Kemeraltı gün sayıyor

Tarihi Kemeraltı İnşaat Yat. Tic. A.Ş. (TARKEM) Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Yüce, bugüne kadar tam 38 şirketin yöneticiliğini yaptı. Bu büyük deneyimini şimdi TARKEM için kullanıyor. Ekibiyle birlikte adeta çocukluğumuzun Kemeraltı’sının üzerini kaplayan tozları süpürüyor. “Devasa bir alanda onca sorunla uğraşıyorsunuz, tebrik ediyoruz” sözlerimize, “İşe yarayacaksak burada yarayabiliriz diye düşünüyorum” yanıtını veriyor. Yüce, bölgede sürdürülen çalışmalar için, “10 sıcak noktadaki çalışmalarımız 2020’de ard arda tamamlandığında Kemeraltı eski günlerine dönmeye başlayacak” diyor.

- TARKEM’e dahil olma sürecinizi biraz anlatır mısınız?

Eski Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Aziz Kocaoğlu, üyesi olduğum İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu toplantılarında biz işadamlarına “Tarihi alanlarla ilgilenin, gayrimenkul alın” derdi. Amacı bölgeyi kalkındırmaktı.

- Ne zaman oluyor bu?

6 sene önce.

-Peki, ne yanıt veriyordunuz?

Dedik ki, “Bunun bir usulü var. Müsaade ederseniz ona uygun bir çalışma yapıp size sunalım”. Deneyimlerimden de biliyorum İzmirliler büyük yatırımları tek başına yapmak istemiyorlar. Risk almayı sevmiyorlar ama küçük rakamlar bahis konusu olduğunda, 15-20 bin lirayı çok rahat veriyorlar. O zaman dedik ki biz 100 kişiyi bir araya getirelim buradan da bir takım sermaye birikimleri oluşturalım. Ve dünyadaki bütün örnekleri inceledik. Bir tarihi alanı canlandırmak için ne yapmışlar? Amsterdam, Barselona, Paris, Londra hatta Washington’a baktık.

- Kaç kişi yapıyorsunuz bunu?

Küçük bir grup, 4-5 arkadaş.

- Bu kurulda da görevliler mi?

Aynı zamanda bu kurulda da üyeler. Ama iş dünyasından bizim ortaklarımız. Bu çalışmaları tabi biz cebimizden finanse ederek, profesyonel destek alarak gerçekleştirdik. Ardından da Kocaoğlu ile paylaştık. “Birincisi; özel sektör, kamu iş birliği olması lazım. İkincisi bununla ilgili mutlaka bir stratejik plan olması ve bütün kesimlerin bu plana mutabık olması lazım. Üçüncüsü ise biraz vakıf şirket gibi hareket etmemiz lazım çünkü çok uzun soluklu bir iş, 25-30 sene kadar sürebilir. Bütün bunlar size uygunsa bir şirket kuralım, ama şartımız Büyükşehir veya en azından Konak bize ortak olsun” dedik. Aziz Bey de bunu uygun gördü. 116 arkadaş bir araya geldik ve şirketi kurduk. Kurarken herkesten sadece 20’şer bin lira para istedik. Şunu söyledik bu ilk 20 bin liradan hiçbir şey beklemeyin, bu para etüt, proje ve çalışmalara gidecek.

- Kaç sene önce kuruldu?

2012 yılının ekim ayında kuruldu. O zamandan bu yana aşama aşama yapılması gereken şeyleri yerine getirdik. Bazıları kolay, bazıları çok zor oldu. İlk defa bir şirkete tüm odalar, İzmir Valiliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı da ortak oldu. Ortak sayımız 116’dan 150’ye çıktı. Her yapının kendine özel özellikleri de olmak üzere demokratik ve ticari yapılarını inceledik. 20 küsur farklı etüt yaptık. ODTÜ, Bilkent, Boğaziçi ile birlikte çalıştık. O zamanın parasıyla sadece bu etütler ve kurduğumuz bilgi bankası için 1 milyon dolara yakın para harcadık.
Temel değerlerimiz olan; sadece restore etmek ve iyileştirmeyi baz alarak ortaklara iki sözleşme imzalattık. Bir tanesi ortaklık, diğeri etik ilkeler sözleşmesi. Böyle bir şirket yok Türkiye’de.

- Sonra ne oldu?

Bütün bunlar yürürken bir taraftan da batıda bu işi başarıyla yapmış olanlar bize, “Alan çok büyük bunun bir ucundan girip diğer ucundan çıkamazsınız. Sıcak noktalar belirleyin” dediler. 252 hektarlık bir alandan bahsediyoruz. Konak’tan Basmane’ye, Basmane’den Kadifekale’ye kadar.

- Ne demek sıcak nokta?

Kendiyle birlikte etrafında da sinerji yaratabilen noktalar. Mesela Kızlarağası Hanı. 1985 senesinde yıkılmıştı ama vakıflar restore ettikten sonra şuan da 500 esnafa iş imkanı yarattı. Biz de 10 sıcak nokta için 60 kişilik uzman ekiple çalıştık. Nedir bu projeler? Mesela Hatuniye civarında bir mücevher gibi, bir Osmanlı eseri olan 160 yıllık bir Tevfik Paşa Konağı vardır. Onun mal sahipleri ısrarla satmak istedi, aldık. Onun arkasındaki birkaç binayı da satın aldık. Orayı mesela örnek bir butik otel yapacağız. Buna mukabil Kestelli Yokuşu’nda Yusuf Rıza Okulu vardır. Adnan Menderes’in, Tevfik Saraçoğlu’nun okuduğu okuldur. Orayı da Tasarım Geliştirme Merkezi yapacağız. Havra Sokağı’ndaki Akın Pasajı’nı uzun vadeli kiraladık, Bayraktar Pasajı’nı ise satın aldık. Daimi pazar yeri gibi olacak. Hep iyileştirme peşindeyiz. 926 Sokak’ta Ali Galip Eski Çikolata Fabrikası projesi vardır. Orayı da bir yeme içme, Mutfak Sanatları Enstitüsü yapacağız.

