Ekonomi Vestel: Hedef dünya şirketi olmak

Vestel: Hedef dünya şirketi olmak

22.09.2010 - 16:40 | Son Güncellenme:

.

Vestel: Hedef dünya şirketi olmak

Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Ömer Yüngül, çok hızlı konsolidasyonların yaşanacağı dönemi girileceğini belirterek, “Avrupa’nın güvenilir limanlara para transferinde pay almamız lazım. Bugün Avrupalı Türkiye’yi Polonya, Romanya ya da Macaristan’dan daha huzurlu buluyor. Yakın zamanda göreceğimiz büyük konsolidasyonlar, çok büyük fırsat olacak” dedi.
Yüngül, İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD) tarafından Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen “Çarşamba Toplantıları”nda “Şirketlerimizin Geleceği - Hedef Dünya Şirketi Olmak” başlıklı bir konuşma yaptı.
Küresel ekonomik krizde yara almadan, hatta büyüyerek çıkan üç ülkenin Çin, Kore ve Tayvan olduğunu belirten Yüngül, diğer tüm ülkelerin belli oranlarda krizden olumsuz etkilendiğini söyledi.
Yüngül, 18-25 yaş arası gençlerin işsizlik oranlarının İspanya’da yüzde 40, İngiltere’de yüzde 26’ları bulduğunu ve bu soruna yönelik her ülkenin kendi koruma tedbirlerini aldığını dile getirdi.
Krizle birlikte yeni pazar arayışlarının gündeme geldiğini anlatan Yüngül, eski İtalya Başbakanı Romano Prodi’nin “Herkesin ortak derdi başka pazarlara açılmak, özellikle de Türk Cumhuriyetlerine, Orta Doğu’ya. Buralara kendiniz gitmeyin. Mutlaka Türkiye’de merkezinizi oluşturun, böylece hem daha emniyetli, hem de daha çabuk yaparsınız” sözlerini hatırlattı.
Yüngül, Türk firmalarının bazı olumsuzluklara rağmen yapacağı çok şeyin olduğunu ifade ederek, “En önemli unsurumuz da insan kaynağı, özellikle de enflasyon tecrübeli insan kaynağımız. Türkiye’de 35 yaşın üstündeki herkes önceki dönemlerde enflasyon dayağını yeyip tecrübelendi” dedi.
Enflasyona karşı en değerli ürünler olarak demir, nikel, bakır gibi hammaddeleri ve gıdayı sıralayan Yüngül, bu noktada Çin pazarının öne çıktığını, artık Çin’deki otellerde zeytin ve zeytinyağı sunulduğunu söyledi.
Ömer Yüngül, Vestel’in 2,5-3 milyar dolar civarında ihracat yaptığını, Avrupa’da çok büyük sıçrama yapamasalar da Orta Doğu ve Türk Cumhuriyetlerinde ihracatı her sene ikiye katladıklarını dile getirerek, “Her ne kadar oralara da çok yerden tehditler olsa da, bizim iş yapma tecrübemiz onların önüne geçiyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

“GELİŞMİŞ ÜLLKELERDE MARKALAR ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL”
Gelişmiş ülkelerde tüketici hakları çok geliştiği için oralarda markanın çok önemli olmadığını, daha çok gelişmekte olan ülkelerde markanın önem kazandığını anlatan Yüngül, bu yüzden dünya markası yaratmanın çok da gerekli olmadığını bildirdi.
Yüngül, “Her sektörün zenginler kulübünde olup, o firmaların yol haritalarını takip edip, önce siz çıkarsanız, parsayı topluyorsunuz. ’Bizim’ deyince Türkiye değil, Avrupa olarak düşünmemiz lazım” dedi.
Firmaların dünyada öne çıkması için devlet politikalarının da önemine işaret eden Yüngül, Samsung’un Rusya’daki cirosunun 5 milyar dolar, Vestel’in 130 milyon dolar olduğunu, çünkü Kore’nin firmalara yurt dışındaki alacaklarının yüzde 80’ine garanti sağladığını anlattı.
Ömer Yüngül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok hızlı konsolidasyon devrine giriyoruz. Avrupa’nın güvenilir limanlara para transferinde pay almamız lazım. Bugün Avrupalı Türkiye’yi Polonya, Romanya ya da Macaristan’dan daha huzurlu buluyor. Yakın zamanda göreceğimiz büyük konsolidasyonlar, çok büyük fırsat olacak. Her ne kadar bizim gözümüze politik riskler görünüyor gibi gelse de hiç kulak asmayın. Yatırımları Avrupalı firmalarla entegreli yapmamız lazım. Yerimiz çok iyi, lojistik ve insan kaynağımız çok iyi. Devlet olarak sanayi politikamız var diyemeyiz, ama yapılmaya çalışılıyor. Son teşvikler 8-10 sene önce verilmiş olsaydı, bugün çok daha faklı bir yerde olacaktık.”

Haberin Devamı

“ÜRETİMİN ÖNE ÇIKACAĞI BİR DÖNEME GİRİLMEYE BAŞLANDI”
Üretimin öne çıkacağı bir döneme girilmeye başlandığını, ama bunun “ufak” yapılmayıp büyük düşünülerek gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Yüngül, Türkiye’nin global olarak güçlü oyuncuların olacağı bir yerde durduğunu söyledi.
Yüngül, şirketlerin kurumsallaşmasının önemine değinerek, İzmir’in bu konuda geri kaldığını, Manisa’da firmalar yer bulamazken, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde (İAOSB) firmaların kaçmaya, yerlerini kiraya vermeye çalıştıklarını söyledi.
Aslında İzmir’in şansının çok fazla olduğunu, ancak bunların değerlendirilmesi için eğitimli insan kaynağını kentte kalmasının sağlanması gerektiğini, bunun da şirketlerin kurumsal yapılarını artırmalarından ve iyi organize olmaktan geçtiğini ifade etti.
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İlknur Denizli de Türkiye referandumla meşgulken, dünyada önemli ekonomik gelişmelerin yaşandığını söyledi.
Global krizin sanılandan daha uzun süreceğinin anlaşıldığını, Türkiye’nin en büyük ticari partneri olan AB ülkelerinde ciddi sıkıntılar yaşandığını anlatan Denizli, “Aslına bakarsanız, pazarı çeşitlendirerek talep daralmasının yıkıcı etkisinden kurtulunabileceği gerçeğini Türk şirketleri gördüler. Özellikle ihracatçı şirketlerimiz bu alanda batılı rakiplerimizi kıskandıracak performans sergiliyorlar” dedi.

Yazarlar