Erdoğan’dan yeni kabinenin şifreleri: Yeni bakanlar partisiz olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni kabineye dair mesajlar verirken “Bakanlar artık eskisi gibi olmayacak. Şimdi artık partili olmayan bakanlarımızla bir kabine oluşturuyoruz. Kimse kalkıp da şunu diyemeyecek; ‘Siz şöyle, böyle yaptınız, kadrolaştınız, şuydu, buydu.’ En azından bakan, olaylara bakarken daha objektif bakma imkanını yakalayacak. Ehliyeti ve liyakatı öne çıkarmak suretiyle yeni döneme girmiş olacağız. Bu hükümetin başında cumhurbaşkanlığı yönetim sistemiyle Ak Parti Genel Başkanı olacak” dedi. Erdoğan, milletvekili dağılımı ve ülkenin içinden geçtiği durum sebebiyle Cumhur İttifakı’nın Meclis’te süreceğini kaydetti.

Erdoğan, dün Ak Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda, partililere hitap etti. Seçim sonuçlarının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, MHP ve kendisine oy verenlere tekrar teşekkür etti. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi:

ETKİN VE HIZLI: Yeni sisteme pazartesi geçiyoruz. Bu sistemin oturması belli bir zaman alacaktır. Biz ilk etapta bakanlar, bakan yardımcıları, yeniden tanımladığımız kurum başkanları, genel müdürler düzeyine kadar bu kısmı üzerinde detaylı çalışarak bir noktaya getirdik. İşlevsiz kalmış kurumları tasfiye ederek, devletin işleyişini hızlandırıyor ve etkin hale getiriyoruz. Bu yeniden yapılandırma çalışması en aşağıya kadar devam edecektir. Uygulamadaki eksiklikleri, aksaklıkları, boşlukları tespit ettikçe sistemi geliştirecek, güncelleyecek, güçlendireceğiz. Yeri gelecek yeni kanunlara veya kanun değişikliklerine, yeri gelecek anayasa değişikliklerine ihtiyaç duyacağız.

PARTİLİ OLMAYAN BAKAN: Pazartesi günü yemin törenimizin hemen ardından yayınlayacağımız 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yeniden organize edilmiş haliyle bakanlıkları kuruyor, aynı akşam kabinemizi de inşallah açıklıyoruz. Artık yürütme görevini Meclis tarafından yetkilendirilen Bakanlar Kurulu değil, doğrudan cumhurbaşkanı ifa edecek. Bakanlar artık eskisi gibi olmayacak. Şimdi artık partili olmayan bakanlarımızla bir kabine oluşturuyoruz. Bu arkadaşlarımız, bundan önce olduğu gibi de köşeye sıkıştırılmak suretiyle, şuraya şu olsun, buraya bu olsun mantığıyla hareket etmeyecek. Bu tabii bir yerde şunu sağlamış olacak. Kimse kalkıp da şunu diyemeyecek; ‘Siz şöyle, böyle yaptınız, kadrolaştınız, şuydu, buydu’. En azından bakan, olaylara bakarken daha objektif bakma imkanını yakalayacak. Bu, ona bir rahatlık getirecek. Bu tür zanların altında da kalmayacak. Bütün bunlarda aranan ehliyet, liyakat olacak. Ehliyeti ve liyakatı öne çıkarmak suretiyle yeni döneme girmiş olacağız. Bu hükümetin başında cumhurbaşkanlığı yönetim sistemiyle Ak Parti Genel Başkanı olacak.

İTTİFAK SÜRECEK: Milletvekili dağılımı ve ülkemizin içinden geçtiği durum sebebiyle Cumhur İttifakı’nı Mecliste devam ettireceğiz. MHP’nin de aynı anlayışa sahip olduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duyuyorum. İttifaklarını pazara kadar bile sürdüremeyenlerin aksine biz, ülkemize ve milletimize hayırlı hizmetlere vesile olmaya devam etme inancıyla bu birlikteliğe sahip çıkacağız.

‘Farkı çok iyi analiz etmeliyiz’

Cumhurbaşkanlığı’nda aldığımız oy ile milletvekili seçiminde elde ettiğimiz netice arasındaki farkı çok iyi analiz etmeliyiz. Ak Parti’nin 2007, 2011, 2015 Kasım seçimlerinde, 2007, 2010 ve 2017 halk oylamalarında aldığı sonuçlar ortadadır. Buna karşılık 2015 Haziran’ında ve son seçimlerde üzerinde uzun uzun durmamız gereken sonuçlarla karşılaştık. Önümüzde mahalli seçimler var, bu seçimlere kadar 24 Haziran’ın muhasebesini yapıp gereken adımları atmak durumundayız.

MİLLETE YANLIŞ YAPANIN YERİ OLMAZ: 24 Haziran’ı doğru analiz edemez ve gereğini yerine getiremezsek her şeyden önce kendi ilkelerimizle kendi geçmişimizle çelişmiş oluruz. Seçim sonuçlarını bu anlayış içinde değerlendirmek yerine kişisel kariyeriyle irtibatlandırarak eğip büken herkes her şeyden önce milletimize yanlış yapar. Millete yanlış yapan hiç kimsenin de Ak Parti’de yeri olamaz. Çünkü partimiz, milletin bizatihi kendi partisidir. Daha da ötesi medeniyet coğrafyamızdaki yüz milyonlarca kardeşimiz de umutlarını ve geleceğini Ak Parti’de somutlaştırdıkları Türkiye’nin başarısına bağlamış durumdadır. Böyle bir fotoğrafta hiç kimsenin kendisini, partisinin ve davasının önüne geçirmesi de mümkün değildir.

