30 Kasım'da iki kere sayılmaya hazır mısınız?

30 Kasım'da yapılacak sayım ve seçmen kütükleri yenilenmesinde evinize 2 kişi gelecek. Biri Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) sorularını bir forma yazacak, öteki ise Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) formunu dolduracak. Muhtemelen farklı zamanlarda gelecek görevlilerin soracakları sorular büyük ölçüde aynı olacak; sadece 5 soru farklı olacak. Bu veriler daha sonra 2 farklı ekip tarafından 2 ayrı bilgisayara okutulacak.
Halbuki Temmuz ayı içinde parlamentomuz özel bir yasa çıkararak DİE, YSK ve İçişleri Bakanlığı Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü'nün ortak hareket etmesini, bu sayım sonucunda oluşacak verilerin paylaşılmasını ve bunun yan ürünü olarak da İçişleri Bakanlığı'nın MERNİS veritabanının oluşturulmasını bu yasayla öngörmüştü. Yasa çıkmadan bu üç örgütün yöneticileri yasa önerisini hazırlayan İstanbul Milletvekili Sayın Ziya Aktaş'ın çabaları ile biraraya gelip, işbirliği yapmak için anlaştıklarını basında okumuştuk. Bilişim örgütleri ve basın da bu çabaya destek olmuştu. Ağustos ortasında yöneticiler yasa gereğibir araya geldiler. Daha sonra DİE ihaleye çıktı ve öğrendik ki DİE ve YSK kamuoyunun beklediği şekilde bir işbirliğine girmektedir. İhale teklifinin 5 Eylül'de alınmasına rağmen, 15 Eylül'de açıklanması gereken sonuçlar henüz açıklanamadı.
Büyük bir kaynak israfına yol açacak olan güzide 2 kurumumuz arasındaki bu anlaşmazlığı nedenleri ve boyutları konusunda sağlıklı bilgiye sahip değiliz. DİE ve YSK anlaşmazlık konusunda kamuoyuna doğrudan açıklama gereği hissetmemişlerdir.
YSK'nın yasal gereklilik nedeniyle sayımın kendileri yapması gerektiğini ileri sürdüklerini okuduk.
Veri toplanmasının sağlıklı, bilimsel esaslara uygun olması esastır; bunun dışında `tespit' ve `yazımın' hangi kurumun görüntüsü altında yapılmasının fazla bir önemi yoktur. Doğru olan ortak yapılmasıdır. Ülkemizin kıt kaynaklarını hoyratça heba etmeye ve 30 Kasım'da tüm vatandaşlarımıza beceriksizliğimizi ilan etmeye hiç birimizin hakkı yoktur.
Yasa 30 Kasım yazımında MERNİS için veriler de toplanacaktır.
Yirmi yıldır süregelen MERNİS projesini de ancak hızla gözden geçirip, gelişen teknolojilere uyarlayarak hayata geçirebiliriz. Uluslararası yükümlülük altında olduğumuz `Kimlik Numarası' projesini bu vesileyle çok kısa sürede hayata geçirebiliriz. `Kimlik Numarası' oluşacak bir Kamu - Net için vergiden, sağlığa, trafik, emniyet, adliye ve MERNİS için iyi bir başlangıç olabilecektir.
Sayım projesi çok kısa sürede hayata geçirilmesi gereken ve hatayı affeümeyen çor bir projedir. Projenin başından beri geniş bir katılım sağlanamamıştır.
Ama çıkış yolunu ülkedeki çeşitli kişi ve kurumların birikimi kullanarak katılımcı bir şekilde bulabiliriz.
Başta parlamentomuz (siyasi parti temsilcileri, ilgili komisyonlarımız), hükümet, DİE, YSK, hukukçularımız, bilgisayar sektörü, basın, üniversitelerimiz ve sivil toplum örgütlerimiz el birliğiyle bu sorunu kolayca çözebiliriz. Bu oluşuma liderlik edecek siyasal kadrolar gerekli.
Şayit Türk toplumu iki güzide kurumu arasındaki koordinasyon sorununu çözemezse, ciddi sorunlarını çözebileceğini geniş kitlelere ve dünyaya nasıl anlatacak?
Gelin elbirliğiyle bu sorunu çözelim!