- Sıcak noktalar ne zaman bitecek?

Bunların içinde Mavi Kortejo denilen proje var. Kortejo’lar genelde ortak tuvalet, banyo ve mutfağa sahip olan bir göz odada bir ailenin yaşadığı, tek bir kapıdan avluya girilen, avlusunda çoğunlukla limon ağacı bulunan yapılardır. Proje eylül ayında bittiğinde İzmir’e ziyarete gelmiş sırt çantalı gençler için bir konaklama yapısı, hostel olarak hizmet verecek. Diğer çalışmalar devam ediyor.

- Devasa bir alanda çok zor bir işle uğraşıyorsunuz...

Efendim şimdi benim yaşıma ve geçmişime bakarsanız zaten benim yapabileceğim iş bu (Gülüyor). İşe yarayacaksak burada yarayabiliriz diye düşünüyorum. Yaptığımız iş doğru. Onun için herkes teşvik ediyor. Ben bu bölgede büyüdüm Mezarlıkbaşı’nda. Şehit Fethi Bey İlkokulu’ndan mezunuyum. Çocukluğum orada geçti. Müthiş bir nostaljik bağım var. Bambaşka bir yerdi. Evlerin hepsini bilirim, hatta şimdi gitsek size tek tek sayarım. Ama şimdi o evlerin hepsi virane. Avluları olan çok güzel evlerdi. Onun için bu işi arkadaşlarımla birlikte çok büyük bir zevkle yapıyorum. Maksat bu kente hizmetimiz olsun.

- Anladığım kadarıyla sıcak noktalar ardarda tamamlanacak...

Aslında 2020’ye kadar 10 tanesinin bitmesi icap ediyor. Bir yatırımımız daha var 3 yıl içinde de bu şirketi halka açmak.
n Bittikten sonra Kemeraltı nasıl bir yer olacak?
5-6 sene içinde, bir dahaki seçimlere kadar büyük bir mesafenin katedileceğine inanıyorum. Buna mukabil bu iş ne zaman biter? derseniz, ben derim ki bu iş hiçbir zaman bitmez...

- Nasıl bir Kemeraltı hayal ediyorsunuz?

Mesela Eskişehir’den insanlar otobüse binsinler, “Gidelim bakalım İzmir’de çok güzel şeyler yapılmış” desinler. Agora’yı ziyaret etsinler, Yahudi Müzesi’ne, Eski Türk Mahallesi’ne, Gurme Sokağı’na gitsinler. Yurtdışından gelen turistler için de en azından 2 gününü geçirebileceği ve alışveriş yapabileceği bir cazibe alanı oluşsun istiyorum. Bunlar yapılmayacak şeyler değil. Eskiden insanlar sadece İzmir Enternasyonal Fuar’ını görmeye gelirdi. Ve inanın Basmane’de boş otel odası bulamazdınız.

- Adeta çocukluğumuzun Kemaraltı’nın üzerindeki tozları süpürüyorsunuz...

Evet ama o tozu alırken de zarar vermek istemiyoruz. Mevcut dokusunu korusun istiyoruz.

- Kemeraltı’na dair mobil uygulama var mı?

Var, “İzmir Tarih” diye. Hem Android hem iOS’ta çalışıyor. Açtığınızda size tarihi, kültürel yerleri, lezzet duraklarını, haberleri, filmleri ve projeler hakkında bilgiler veriyor. İngilizcesi de yapılıyor.

Kalabalık ve turşu suyu

- Kemeraltı denilince aklınıza ne geliyor?

Geçmişi ile birlikte düşündüğüm zaman çok ciddi bir kalabalık geliyor. Çocukluğuma dair kalabalık ve turşu suyu geliyor aklıma. Bir de Kuyumcular Çarşısı’nın girişinde şambali satan adam. O adamcağız öldü malesef ama buna mukabil Hisar Camii’nin ikinci sokağında küçük şambalici var.

- Kemeraltı’na ulaşım da kolay değil mi?

Kesinlikle. Otopark alanı da mevcut.

- Bence insanlar da artık AVM’lere gitmekten de yoruldular. Alternatif mekanlar arıyorlar.

Haklısınız ama sürekli yeni bir nesil geliyor ve oraların cazibesi bitmez.

- Onlar yeni mekanlar keşfetme konusunda bizden daha meraklı. Bence bu proje tutar...
İnşallah. (Gülüyoruz)

Polis sayısı 300’e çıkarıldı

- Büyük markaların outletlerinin Kemeraltı’na açılmaya başladığını görüyoruz...
Biz buna açıkçası çok sıcak bakmıyoruz. Gelsinler tek bir binayı iyileştirip kullansınlar. Amacımız küçük esnafı koruyup, çeşitliliği sağlamak.

-Kemeraltı’nı günde kaç kişi ziyaret ediyor?

Normal şartlarda 80-100 bin. Bayram arefelerinde bu olağanüstü bir artış gösteriyor.

-Güvenlik sorunu çözüldü mü?

Valimiz çok duyarlı. Bir de İzmir çok şanslı, çok iyi Emniyet Müdürü var. Bir gecede 134 uyuşturucu satıcısını ve patronlarını topladılar. Polis sayısı 200-300’e çıktı. İşportayı da engellediler.

- Dükkanların kapanış saati uzatılacak mı?

Neden 11’e kadar açık olmasın? Buradaki esnaf yapacak, devlet de yardımcı olacak.