Ekonomi Özel Finans Kurumlarına banka yetkisi

Özel Finans Kurumlarına banka yetkisi

06.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Refah'lı Devlet Bakanı Sabri Tekir ÖFK'ların yetkilerini arttıran ve finans girişimlerini bankalar düzeyine getiren yeni düzenlemelerin en kısa zamanda yapılması gerektiğini söyledi. Yeni düzenleme gerçekleşirse ÖFK'ların dağıttıkları kar payı üzerinden alınan vergi oranları düşürülecek.

Özel Finans Kurumlarına banka yetkisi

KAMUOYUNDA "Faizsiz bankacılık" ya da "İslami bankacılık" olarak bilinen Özel Finans Kurumları'nın "çehresini" değiştirecek yeni düzenlemeler yolda. Halen Merkez Bankası'ndan geçip Hazine'de bekletilen 3 başvurunun bulunduğu ve 6 ÖFK'nın Türkiye genelinde 73 şubede hizmet verdiği sektörün sorunlarına hükümetin Refah kanadı el attı.

Başbakan Erbakan'ın ekonomik beyni olarak bilinen Devlet Bakanı Sabri Tekir "yatırıma dönük" olarak nitelediği ÖFK'ların desteklenmesi ve sektörün önünün açılması gerektiği görüşünde. 1994'te yapılan değişiklikle kar payları üzerinden alınan vergi oranının banka faizlerinden alınan vergi oranının iki katına çıkarıldığına işaret eden Tekir, şöyle konuştu; "ÖFK'ların dağıttığı kar payı üzerinden devlet gelir vergisi olarak yüzde 10.5 alıyor. Banka faizinden ise yüzde 5.5 kesiliyor. Eğer bu sektörün büyümesini istiyorsak bu oranı eşitlemek gerekli".
Özel Finans Kurumları'nın verdiği teminat mektuplarının kamu kuruluşları tarafından kabul edilmediğini vurgulayan Sabri Tekir, "Bu günkü bankacılık sistemi üretime yönelik değil, paradan para kazanıyorlar. ÖFK'ları desteklememiz şart" diye konuştu. "Faizsiz sistemle" çalışan en büyük bankanın Amerikan Citibank olduğunu söyleyen Tekir'e göre diğer bankalarda kısa sürede kendi içlerinde ÖFK birimleri açacaklar. Tekir Özel Finans Kurumları'nın müşareke ve murabaha sistemlerinin yanısıra mudaraba işlemlerine de ağırlık vermelerini istedi.

Öte yandan Türkiye'deki toplam araştırma-geliştirme harcamalarının yüzde 98'ini yapan kamunun AR - GE fonları önümüzdeki dönemde tek elde toplanacak. AR-GE çalışmalarında kullanılan kamu fonlarının tek elde toplanmasının gerekli olduğunu söyleyen Sabri Tekir, 60 trilyon liralık AR - GE teşviğini yönlendirmeye yetkili olan TÜBİTAK'ın da bağımsızlığını askıya alınacağının işaretlerini verdi. Tekir, TÜBİTAK ve üniversitelerin yürüttüğü AR - GE çabalarının birbirinden uzak ve rasyonel olmadığını vurguladı; Tekir, "Bir koordinasyon merkezi oluşturulmalı ve fon kaynakları kontrol edilmeli. Rasyoneli olan, hedefi olana kredi sağlanmalı" dedi. Tekir, Siemens'in dünya çapında 40 bini aşkın AR-GE elemanı çalıştırdığını belirterek, "Bu şirket varlığını bu elemanlarına borçlu olduğunu söylüyor. Oysa bizde özel sektör bir kaç yer dışında hiçbirşey yapmıyor. Kamu kaynaklarını kullanmanın peşindeler" diye konuştu.