Ekonomi ANKARA - MİLLİYET

ANKARA - MİLLİYET

23.03.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

ANKARA - MİLLİYET

ANKARA - MİLLİYET

TÜRK - İş, DİSK ve TESK'in oluşturduğu "sivil dayanışma" ile biraraya gelen Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Pauline Green, "Türkiye'ye kapılarımızı kapatmayacağız. Ama siz de eksiklerinizi biran önce tamamlayın" diye konuştu.
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, heyetin, "Sosyalist Grup, Avrupa Parlamentosu'nun inanç farklılıklarına oturmasına kesinlikle karşıdır" dediğini belirterek, demokratik değerlerin hayata geçirilmesini isteyen heyetin taleplerinin, kendilerinin de en büyük isteği olduğunu söyledi.
Türk - İş Genel Başkanı Meral, üç sivil örgüt olan Türk - İş, DİSK ve TESK'in, demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması için mücadele ettiğini belirtti.
Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Pauline Green ise toplantıdan sonra soruları yanıtlarken, Türkiye ve AB arasında daha yakın ilişkilerin tesis edilmesi için çaba sarfettiklerini söyledi. Türk halkının bunu istediğini ve bu nedenle gerçekleşmesi gerektiğini anlatan Green, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir ile demokrasinin geliştirilmesi konusunda çok yararlı bir görüşme yaptıklarını ve gelecekte bu diyaloğu sürdürme arzusunda olduklarını bildirdi.

Green, "Biz değişimleri açık olarak görmek istiyoruz. Neredeyse iki yıl önce, 15 ay önce, bize `GB'ye bizi kabul edin, biz de değişim yönünde hareket etmeye devam edelim' denildi. Demokrasi yönünde adımlar atılacağı, insan hakları ihlallerin ortadan kaldırılacağı söylendi. Bizler de, Gümrük Birliği'ne destek vererek bir dostluk eli uzattık, ancak bu süreden bu yana hiçbir şey değişmedi. Avrupa Parlamentosu'nda insanlar da, (Acaba biz Türkiye tarafından aldatıldık mı?) endişesine kapıldılar. Türkiye'nin sözlerine sadık
kaldığı yönünde somut hareketler bekliyoruz. Dostluk eli, ancak bu durumda geçerli olabilir" diye konuştu.
Green, ordunun tutumuyla ilgili bir soru üzerine, Türkiye'de bütün tartışmaların bir parçasını ordu konusunun oluşturduğunu belirterek, bunun, Avrupa ülkelerinden gelenler için olağan dışı olduğunu söyledi. Green, "Çünkü bizlerin ülkelerinde ordu, tamamen sivil makamların denetimi altındadır. Burada durum değişik. Konuyu, Orgeneral Bir ile ve diğer yetkililerle ele aldık. Çünkü durumu anlamak istiyoruz. Eğer ordu sivil makamlarının üstünde gibi bir durum varsa, Türkiye'de parlamenter demokrasinin ne anlama geldiğini bilmek istiyoruz" dedi.

İktisadi Kalkınma Vakfı ile Meclis Karma Parlamento Komisyonu'nun öncülüğünde, çoğunluğunu sivil örgüt ve kişilerin oluşturduğu Türkiye - Avrupa Ulusal Danışma Konseyi ilk ortak bildirisini yayınladı. Bildiride Avrupa'ya, Türkiye'yi de Avrupa Birliği'ne alarak, bu yolla çok kültürlü ve çok dinli bir kimlik kazanıp, dünya barışına örnek olma çağırısı yapıldı.
Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanlarının Haziran 1997'de Amsterdam'da yapacakları zirve toplantısında birliğin yeniden yapılanması konusunun ele alınacağı hatırlatılan bildiride Türkiye'nin de bu süreçte yer alması gerektiği belirtildi. Konsey ayrıca, Türkiye'de demokrasinin güçlenmesi, insan hakları düzeyinin yükseltilmesi, iç ve dış barışın sürdürülmesi ve rekabete dayalı piyasa düzeni içinde ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmenin sağlanması konularındaki kararlılığının da altını çizdi.


Bildirinin tam metni

Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları Haziran 1997'de Amsterdam'da yapacakları zirve toplantısında birliğin yeniden yapılanması konusunu ele alacaklardır.
Bu çerçevede zirvede alınacak kararların Avrupa Birliği'nin genişleme süreci üzerinde etkili olacağı kuşkusuzdur.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 1963 yılından bu yana yürürlükte olan ve tam üyeliği hedefleyen bir Ortaklık Anlaşması vardır. Bu anlaşma hükümleri uyarınca taraflar arasında 1973 yılında başlayan Gümrük Birliği süreci 1995 yılı sonunda tamamlanmıştır. Türkiye, şimdi Avrupa Birliği ile ortaklığının son döneminde bulunmaktadır. Bundan sonraki aşama tarafların ortak siyasal iradesiyle Türkiye'nin Avrupa Birilği tam üyeliği olmalıdır. 1987 yılında yaptığı tam üyelik başvurusuna verdiği yanıtta Avrupa Birliği, Türkiye'nin tam üyeliğe ehil olduğunu teyit etmiştir.
Türkiye - Avrupa Birliği Ulusal Danışma Konseyi olarak, Türkiye'de demokrasinin güçlenmesi, insan hakları düzeyinin yükseltilmesi, iç ve dış barışın sürdürülmesi ve rekabete dayalı piyasa düzeni içinde ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmenin sağlanması konularındaki kararlılığımızı teyit ederiz. Bu hedeflere ulaşmada AB üyeliğini bir güvence olarak gördüğümüzü belirtiriz.
Avrupa Birliği'nin diğer Avrupa ülkelerine gösterdiği davranış içine girerek Türkiye'ye de gereken desteği vermesinin müttefiki ve ortağına karşı görevi olduğuna inanmaktayız.
Avrupa Birliği'nin ancak Türkiye'nin tam üyeliği ile çok kültürlü ve çok dinli bir kimlik kazanarak dünya barışı için önemli bir örnek oluşturabileceği görüşündeyiz.
Türkiye - AB Ulusal Danışma Konseyi olarak, Avrupa siyasi coğrafyasının yeniden belirlendiği bu tarihi dönemeçte Türkiye'nin Avrupa Birliği için hakkı olan yeri alması gerektiği kanısındayız.
Türkiye'de hükümetlerin ısrarla sürdürdüğü Avrupa Birliği'ne tam üyelik gayretlerini desteklemekteyiz.
Türkiye'ye de halen adayı diğer ülkelerle aynı kriterler ve eşit muamele uygulanarak tam üyelik yolunun engellenmemesi gerekliliğine inanıyoruz.