YazarlarPasifik'ten 2 milyar dolar

Pasifik'ten 2 milyar dolar

16.09.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Pasifik'ten 2 milyar dolar

Pasifikten 2 milyar dolar

Şeref OĞUZ

Devlet Bakanı Güneş Taner, IMF toplantılarına, kesilen diyaloğu kurmak için gideceğini belirterek, ABD ve Avrupa piyasalarından birer milyar dolar olmak üzere toplam 2 milyar dolarlık dış kaynak için Pasifik'te temaslar yapacağını söyledi
EKONOMİNİN koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, Perşembe günü Pasifik seferine çıkıyor. IMF ve Dünya Bankası'nın Hong Kong'da yapılacak yıllık toplantılarında Güneş Taner, Türkiye'yi uluslarası finans arenasında savunacak ve dış kaynak arayacak.
Taner, beraberinde Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ve ekonominin diğer kurmaylarıyla birlikte Hong Kong'a götüreceği tezleri, Milliyet'e anlattı. Güneş Taner'e göre Türkiye, 2 milyar dolarlık dış kaynağı bulacak dinamizmde bir ekonomiye sahip.
Geçen hafta Almanya'dan başlattıkları road show'un Pasifik ayağı, IMF ve dünya Bankası toplantılarına tesadü etti. Taner, bunu, "çok iyi bir fırsat" olarak niteliyor. Hong Kong toplantıları, ekim ayında Türkiye'ye gelecek IMF teknik heyetinin önüne konulacak ekonomi programını daha da netleştirecek.
Taner ile dün İstanbul'daki evinde, bilgisayar başında IMF ajandasını konuştuk. Öncelikle bu toplantılarda ana amacın ne olduğunu soruyorum:
"Öncelikle, IMF ile, bundan önceki hükümet döneminde kesilen diyaloğu kurmaya gidiyoruz. Çok yüklü bir program var. Burada IMF ve Dünya Bankası'na, Türk ekonomisinin yeni yönetim tarzını anlatacağız.
IMF Başkanı ile iki kez telefonla görüştük. Arkasından kendisine ve başkan yardımcısına mektup yazdım. Daha sonra Dünya Bankası Başkanı ile Türkiye ziyaretinde görüştük. Gerek mektubum ve gerekse onlardan aldığım cevaplar doğrultusunda, Türk ekonomisinin yeni yönetim tarzının merak edildiğini gördüm. IMF toplantıları, yönetim stratejimizi Türk ekonomisini dünyaya anlatmak için iyi bir zemin oluşturdu."
S: Yeni bir stand by var mı?
Taner: Onlarla bir karşılıklı görüşme öncesi mutabık kaldığımız bir çerçeve var. Bu çerçevede biz Türkiye'nin IMF ile stand by anlaşmasına gitme gereği duymadığını, mutabakat maddeleriyle bu işi götürmek istediğimizi, bu arada kendi uygulayacağımız programın detayları hakkında görüşlerini alacağımızı bildirdik.
S: Nasıl bir tablo sergileyeceksiniz?
Bizim temel sıkıntımız, bundan önceki hükümetin birtakım rakamları, IMF'den gizlemesi. Biz, "Türkiye dünyaya açıktır, kambiyo rejimi vardır, küreselleşmeye entegredir, rejimiyle açık bir ülkedir" diyoruz. Dolayısıyla rakamları saklamak, gizlemek gibi birşey olması mümkün değildir.
Türkiye'deki sermaye akımı hızlandığı için onlara ihtiyaç duydukları rakamları yansız, güncel ve doğru aktarmak gerekiyor.
S: Temel müzakere konuları ne olacak?
Taner: Özellikle 1998 bütçesindeki parametreleri tartışacağız. Nasıl bir 98 düşündüğümüzü aktaracağız. Onların bazı teşhisleri var. Bizim tedavi projelerimiz var. Bunları izah edeceğiz.
S: Almanya temaslarının devamı mı?
Taner: Avrupa piyasası, Türkiye için önemli. Zira dünyada Amerika, Avrupa ve Pasifik havzaları var. Aradığımız dış kaynağı bulabilmek için road show'lar düzenledik. Almanya'da ilkini yaptık. Sırada Amerika ve Japonya var. Almanya'da Türk varlığı, fiili olarak Avrupa entegrasyonuna doğru gidiyor. Burada Türk müteşebbisler var. 100 milyar marklık Türk yatırımı, 400 milyar marklık Türk mevduatı sözkonusu. Almanlarla, kaynak maliyetini düşürücü, onlarla ortak projelere girerek kazanç yaratıcı pek çok proje sözkonusu.
S: Ya Amerika pazarı?
Taner: İhmal edilmemesi gerekiyor. Türkiye'deki rejim endişesinin giderilmesinden sonra maliyet düşürücü, vade uzatıcı gelişmeler yaşandı.
S: Pasifik havzası düşünülüyor mu?
Taner: Uzakdoğu için planımız var. Buradaki fonlar çok büyük ama çabuk korkuyorlar. Bunlara korkmamaları gerektiğini anlatacağız.
S: IMF bir fırsat olabilir mi?
Taner: Gerek IMF, gerek Dünya bankası, Türkiye'deki hükümetin ekonomi için aldığı kararları, bu kararların sürdürülebilir olduğunu anlatma zeminidir. Bunlara, Türkiye'nin risk taşımadığının anlatılması, Pasifik fonlarını harekete geçirecektir.
Soru: Hong Kong'da kimlerle görüşeceksiniz?
Taner: Çeşitli ülkelerin finans kuruluşlarıyla, fon yöneticileriyle, bazı siyasiler ve IMF tepe yöneticileriyle. Amerikan Hazine Bakan Yardımcısı görüşme talep etti.
S: 500 milyon dolyarlık 10 vadeli borçlanma bu plana dahil mi?
Taner: Yılsonuna kadar toplam 2 milyar dolar bulacağız. Bu da dahil.
S: Ya, IMF Ekim ziyareti?
Taner: Ankara'ya teknik heyet geliyor. Hong Kong bakan, Ankara ise müsteşar seviyesinde olacak.
S: Ekonomi yönetiminde kavga var mı?
Taner: Asla! Kavga ettiğimiz söylenen Mahfi Eğilmez, benim sağ kolum. Beraber çalışıyoruz. Örneğin Hong Kong'da Euromoney'in görüşme talebi var ve Mahfi ile ikimiz konuşmacıyız.
S: Yeni bir acı ilaç var mı? Ekonomik paket hazırlıyor musunuz?
Taner: Program hazırlıyoruz ama acı paket yok. Hazırlığımız, çok seçenekli enflasyon ve bütçe açığı, deflatör gibi parametrelerin tesbitidir. Kumanda ekonomisinin nirengi noktalarını belirlemek yetmiyor. Piyasa, bunları nasıl algılar, bu önemli. Görüyorum ki bütçe açığı, piyasayı başka yere götürüyor. Örneğin enflasyonu yüzde 85'e indirdiğimiz anda birden değişik bir parametreyle karşı karşıya kalacaksınız. Faizler düşecek, kredi faizleri aşağıya inecek. Bu defa ticaret ve sanayi daha büyük bir atılıma girecek, daha büyük kaynak sağlanacak. İçeriden kaynak bulabildiğim için dışardaki kaynakta yapacağım baskı azalacağından, dövize talep düşecek, dolar kurun hareketinde yavaşlama olacak.

