenlemesi bizim için de büyük avantaj. Bu bağlamda vizelerde kolaylık sağlanması için Yunanistan’ın İzmir Başkonsolosu ile biraraya geldik. O da bu uçak seferlerinin iptal edilmemesi ve gerekli kolaylık için üzerlerine düşeni yapacaklarını söyledi. Geçen ay da, otelcilerimizi, seyahat acentalarımızı ve uçak firmalarımızı biraraya getirdik. Uçak biletinin, gezilecek görülecek eğlenilecek yemek yenecek yerlere kadar paket yapılmasını önerdik. Bu konu üzerinde çalışıyorlar. Bu paket programları sağlık turizmi açısından da değerlendirmek mümkün. Direkt uçuşlarla beraber bunu taçlandırmalıyız. Bunun üzerinde de çalışma yapılıyor.
İzmir, 12 ay turizme elverişli

Hep turizm kenti olması gerektiği konuşulan İzmir’i turizmci gözüyle baktığınızda siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Şu anda içinde bulunduğumuz güzel binanın etrafına baktığımız zaman olumsuzlukları, çarpık kentleşme anlamında fazlasıyla görebiliyorsunuz. Bunlara rağmen çok güzel bir yer. Turizm kenti olamamış dersek İzmir’e biraz haksızlık etmiş oluruz. ‘Turizm kenti olarak hak ettiği payı alıyor mu?’ dersek, elbette alamıyor. Alsancak’ın biraz gerisine baktığınız zaman cumbalı, tescilli, iki katlı evlerimiz var. Bu evlerin restorasyonu sonrası birer butik otele, pansiyona dönüşmesini hayal ediyorum. Etrafındaki yüksek binaların bir şekilde elden geçirilmesi gerekiyor. Termal kaynaklarımız var. 12 ay turizme elverişli. Denizin içerisinden, dağdan, ovadan, her taraftan termal sular fışkırır vaziyette. Onların yatırıma dönüştürülmesi gerekiyor. Gerek bakanlığın gerek yerel yönetimlerin planlama ve uygulamaya yönelik çalışmaları var.

Bugünlerde çok gündemde olan müzelere nasıl bakıyorsunuz?
- Aslında İzmir’in markalaşma sürecindeki yerini de belirliyor bu. Arkeolog olduğum için de konuya biraz ayrı bakıyorum. Agora antik çarşı. Hemen onun sonrasında da yine Kemeraltı ve çevresinde Kızlarağası gibi Osmanlı dönemine ait alışveriş merkezleri var. Sonra moda tabiriyle AVM diye nitelendirdikleri, alışveriş merkezleri ile dolu etraf. Böyle baktığınız zaman zaten Agora’nın bir şekilde ayağa kalkması önemli. Burada kazılar sürdürülüyor, etrafında kentsel dönüşüm gerçekleştirmesi gerekiyor. Tamamen genişleyip Kemeraltı ile birleşmesini oranın da denizle bağlantısını sağladığınız zaman burası önem arz edecek. İzmir Ticaret Odası’nın da girişimleri söz konusu. Yapılacak çalışmalar esnasında İkiçeşmelik’te tescilliler dışındaki binaların ayıklanması, tescilli olanların restorasyonunun yapılması ve Agora’nın etrafındaki aykırı binaların zaman içerisinde kamulaştırma yoluyla yıkılması sonrası ziyaretçi akınının daha fazla olacağı kanaatindeyim.
Yatak fakiriyiz

İzmir’de bir dönem konaklama sıkıntısı vardı, yeni oteller eklendi. Şimdiki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Antalya geneline baktığınız zaman 600 bini aşkın, Muğla’da 180 binin üzerinde yatak kapasitesi var. İlimizde ise 40 binlerde. Kıyasladığımız zaman yeterli değil. Bununla ilgili termal kaynakların bulunduğu ve deniz kum güneş turizminin olduğu alanlarda planlama çalışmaları hızla sürüyor. Sivil toplum örgütlerinin, ticaret odasının, diğer odaların çalışmaları sürdürülüyor. Birkaç yıllık süreç içerisinde yeni tesisler kazandırılmak zorunda olduğu kanaatindeyim. Çünkü bu yatak kapasitesi diğer bölgelerle yarışmakta İzmir’i geri planda bırakacaktır.


