Ekonomi IMF’ye bağımlılık bitsin diye çalışıyoruz

IMF’ye bağımlılık bitsin diye çalışıyoruz

17.03.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

IMF’ye bağımlılık bitsin diye çalışıyoruz

IMF’ye bağımlılık bitsin diye çalışıyoruz

IMF’ye bağımlılık bitsin diye çalışıyoruz

AÇIK KOYU SOHBETLER
EYLEM TÜRK


Mercedes - Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Till Becker, 2.5 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Bu kadar kısa sürede Türkiye’yi çok alıştığını söyleyen Becker, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi için en az Türkler kadar çalışıyor ve lobi yapıyor. TÜSİAD’da Yabancı Sermaye Yatırımları Çalışma Grubu’nun başkanlığını da yapan Becker, "Daha çok yabancı sermaye gelsin diye uğraşıyorum. Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası’na bağımlılığı ancak yabancı sermaye ile biter" diyor.
Tokyo Mercedes’e atanma durumunda tercihini Türkiye’den yana kullanan Becker, "Japonya’ya gitmek istemedim çünkü kendimi Japon’dan çok Türk hissediyorum" diye konuşuyor.
Özellikle meze, pide ve kuru fasulyeyi sevdiğini belirten Becker, "Türk müziğine de o kadar alışmışım ki Berlin’de bile açtığım radyo kanalı Türkler’e ait bir kanal oluyor. Bir bakıyorum ki Almanya’da Mercedes’le dolaşırken Türkçe müzik dinliyorum" diyor.

TÜSİAD’ın, geçtiğimiz hafta Almanya’da AB konusunda yaptığı lobi çalışmasında önemli katkınız oldu...
TÜSİAD’da Yabancı Sermaye Yatırımları Çalışma Grubu’nun başkanıyım. Bu konuda elimden geleni yapmaya çalışıyorum. TÜSİAD’ın Almanya seyahatinde hem ekonomi kurmayları, hem de politikacılarla biraraya gelebilecekleri bir yemeği organize ettim. Bu yemekte bir de konuşma yaptım. Yemekte yaklaşık 180 kişi vardı. Orada söylediklerim politik değildi. Benim inanarak söylediğim şeylerdi. Tüm bu sözlerin arkasındayım.

Schrempp Türkiye’ye geliyor
Berlin’deki görüşmelerde verdiğiniz mesajlar nelerdi?
Mesajlarım yabancı sermaye yatırımları ile ilgiliydi. Türkiye’nin krize rağmen yabancı sermaye yatırımları için çok cazip bir ülke olduğunu vurguladım. DaimlerChrysler olarak Türkiye’deki en büyük yabancı sermaye yatırımlarından birisi olduğumuzu söyledim. Yatırımı yöneten, yaşayan bir örnek olarak da kendimi gösterdim. Ürünlerimizin de Türkiye’de neler yapılabileceğinin bir kanıtı olduğunu söyledim. Bu nedenle şahsım adına kendi çok şanslı gördüğümü, bu denli yüksek potansiyeli olan bir ülkede yaşayıp, çalışabildiğim için kendimi çok şanslı gördüğümü söyledim. Ve oradaki politikacıların hepsini Türkiye’ye Avrupa’nın bir parçası olma yönünde desteklemeleri için çağrıda bulundum. Ve Alman sanayicilerden de Türkiye’ye gelip yatırım yapmalarını istedim.

Bir yabancı sermaye yatırımının yöneticisi olarak, yabancı sermayenin Türkiye’ye çekilmesi için neler yapılması gerekiyor?
Bu konudaki fikirlerimi gayet dostça Meclis’te de dile getirdim. Bu politik bir karar yabancı sermayeyi ya istiyorsunuz, ya istemiyorsunuz. Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler yabancı sermayeyi istiyorlar. Sözle değil göstererek istiyorlar. Bütün dünyada yatırım yapılacak para giderek azalıyor. Ülkeler de bu parayı kendi ülkelerine çekmek için yarış halinde. Hükümet temsilcileri, şirketlerin yönetim kurulu başkanlarına gidip, ‘gelin bizim ülkemizde yatırım yapın’ diyorlar. Ben bugüne kadar Türkiye’den böyle bir girişimde bulunulduğunu duymadım.

Lobi çalışmalarına hangi platformda devam edeceksiniz?
Benim amacım Türkiye’ye destek vermek. Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası’na bağımlılığını bitirebilmesi için acilen yabancı sermayeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Temmuz ayında toplantı yapacağız. Hem IMF’den yetkilileri hem de yüksek kadamedeki sanayiciler katılacak. Örneğin bizim Yönetim Kurulu Başkanımız Jurgen E. Schrempp de gelecek. Toplantı 18 Temmuz’da. Bu toplantıya Devlet Bakanı Kemal Derviş de katılacak.

‘Derviş’in ayar yaptığı vidalar doğru ‘
2001 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence yapısal bir temizlik yılıydı. Diğer krizlerle karşılaştırırsak bu daha farklıydı. Diğer krizler sivilce gibiydi. Üzerine bir krem sürersiniz görünmesini engellersiniz. Önceki krizlerde bu böyle oldu. O yüzden de kolay aşıldı. Krizin sadece olumsuz değil, olumlu yanlarının da görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle hükümeti de aldığı önlemler nedeniyle kritize etmeyi doğru bulmuyorum. Bir vidayı oynattığımızda çoğu mekanizmada çok dikkatli ayar yapmak gerekiyor. Bir yılda olacak bir şey değil. Bu nedenle Kemal Derviş’in ayar yaptığı vidaların doğru vidalar olduğunu düşünüyorum. Ve kanımca yaz aylarından sonra tekrar bir yükselme başlayacak ve yönümüz değişecek. Bazı sektörlerde yavaş yavaş bir düzelme görülüyor.

Krizin Mercedes’e etkileri ne oldu?
Kriz bizde de izler bıraktı. Ama hâlâ kârlı bir şirketiz. Bu yıl da kârlılığımızı koruyacağız ama bunu ihracatımıza borçluyuz. 2001 yılında 11 Eylül’e rağmen ihracatta yeni bir rekor kırdık. Otobüsleri 60 ülkeye ihraç ediyoruz. 2000 yılı ciromuz 1 milyar euro idi. Geçen yıl ise 740 milyon euro civarında ciro yaptık. Bu yıl 2001 yılı düzeyinde kalacağımızı düşünüyorum. Geçen yıl ürettiğimizin yüzde 90’ını ihraç ettik. Türk otomotiv pazarı yüzde 75 geriledi. Bizim payımız 68 geriledi. Veriler pazar payımızı artırdığımızı gösteriyor.

En çok sevdikleri: Meze, pide, kurufasulye
Tokyo Mercedes’e atanma durumunda tercihinizi Türkiye’den yana kullandığınızı açıklamıştınız. Bunun nedeni nedir?
Japonya’ya gitmek istemedim çünkü kendimi Japon’dan çok Türk hissediyorum şu anda. Bir gerçek var ki bir süre daha Türkiye’de kalmak istiyorum.
Kuruçeşme’de yaşıyorum. Buradaki dostlarımın yarısı Türk. Kendimi buradaki toplumun bir parçası gibi görüyorum. 2.5 yıldır burada yaşıyorum. Daha önce Portekiz, Hindistan, Belçika ve Brezilya’da yaşadım. Türkiye’de en çok mezeleri seviyorum. Sadece mezeleri yesem yeter. Bir de pideleri çok seviyorum ama onlar şişmanlatıyor. Kuru fasulyeyi de seviyorum. Bazen rakı da içiyorum ama beyaz şarabı tercih ediyorum.




EKONOMİ