DEVLET Bakanı Güneş Taner, "Enflasyon Ocak ayında çıkabileceği noktaya kadar çıkacak, ondan sonra düşürülecektir" dedi.
Güneş Taner, İktisadi Araştırmalar Vakfı (İAV) ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) ortaklaşa düzenlediği "İMKB'nin Dışa Açılması; Dünya Borsaları ile Bütünleşmesi" konulu seminerin açılış konuşmasını yaptı. Taner, iki buçuk ay önce "Ne olacak bu memleketin hali?" diye konuşulurken, bugün yürüyen bir sistem bulunduğunu belirterek, "Geçen 2.5 ay içinde hasar tespiti yaptık, bir durum tespiti yaptık. Bugün Allaha şükür ekonominin tüm noktalarında eksiğimiz nedir, açığımız nedir görüyoruz" diye konuştu.
Devlet Bakanı Taner, 1998'in, Türkiye için iyi bir yıl ve enflasyonla mücadele yılı olacağını ifade ederek, şöyle devam etti: "Enflasyon, önümüzdeki Ocak ayına kadar çıkabileceği noktaya kadar çıkacaktır. Enflasyon Ocak ayından itibaren düşerken, büyümemezi de makul ölçülerde sürdüreceğiz. (Bu nasıl olacak?) diye soracaksınız. Kaynak meselesi. Bugünkü kaynakların dışında yepyeni kaynakları Ocak'tan itibaren devreye sokacağız. Mesela yabancı sermaye daha çok ve hızlı gelecek. Bunun için gerekli teşvik sistemi hazır, yakında çıkacaktır."
S: Almanya temaslarının bir devamı mı?
Taner: Almanya'daki temaslarımız, Türkiye'nin dış kaynak ihtiyacını gidermeyi amaçlıyordu. Dünyadaki üç büyük finans bölgesi olan Avrupa, Amerika ve Pasifik'e Türk ekonomisinin performansını anlatmayı hedefledik . Avrupa piyasalarından 1 milyar dolar, Amerika piyasalarından 1 milyar dolar kredi bulmayı hedefleyoruz.
Bizden önceki yönetim IMF'den Türkiye'nin gerçek rakamlarını saklamış. Biz, gerçek rakamları onlara aktaracağız. Türkiye ekonomisi tüm sorunlarına rağmen çok dinamik bir tablo sergiliyor.
S: Ya pasifik havzası?
Taner: Pasifik ülkelerinde kaynak çok ancak bu ülkeler çok ürkek. Bu yüzden Hong Kong seferi önemi kazanıyor. Biz hükümeti yaz tatilinde devraldığımız için yaptığımız iyileştirmeleri, Batı'ya iyi anlatamadık. IMF toplantılarında bu fırsatı bulacağız.
S: Hükümette uyum sorunu var mı?
Taner: Hükümet içinde uyumsuzluk sorunu yok. Mahfi Eğilmez, benim sağ kolum. Beraber adım atıyoruz. Nitekim IMF toplantılarında bir dizi görüşmeyi, Eğilmez ile birlikte götüreceğiz.
S: Yeni bir stand by?
Taner: IMF'ye, yeni bir stand by anlaşmasına ihtiyaç duymadığımızı söyledik. Onlara, bizim uygulamayı düşündüğümüz ekonomi programını ve bütçe büyüklüklerini anlatacağız. Türkiye ye karşı aşırı bir talep var. dünyadaki sermaye fazlasının bu ülkeye akması için gayret ediyoruz.
S: Acı paketten sözediliyor:
Taner: Acı paket yok. Hazırlığı da yok. Hazine, DPT ve maliye, ek bütçe ve 1998 bütçesiyle birlikte ekonomide izleyeceğimiz rotayı belirliyor. Hazine ve Merkez bankası uyum içinde çalışıyor.