Müzenin yeri daha belirlenmedi ama ödenek hazır
* Ege Medeniyetler Müzesi ile uzun zamandır bir gelişme yok.
- Bakanlık uzmanları ve daire başkanlarımız geldi. İzmirliler’in yerle ilgili karar vermesi gerekiyor. Yerel yönetimler, sivil toplum örgütleriyle toplandık. Birkaç öneri var. Ancak bu öneriler de somutlaşmadı. Sayın bakanımız da “Siz yeri bulduğunuz takdirde ben bakanlığımın 2010 bütçesine ödenek koyacağım ve müzenin burada oluşturulmasını sağlayacağım” diyor.
* Büyükşehir Belediyesi’nin belirlenen yerde kamulaştırma yapması sorun sanırım...
- O konuda henüz bize ayrıntılı bir bilgi ulaştı dersem doğru olmaz. O arkadaşlar da gerek günün yoğunluğu, gerekse kamulaştırılacak alanların potansiyelini incelemek durumundalar. O potansiyel de değerlendirildikten sonra sanırım olgunlaşmış görüşlerle geleceklerdir.

İspanyol yolcu gemilerinin yeni rotası İzmir olacak
Son yıllarda İzmir’de gelişme gösteren kruvaziyer turizmiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- İspanyol yolcu gemilerinin de rotasını İzmir’e çevirdiği yönünde bir haber okudum. Limanın altyapısı tamamlandığında, gemilerin yanaşabileceği uzunlukta ölçüde iskeleler ve sosyal donatı alanları tamamlandığında daha da fazla yabancı gelecektir kanaatindeyim. İlerleyen zamanda körfezin kruvaziyer dışında marinalarla süslenmesi gerekiyor. Akdeniz içerisinde yeterli derecede marina yok, yat yanaşma yeri yok. 600’ü aşkın kilometre sahil şeridine sahip İzmir. Bunu İspanya ile karşılaştırdığımız zaman İspanya ülke olarak 850 kilometre uzunluğunda. Marinalar İspanya, Fransa, Yunanistan gibi ülkelerin en gözde yerleri. Yatçılık çok pahalı bir sektör. Gezen insanlar da maddi durumu son derece iyi olan insanlar, gittikleri yerlerde ihtiyaçlarını karşılayacakları yerler istiyorlar.

Arkeoloji ve sanat tarihi okudum
İzmir’de kısa bir süredir görev yapıyorsunuz... Bundan öncesini anlatabilir misiniz?
- Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nü bitirdim. Mastırımı da Çukurova Üniversitesi Arkeometri Bölümü’nde yaptım. Doktora aşamasındayken 2004’te Niğde’ye il müdürü olarak atandım. Orada üç yıla yakın bir süre görev yaptıktan sonra, Muğla’ya Kültür ve Turizm İl Müdürü olarak tayin oldum.

Muğla’da müdürlük yaptığınız dönemde birkaç haberle gündeme gelmiştiniz. Dönemin İçişleri Bakanı Osman Güneş’e şarapla yapıldığı söylenen ‘risotto’ ikram edilmesinin ardından yaşananlar, turizme katkı verenlerin ödüllendirildiği törende, otel yapmak için denizi doldurmasıyla tepki çeken MNG yöneticilerine plaket vermeniz ve köye kahvaltıya helikopterle gitmeniz tartışılmıştı. Doğru muydu bunlar?
- Değildi. Tamamen yanlış, yanlışın da ötesinde haberlerdi. Hiçbirisi yazılıp çizildiği gibi değildi. O zaman gerekli açıklamaları noter aracılığıyla da yaptım. Şimdi yargıda zaten.

Heyecanlı sporlarla uğraşmayı severim
Mesleğinizle de bağlantılı ilginç uğraşlarınız var mı?
- Bisiklet ve trekking ve tüplü dalış var. Yamaç paraşütünü deneme konusunda eşimden izin alamadım. Adneralin
sporları severim. Enstrümanlarla da aram iyidir, bağlama çalarım. Bununla beraber işten vakit ayırdığım zamanlarda da yemek yapmayı seviyorum.