YÖK, kaliteyi yükseltme adına, tıptan diş hekimliğine, mimarlıktan mühendisliğe, hukuktan eczacılığa pek çok alanda baraj uygulamasına geçerken, eğitim fakültelerine yani öğretmen yetiştiren kurumlara hâlâ baraj getirmedi.
Gelecek yıl için düşündüğünü açıkladı ama o konuda bile hâlâ kesin bir şey yok! Oysa, okul öncesi eğitimden doktoraya kadar, eğitim sistemimizin en büyük sorunu, öğretmen ve öğretim üyesi yetiştirme politikalarımızın yanlışlığıdır.
İyi öğretmen olmadan eğitim sisteminin düzelmesi mümkün değil.
Ama YÖK bunu hâlâ anlayabilmiş değil. Görünen o ki anlayacağı da yok.
Zaten YÖK’ten de daha fazlası beklenemezdi. Her ne kadar başında Yekta Hoca gibi YÖK’le asla bağdaşmayacak bir isim olsa da!.. Sosyal bilimciler, “Bir ülke ile oynamak istiyorsanız, öğretmen yetiştirme düzeniyle oynayın yeter de artar” der.
Ve biz bunu çok iyi yapıyoruz.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki öğretmenlerimizle bugünküleri hele bir kıyaslayın ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaksınız. Bugün için öyle bir öğretmen yetiştirme ve atama sistemimiz var ki, en idealist öğretmeni bile zıvanadan çıkarmaya ve mesleğe soğutmaya yetiyor da artıyor. Peki, bu süreçte MEB ne yapıyor?
Olup bitenleri sadece seyrediyor!
Ve olan çocuklarımıza ve ülkemizin geleceğine oluyor. Yok mu Ankara’da eğitimi, öğretmeni, çocuklarımızı ve ülkemizin geleceğini ciddiye alan birileri?..
Varsa ses versinler ne olur!..
Özay Şendir
Özgür Özel, yandaş mı oldu?
26 Nisan 2024
Güneri Cıvaoğlu
Katar arabuluculuktan çekilirse…
26 Nisan 2024
Cem Kılıç
İklim değişikliği işte ‘büyük risk’
26 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Türkiye, NATO Genel Sekreter adaylarına ne söylüyor?
26 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Atama, obezite ve boşvermişlik
26 Nisan 2024