Ermenistan’a uzattığımız el havada kaldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1915 olayları tartışmalarıyla ilgili Ermenilere sitemde bulunarak, “Biz Ermenistan’a el uzattık. Geçen yıl 23 Nisan’da mektup yazdım. İlişkileri düzeltmenin, yeni bir sayfa açmanın gayreti içinde olduk. Ne yazık ki, Ermeni diasporasının da etkisiyle bizim elimiz her seferinde havada kaldı. Bu yıl, 100. yıl dönümünde, biz yine samimi, içten çağrılarımızı tekrarlıyoruz. Gelin, bu meseleyi siyasetin alanından çıkaralım, bilime ve bilim insanlarına havale edelim” dedi. İsrail’e de çağrıda bulunan Erdoğan, “‘İsrail, 1967 öncesi sınırlarına çekilmeli, Doğu Kudüs’ün başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulmasına, Filistinlilerin egemenlik haklarına saygı göstermelidir’ diyoruz. Bunu yapmadığı sürece İsrail, bölgenin zalim, terörist devleti olmaya, bütün bölgeyi kan gölüne çeviren bir sorun olmaya devam edecektir” dedi.
‘1. Dünya Savaşı incelenmeli’
Erdoğan, Bogota Externado Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi tarafından düzenlenen “1915: Osmanlı İmparatorluğu’nun En Uzun Yılı” başlıklı sempozyumda bugünü ve dünya siyasetini doğru anlamak için 1. Dünya Savaşı’nı iyi incelemek ve analiz etmek gerektiğni vurguladı. Filistin, Irak ve Suriye, Yemen, Mısır, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Balkanlar’daki 1. Dünya Savaşı’nın sonucu ortaya çıkan ve 100 yıldır devam eden sorunlar olduğunu anımsatan Erdoğan, Ortadoğu denilen bölgenin de 1. Dünya Savaşı sonrası kurgulandığını ifade etti. Ortadoğu’da sınırların cetvelle çizilmiş gibi dümdüz olduğunu, Arapların aralarındaki hassasiyet gözetilmeden parçalandığını, akrabaların Türkiye dahil aynı köyden geçen sınırlarla koparıldığını kaydeden Erdoğan, “Sınırlar, sadece topraklara değil, zihinlere, kültürlere, inançlara da zorla empoze edilmiş, halklar arasında yapay sınırlar oluşturulmuş, kardeşler, birbirlerine hasım hale getirilmişlerdir” dedi.
İsrail’e sert çıktı
Sultan 2. Abdülhamit’in bölgeye yönelik ölçüsüz göç akımı olacağı ve huzurun bozulacağını öngörerek teklifi kabul etmediği için düşürüldüğünü ve savaşla Osmanlı’nın bu topraklartan çıkarılmasıyla bölgenin kan, gözyaşıyla ve zulümle anılmaya başlandığını anlattı. 1948’de kurulan İsrail Devleti’nin bugün Filistinlileri o coğrafyadan tamamen silme gayretini sürdürdüğünü belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz Türkiye olarak, İsrail devletinin genişleme politikalarına ve bu yönde yaptığı ağır zulümlere, ağır katliamlara itiraz ettiğimizde, bunu dünyada çok farklı yerlere çekmeye çalışıyorlar. Türkiye olarak bu konuda tavrımız çok nettir. ‘İsrail, 1967 öncesi sınırlarına çekilmeli, Doğu Kudüs’ün başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulmasına, Filistinlilerin egemenlik haklarına saygı göstermelidir’ diyoruz. Bunu yapmadığı sürece İsrail, bölgenin zalim, terörist devleti olmaya, bütün bölgeyi kan gölüne çeviren bir sorun olmaya devam edecektir. İsrail zulmü ve İsrail terörü devam ettikçe de hem Ortadoğu’da hem de tüm insanlığın vicdanında kanama hiçbir zaman durmayacaktır.. Bakın biz, Türkiye olarak, Filistin-İsrail, Suriye, Irak meselesinde, Mısır, Libya meselesinde insani ve vicdani bir duruş sergilediğimizde, dünyada bazıları bundan ciddi şekilde rahatsız oluyor. Mısır’da biz rahatsız olduk. Eğer biz insani ve vicdani olarak bir şeye karar vereceksek, biz bu dünyada darbecilerin değil, sandıktaki iradenin yanında olmaya mecburuz.”
‘Talebimiz, barış ve dostluk’
Türkiye’nin, hiçbir ülkenin topraklarında ve içişlerinde gözü olmadığını, çok ağır bedeller ödemiş bir ülke olarak, her türlü terörün kesin ve net olarak karşısında olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Biz bölgemizde barış, dostluk, kardeşlik, adalet istiyoruz. Bundan başka bir talebimiz asla yoktur. Özellikle bugünlerde, bazı uluslararası gazete, dergi veya televizyonlar ya da sosyal medyada, Türkiye hakkında çıkan haberlere herkesin temkinli ve dikkatli yaklaşması gerekir. Bizim insani çağrılarımızdan, adalet ve barış çağrılarımızdan rahatsız olanlar, medya yoluyla bizi karalamaya çalışıyorlar” dedi.
Uçaklarla bombalayarak Irak’ta Suriye’deki sorunların bitmeşeceğini belirten Erdoğan, “Ne yapacaksınız? Yapacağınız iş şudur; önce bu diktatörleri işin başından alıp, devlet terörü estiren bu kişileri oralardan alıp, sandığı halkın önüne getireceksiniz. Halk kimi istiyorsa işi ona teslim edeceksiniz. Aksi takdirde bu ülkelere barış gelmez” diye konuştu.