MİLLET ŞAMAR OĞLANI DEĞİL: Seçimlerden sonra bana gelen raporlarda bazı eleştiriler vardı. Vatandaş tevazu arıyor. Vatandaş, ‘Belediye başkanı benim dükkanıma gelip, bir çayımı içmedikten sonra ben bu belediye başkanını ne yapayım’, ‘Seçimden seçime mi belediye başkanı, milletvekili beni ziyaret edecek’ diyor. Ak Parti’nin müktesebatında böyle bir şey olamaz. Bizi yücelten tevazumuz olmuştur. Eğer biz bu tevazuyu kaybettiysek işte bu açık net puan kaybına da neden olmuştur. En güçlü olduğumuz yerlerde eğer bugün ciddi bir puan kaybı olmuşsa bunu kendi nefsimize soracağız. Önemli olan o gönüllere girmektir. Vatandaşına tepeden bakıyorsak, bir gurur abidesi olarak bakıyorsak, onlara yeri geldiği zaman hart hurt yapıyorsak, kusura bakmayın bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir ondan sonra da kenara koyar. Zaten demokrasinin güzelliği de burasıdır. 24 Haziran’ın fotoğrafını bu noktada çok iyi çekmemiz lazım. İnşallah Mart 2019 yerel seçiminde de gerek aday tespitlerimizde gerekse bu ahlaki kimliğe değer verip onu iyi puanlayıp, adaylarımızı da buna göre belirlememiz lazım.

DÖNÜŞÜM OLACAK: Kongremizle birlikte yeni bir oluşum olacak. Şüphesiz ki MKYK’mızdan tutun da MYK’mıza varıncaya kadar bir değişim, dönüşüm orada da az da olsa yapacağız ama ondan sonra çok yoğun bir maraton başlıyor. Yerel seçimlerin startını vereceğiz ve bu startı verirken de kaşına gözüne değil, hem iş bitirme potansiyeline hem halkla uyumuna bakarak adım atmak durumundayız. Böyle atacağız ki yerel yönetim aynen bu seçimlere benzemesin.

GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ: 2019 Mart’ına kadar belediyeciliğin adını, ‘gönül belediyeciliği seferberliği’ olarak koyuyorum. Aynı şey teşkilatlar için de geçerli. Yönettiği şehrin halkıyla beraber olmayan, gönülleri fethetmeyen, aşkla, şevkle, adaletle, akılla çalışmayan bir belediye başkanı bir eliyle yapıp diğer eliyle yıkan kişi gibidir. Ne kadar çok çalışmış olursa olsun, döneminin sonunda geride sadece enkaz, yıkıntı bırakır. Kerameti kendinde vehmeden varsa, gerçekten hem şahsı hem partimiz adına çok büyük zarardadır.

‘CHP’liler parti yönetiminden hesap sormalı’

Normal şartlarda birbirlerini yolda görse selam vermeyecek olanlar, her nasılsa karşımızda birleştiler. CHP, bölücü terör örgütünün güdümündeki partiyi barajın üzerine taşımak için kendisine oy verenlerin bir kısmını oraya gönderdi. Gerçi bunlar 1991’deki seçimde de benzer bir yola başvurmuşlardı. Bölücü örgütün güdümündeki siyasetçiler ilk defa o zaman Meclis’e ayak bastılar. Bugün de CHP sayesinde, bölücü örgütün belirlediği isimler, Meclis’te milletvekili olarak yerlerini alacaklar. Ülkesini, milletini, cumhuriyetini, devletini seven her CHP’li vatandaşımızı, bu utanç için partisinin yönetiminden hesap sormaya davet ediyorum. CHP, bu hesaplaşmayı kendi içinde yapmadığı takdirde, bölücü örgütle ana muhalefet partisi arasındaki bağ taktik olmaktan çıkıp, esas haline dönüşecek. Böyle bir durumda CHP’nin varlığının da anlamı kalmayacaktır. Türkiye’nin en eski partisini, batıdaki bir avuç marjinalin ve yurt dışındaki bir avuç terör örgütü yöneticisinin oyuncağı haline getirenlerden hem bu millet ve tarih açık ve net hesabı soracaktır. İkazı CHP’nin içişlerine karışmak için değil, milletimizin tüm fertleri gibi, ana muhalefet partisine oy veren kardeşlerimize karşı da sorumluluğumuzun gereği olarak yapıyoruz.

Cuma namazını Yıldırım ile kıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Başyazıcıoğlu Camii’nde kıldı. Erdoğan, il başkanları konuşmasının ardından, Başbakan Binali Yıldırım ile Başyazıcıoğlu Camii’ne geçti. Cuma namazını kılan Erdoğan, cami çıkışında kendisini bekleyen vatandaşların yanına giderek, bir süre sohbet etti, fotoğraf çektirdi. Erdoğan, Yıldırım ile aynı makam aracıyla camiden ayrıldı. Yıldırım’ı aracıyla partiye bırakan Erdoğan, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne geçti.