Devletin 47 trilyonunu batırdı. 12.5 yıl hapis cezası verilince Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikayet edip, tazminat istedi
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni 80 milyon
dolar zarara uğrattığı
gerekçesiyle cezaevinde bulunan Türkiye Kalkınma Bankası (TKB) eski Genel
Müdürü Özal Baysal, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurarak
Türkiye'den 10 milyon dolar (yaklaşık 5.8 trilyon lira) tazminat ve tahliye
talebinde bulundu.
Genel Müdürlüğü sırasında, bankanın aktifindeki 300 milyon doları (bugünkü
kurla yaklaşık 176 trilyon lira), 1994'te el konulan üç bankaya yatırarak
bir bölümünün batmasına neden olduğu gerekçesiyle yargılanarak 12.5 yıl
hapis ve 2.6 trilyon lira rekor para cezasına mahkum edilen Baysal'ın
avukatlarınca AİHM'ye verilen dilekçede, "Aynı suçtan yargılanan fon
yöneticileri beraat etmesine rağmen adaletin dışına çıkılarak Baysal mahkum
edildi" iddiası yer aldı.
Baysal'ın mahkumiyetinde bütün yargı yollarının tüketilmesinin, hukuka ve
İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesine aykırı ve kararın siyasi olduğu
belirtilen başvuruda şu görüşlere yer verildi:
Karar siyasidir
"Kararlar delile değil, varsayımlara dayalı. Paraların çekilmemesi
emrini veren dönemin başbakanı da davanın siyasi bir hesaplaşmayı içerdiğini
kanıtlamakta. Yargı, siyasetin çizdiği rotayı izlemiştir.
Mahkeme kararında, sanığın ne kadar miktarda zimmetine para geçirdiğinin
belli olmadığını, banka yöneticileriyle sanığın ne tür ilişkilerde olduğunun
saptanamadığı açıkça söylenmiştir. Kasıtlı para yatırılmasını gösteren tek
bir delil yoktur. Karar siyasidir ve burada banka müdürü kurban
seçilmiştir."
Başvurularında hapis cezasının sözleşmeye aykırı olduğunun tespiti, para
cezasının ve sorumlu tutulduğu paraların ödenmesinin "ihtiyati tedbir
kararı"yla durdurulması ve müvekkillerinin tahliyesine karar verilmesinin
isteyen avukatlar, haksız ve hukuka aykırı olarak verilmiş kararla,
Baysal'ın kişilik hakları, kamuoyundaki prestiji, ailevi ve sosyal çevresi
açısından zarara uğradığı öne sürdü.
İki yıl firar yaşadı
Devleti 80 milyon dolar (bugünkü kurla yaklaşık 47 trilyon lira) zarara
uğratmakla suçlanan Baysal, Süleyman Demirel'in başbakanlığı döneminde TKB
Genel Müdürlüğü'ne atandı. Hakkında açılan birçok davada `gıyabi tutuklama'
kararı çıkarıldı. İki yıl kaçak yaşayan Baysal, İstanbul Organize Suçlar ve
Kaçakçılık Şubesi dedektiflerince İzmir, Karşıyaka'da kiraladığı bir evde 8
Aralık 1998'de yakalandı.
Çiller'i suçladı
"Zimmet, emniyeti suiistimal ve
devlet alım satımında menfaat temin
etmek"ten yargılanan Baysal, mektupla gönderdiği ifadelesinde, dönemin
başbakanı Tansu Çiller, eşi Özer Çiller ve dönemin Hazine Müsteşarı Vekili
Osman Ünsal'ı suçladı. Baysal, TKB'nin 34 milyon dolarının (bugünkü kurla
yaklaşık 19.9 trilyon lira) batan bankalardan çekilmemesi talimatının Çiller
ailesinden geldiğini iddia etti.
Firardayken maaş aldı
1994'te görevinden alınan Baysal, yasa gereği Başbakanlık
Müşavirliği'ne getirildi. Bu nedenle aranmasına karşın aylarca devletten
emekli maaş almaya devam etti.
Dosyası kabarık
Baysal, TKB'nin trilyonlarını batırması nedeniyle Ankara 7. Ağır
Ceza'da 12.5 yıl ağır hapis ve 2.6 trilyon lira ağır para cezasına ve
batırdığı paraları ödemeye mahkum oldu. Ankara 4. Ağır ceza Mahkemesi'ndeki
`Sentetik Bono' davasında ise Baysal, kamu kaynaklarını israf ettiği
gerekçesiyle `Görevi Kötüye Kullanmak' suçundan 10 ay hapse mahkum oldu.
Cezaları onandı
Ankara 7. Ağır ceza Mahkemesi'nin verdiği 12.5 ağır hapis cezası ve
toplam 2.6 trilyon lira ceza ödemeye mahkum olan Baysal'ın cezaları
Yargıtay'ca onandı. Bir yıldır tutuklu bulunan Baysal, İnfaz yasası gereği
yaklaşık beş yıl hapis yatacak.