Ekonomi İktisaden hayır, siyaseten evet

İktisaden hayır, siyaseten evet

16.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

İktisaden hayır, siyaseten evet

İktisaden hayır, siyaseten evet

DEVLET Bakanı Güneş Taner'in bugün, Başbakan Mesut Yılmaz'ın yarın başlayacak ABD ziyaretleri öncesinde, üst düzey Türk bürokratlarıyla yeniden masaya oturan Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye'ye "iktisaden hayır, siyaseten evet" cevabı verme ikilemini yaşıyor.
IMF yetkilileri, Anasol - D hükümetinin kendilerine bir ay önce sunduğu ekonomik istikrar programını iki nedenle "hemen destekleyemediklerini" belirtiyorlar. Bu nedenlerin başında, programın üç yıllık olması ve ilk yılındaki hedeflerin son derece "alçak gönüllü", önlemlerin de son derece "gevşek" tutulması geliyor.
IMF, başarılı bir enflasyonla mücadele programı için en baştan "ciddi kemer sıkma" gerekeceğini ve kısa dönemde enflasyon oranında belirgin düşüşlerle, enflasyonist beklentiyi kırmanın şart olduğunu vurguluyor. Bu çerçevede, Türkiye'nin istikrar programına destek verilmesinin en önemli koşulu, ilk yıl hedeflerinin "sıkılaştırılması" olarak masada duruyor.
Öte yandan IMF, Anasol - D hükümetinin "üç yıllık" ömrü olacağına inanmıyor. Ayrıca gelecek yıl seçime gitme eğiliminin de, hiçbir ciddi istikrar programının ayakta duramayacağı anlamına geldiğini düşünüyor.

Bu kapsamda, Türkiye'nin gündemindeki "istikrar önlemlerinin" başarı şansını düşük gören ve bunlara orta vadeli bir kredi desteği vermekten çekinen IMF, vergi ve sosyal güvenlik reformlarında da, hükümetin etkili olabileceği ve hızla uygulamaya geçebileceği kanısında değil.
Ancak öte yandan, başta ABD'nin telkinleri, IMF'ye ulaşan bütün sinyaller, Anasol - D hükümetinin uluslararası finans çevrelerinden bir darbe yemesinin, Türkiye için daha derin bir istikrarsızlık dönemini başlatabileceği yönünde.
Milliyet'e değerlendirme yapan bir uluslararası finans yetkilisi, "AB'nin Lüksemburg kararları ertesinde, gözlerin Washington'da olduğunu herkes biliyor. IMF, Türkiye'ye hayır derse, geri dönüşü olmayan bir çöküş sürecinin başlayacağı yönünde sinyaller alıyor. Kimse, Ankara'ya yeni bir moral darbesi indirip, Türkiye'nin dünyaya kapanmasından yana siyasi çevrelerin güçlenmesini istemiyor" dedi.
Aynı yetkiliye göre, "Türk hükümetine kredi vermek iktisaden yanlış bir karar olur. Ancak bu krediyi vermemenin siyasi sonuçlarının ağırlığının da herkes farkında."