Ege Yolculuğun önünü açar

Yolculuğun önünü açar

12.11.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Yolculuğun önünü açar

Altay, "Önce şöyle bakalım, görelim" diyerekten başladı işe. Reklama, tanıtıma bulaşmadan, ortalığı uyandırmadan tamamladı transfer işini. Yani bir tür gölgede yürü, izini belli etme. Eh, alt yapıdan da yukarıya iyi malzeme gelince yolculuk başlayabilirdi. Daha da önemlisi uyum sorunu, kaynaşma gibi kavramlar da kısa sayılabilecek bir süreçte çözümlenmişti. Kamplar, hazırlık maçları derken, görüldü ki ortada bir takım var, bayağı da iyi oynuyor. Zaman akıp gidiyor hızla... Günlerle başlayan, haftalar, aylar, yıllar... Kozmik düzen içinde algılayamadığımız bir şey dokunuyor sanki akreple yelkovana hız katıyor. Yoksa, geride bırakılan gün sayısı arttıkça mı insan düşünür olur zamanın kısalığını! Lig 2 A'da 11. haftayı geride bıraktık bile. Önümüzde kalan ilk yarının son altı maçı. Bu köşenin akut sorunu, Süper Lig kendini İzmirli sayan futbolseverler gibi. Bu zamana kadar susmayı yeğleyen yönetim, bu kez gelişmeye bakarak, fısıltı biçiminde olsa da "Bu iş olacak gibi" diyerekten Süper Lig'i seslendirmeye başladı. Uzatmayalım, Altay gerçekten iyi bir kadro, iyi bir takım. Ancak balans ayarı tutmayan araba tekerleği gibi. Gün geliyor, hızını izlerken yoruluyor, gün geliyor düşük devirden esniyorsunuz. Yine de geride bırakılan zorlu haftalardan sonra umuda yolculuk sürer mi ? Sürer!... Bir de ilk yarının en zoru Bursaspor aşılırsa. Kolay maç olmuyor, ama sonrası beş haftada maç dağılımlarına baktığımızda zirveye ulaşma olasılığı bile var. Levent Eriş bugünleri biliyor, deneyimli, içinden çıkıp gelmiş bu dünyanın. O nedenle de İstanbulspor'dan alınan üç puana karşın, futbolcularını uyarma gereksinimi duyuyor ve de şunu demeye getiriyor; "Altay formasını kuşananlar onun önemini, değerini doğru yorumlasınlar, ona göre oynasınlar." Bu sözlerden benim anladığım, "Siz oynadığınızdan mutlu olabilirsiniz, ama ben değilim. Daha iyi olabilirsiniz. O zaman olun!"Yaşamda bir çok şey, istemeyle değil, çalışmayla, eylemle, ete kemiğe bürünüyor, anlam kazanıyor. Walter Bagehot (1826-1877 yılları arasında yaşamış iktisatçı ve siyaset yazarı) şöyle diyor: Hayatta en büyük eğlence, başkasının (Yapamazsın) dediğini yapmaktır. Futbol bir tür oyun, eğlence aslında. Ne keyifli olurdu oynayarak, eğlenerek başarmak, kazanmak ve de yapmak. Altaylı futbolcular, geçmişin tatsız olaylarına takılmadan, sadece oynayarak, eğlenerek, yoğunlaşarak Bursaspor'u geçer, güzel bir yolculuğun da önünü açar. Yapamazsınız diyenler olacak. Biraz da onlara inat! egespor@milliyet.com.tr Daha iyi olabilirsiniz