Ege İnsan öğrenmek zorundadır

İnsan öğrenmek zorundadır

30.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

.

İnsan öğrenmek zorundadır

“Şampiyonluk, en etkili leke çıkarıcıdır! Kazandığınızda kafanıza konan taç, bakan gözleri kamaştırdığı için, insanlar kusurlarınızı göremez hale gelir.”
Mümin Sekman

Haberin Devamı

 

 Bu köşede aklımda kalanları yazıyorum doğaçlama. Öyle olunca unutmalar da oluyor. Gabriel Garcia Marquez, ‘Anlatmak İçin Yaşamak’ isimli, kült kitabının bir yerinde şöyle diyor: “İnsanın yaşadığı değildir hayat. Aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır.” Şu sıralar gözlerim çok sulanıyor, yanıyor rahatsız edici boyutta. Çok okuyorum ama gençliğin ürettiği enerji tüketilince kaçan trenin ardından ağıt yakmakla yetiniyorum. Ölçüyü kaçırmadan yaşayabilmek, kafa sağlığı için zorunluluk. Antik Yunan’ın kadim bilgeleri, evrenin oluşumuna ve de oluşan evrende sürdürülen canlı yaşamına ilişkin tezlerinde, söylemlerinde çoğu kez ters düşüp farklı şeyler söylemişler. Lakin tek bir kavramda benzer sözcüğü kullanmışlar. Bu bağlamda sihirli, gizemli sözcük ‘ölçü’... Ölçülü olmak, ölçüyü kaçırmamak, yaşamsal önemde bir kavram. Yoksa balataları sıyırıp frenler tutmayınca hayat yandı gülüm keten helva.

Geçenlerde sabah sporunda insana, çevreye duyarlı, güzel bir insanla tanıştım, çoğaldım. Bu köşenin az sayıdaki okurlarından biri olduğunu söyledi. Öyle sevindim ki çocuklar gibi. Yangınların yoğun olduğu günlerde, “Abi, hiç güncel yazmıyorsun” dedi. Doğru. Yazıya oturduğumda sevgili dostumun sözlerini anımsadım. Okuduğum kitaplardan alıntılar yaptığım, el yazması defterleri karıştırmaya başladım. Aradığım büyük, güzel bilim insanı Prof. Üstün Dökmen’in ‘Var Olmak-Gelişmek-Uzlaşmak’ isimli, muhteşem kitabından yaptığım alıntılardı. Yıllar önce yazılmış yorumlar, saptamalar... İnsana, doğaya dair anlatılar, uyarılar... Hâlâ güncelliğini koruyordu. Geleceği öngörme yetisi gelişmiş olanların değerli olarak nitelenmesi, ne güzel bir yaklaşımdır. Evet, sözün burasından sonra şimdi dükkân sevgili hocamız Üstün Dökmen’in...
“Sürekli yas içindeyseniz geçmiş sizi kontrol ediyor demektir. Sürekli korkuyorsanız gelecek sizi kontrol ediyor demektir. Eğer yasla, korkuyla başa çıkmışsanız bugününüzü kontrol edebilir, geleceği planlayabilirsiniz.”
“Sadece geçmişi düşünmek veya gelecekten korkmak yerine bugün, geçmişten ders, geri bildirim alabiliriz. Geçmişle ilgili olarak neler hissettiğimizi ve gelecekte ne yapmak istediğimizi fark edebilir, buna dayanarak geleceğimizi planlayabiliriz.”
“Fark etme düzeyini yükselten bir insan, dış dünyada daha etkin bir şekilde var olur, daha kaliteli bir yaşama talip olur. Bir şeyi fark etmeden onunla iletişim kuramazsınız. Ona sahip olamazsınız.”
“Evet, yaşamın geçen bir anı bir daha asla geri gelmez. Bu yüzden her bir saniyemiz bir inci tanesi kadar kıymetlidir. Oysa bizler inci tanesi kadar kıymetli bu saniyelerimizi Kaşıkçı Elması’nı iki kaşığa satan ninemiz gibi avuçla harcar, ziyan ederiz.”
“Bu evren olağanüstü bir yer; yaşam ise fark edildiğinde çok heyecan verici. Elinizde bir zeytin çekirdeği tuttuğunuzda aslında sıkıştırılmış çok büyük bir potansiyeli tutuyorsunuz demektir.”
“Elinizde bir zeytin çekirdeği tuttuğunuz zaman aslında binlerce ağacı, tonlarca zeytini tutuyorsunuz demektir. Toprağın, güneşin, suyun yardımıyla bu çekirdek onları üretecektir.”
“Bu dünyada tutunabilmek için insanın öğrenmeye ihtiyacı vardır. İnsan öğrenmek zorundadır. Öğrenmeden gelişmek, öğrenmeden var olmak mümkün değildir.”
Teşekkürler sevgili hocamız, güzel insan Üstün Dökmen. İyi ki varsınız.
Esen kalın. 

Haberin Devamı

Bir kenara yazın gerekebilir

Haberin Devamı

- Ateş ile ülfet olmaz
El atarsan yakar hemen
Cahil ile sohbet olmaz
Yaptığını yıkar hemen
Meluli

Haberin Devamı

Ruh ve sinir

 Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin önünde bir gün; birinin arabasının lastiği patlamış. Adamcağız işine geç kalacak. Hemen inmiş aşağı. Bagajdan bijon anahtarını, krikosunu çıkarmış. Arabayı kaldırmış. Kapağın içine dört vidayı söküp koymuş. Stepneyi takmış. Tam vidaları sıkıştıracak, ayağı kapağa bir vurmuş, dört vida kanalizasyon çukuruna. Delirecek. O sırada hastanenin parmaklıklarına dayalı bir hasta, sürücüye demiş ki; “Öbür tekerleklerden birer vida sök, ön tekere tak. O seni götürür.” Adam şaşırmış: “Sen nasıl delisin yahu?” demiş. Hasta yanıtlamış: “Ben deliyim ama aptal değilim.”
Alıntı-M. Gezen, Normal Olacak Kadar Anormal Değilim
- S. 194

Haberin Devamı

 

- Bir zeytin ağacının altında oturup cırcır böceğinin sesini dinleyenler iyi bilir. Sen, ağaç, böcek, bir de toprak kokusu. Biz bize şifayız. Biz bize gereğiz.
Pınar Sur-Dut Ağacı

- Yapmak için doğduğu işi yapan insan emekli olamaz. Emeklilik, işini sevmeyenler için icat edilmiştir.
Mümin Sekman

- Para konuşur diyorlar. Bugüne kadar bana söylediği tek şey “Ben gidiyorum!” oldu.
Joe Louis (şampiyon boksör)

- Küçümsediğiniz şeyler için önemsediğiniz bedeller ödersiniz.
Tolstoy