Ekonomi Çorlu, ticaret merkezliğine soyunuyor

Çorlu, ticaret merkezliğine soyunuyor

10.11.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çorlu, ticaret merkezliğine soyunuyor

Çorlu, ticaret merkezliğine soyunuyor

Otoyolları ve tren yoluna bir de havaalanı eklendiğinde, Çorlu'yu 2000'li yılların önemli bir ticaret merkezi olarak göreceğiz.

ESKİDEN 5. Kolordu'nun konakladığı yer olarak tanınan Çorlu, 1990'da yaptığı büyük atakla DPT'ye göre 59 ilçe içinde il olacak ilçeler sıralamasında 5. sırada. Bu sıralamayla Marmaris'i, Kuşadası'nı ve Alanya'yı bile solluyor.
Türkiye genelinde gelişmişlik düzeyi sıralamasında ise 16. sırada. 300 bine yaklaşan nüfusu, yeraltı sularının zenginliği, iki uluslararası yol üzerinde bulunması, Avrupa'ya İstanbul'dan uzanan tren yolunun üzerinde yer alması ve yakında bitecek havalanıyla Çorlu, sanayiyi çekmek için tam bir cazibe merkezi. Bu özellikleriyle en çok da tekstil ve dericilerin gözdesi. Bu yıl bitirilmesi gereken Çorlu havaalanının tamamlanmasıyla da, 2000'li yıllarda önemli bir ticaret merkezi olarak görmeye hazırlanabiliriz.
Hatta bunun göstergeleri bugün bile var. Dünyaca ünlü lüks otel zincirleri, burada otel kurmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Karamehmet ile Velimeşe arasında kurulan "Trakya Serbest Bölgesi" ise şimdiden büyük sanayicilerin ve uluslararası firmaların iştahlarını kabartıyor. Birbiri ardına açılan iş merkezleri, müşteri bulmakta güçlük çekmiyor.
Toplam 7 bin 329'a ulaşan işyerinden tam 448'i sanayi tesisini oluşturuyor. Bu kuruluşlarda resmi rakamlara göre 28 bin, gayri resmi tahminlere göre ise 65 bin işçi çalışıyor.

Çorlu, tüm bu olumlu özelliklerine karşılık çarpık fabrikalaşma ve yapılaşmanın pençesinden kurtulamıyor. Buna çevre kirliliği de eklenince geleceğin kenti olmaya aday bu şirin ilçede kozmopolit bir görüntü doğuyor.
Özellikle İstanbul Kazlıçeşme'nin hırpani deri tabakhanelerinin taşındığı Çorlu deresi çevresi, içler acısı. İlçenin yerlileri, Mimar Sinan döneminden kalan tarihi köprünün altından fabrika atıklarının zehirli kimyasallarını içerek akan Çorlu deresini hüzünle seyrederken, eski günleri nostalji ile anıyorlar. Arkadaşım Garbis Özatay'ın hem havadan helikopterle hem de karadan objektifiyle yaptığı çekimlerdeki acı görüntüler, insanı ürkütüyor.
Çevre illerden hatta İstanbul'un varoşlarından iş için buraya akın eden insanlar, yüzde 71 civarındaki şehirleşme oranını her geçen gün yükseltirken,
yaşanan konut sorunu da, kenti sürekli şantiye durumuna getiriyor.
Ayçiçek ve buğday ekilen tarlalar, birkaç ay sonra fabrika arsasına dönüştürülüyor. Traktörler tarla sürerken, hemen yanıbaşında fabrikaların bacalarından duman tütüyor.

ÇORLU'nun internet bağlantılı Sanayi ve Ticaret Odası'nda yöre hakkında harita üzerinde verilen bilgiler, insanı şaşırtıyor. Oda Başkanı Kemal Gürsoy, "Sanayi istemiyoruz. Çünkü, sanayi Çorlu'yu ve çevresini mahvediyor. Tarım arazilerini öldürüyor. Biz ticaret merkezi olmak istiyoruz" diyor.
Gürsoy, 1970 ile 1997 Çorlusuna bakıldığında hayal edilemeyecek farkılıklar olduğunu belirtirken şöyle konuşuyor:
"Çorlu'nun önüne Çin seddini de kursanız bile bu sanayi seddi atlayıp kurulmaya devam edecektir. Türkiye'nin kalkınması için boynumuz kıldan ince ama sanayileşirken o bölgenin tabiat dengesini bozmamak, bölgeyi insanların yaşayacağı yer olmaktan çıkarmamak gerekiyor. Kanımca yeni sanayi kuruluşlarının, ülkemizin yeni ve bakir bölgelerine kurulması daha uygundur."