Özelleştirmeden 1 milyar dolar geldi. yılsonunda 4 milyar gelecek demiştim. Bunun 2 milyar doları enerji santrallerinden, 1.6 milyar doları da elektrik dağıtımı özelleştirmesinden gelecek. Türk Telekom, 1998'in ilk çeyreğinde satışa hazır hale gelecek.

Ekim'de gelecek olan IMF teknik heyetiyle, onların önüne koyacağımız rakamları tartışacağız. Amacımız Türkiye'nin dış borçlanma kabiyiletini sürekli ve istikrarlı tutmak.

Şok zam yok. Ama zamları da bekletmem.
Şok zammın sebebi, daha önce bunların yapılmayışı idi. Benim zam yapmamaı istiyorlar. Girdileri dövize bağlı artan mal, ürün ve hizmetlere zam yapmazsanız, bunu bütçe açığı sonucu enflasyon olarak karşınızda bulursunuz. Bir yandan zam yapma, diğer yanda yatırım yap diyorlar. Peki kaynağı nasıl yaratacağım?
türkiye'nin hesabı kitabı, tüccar defteri değildir. Biri maliye için hazırlanmış göstermelik defter, diğeri kendisi için.. türkiye, yüzde 30 reel faizleri indirebilmek için bütçe açığını azaltmak zorunda. Borçlanma ihtiyacını aşağı çekebilmek için kaynak yaratmak kaçınılmaz.

SSK'nın açığı 1 katrilyonu aşacak. Bunu nasıl karşılayacaksınız?



Yazara Emailseref.oguz@milliyet.com.tr

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler