14.01.2020 - 08:09 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İran'ın ABD'nin Irak'ta Anbar eyaletindeki Ayn el Esad hava üssüne füze saldırısı düzenlemesinin üzerinden altı gün geçti. Ancak dünyayı sarsan olayın yankıları kolay kolay dinmeyeceğe benziyor.
İran Devrim Muhafızları, ABD'nin ölüdürdüğü Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin intikamını almak üzere, onun öldürüldüğü saatlerde yani gece yarısı sularında düzenlediği saldırının oluşturduğu hasar gözler önüne serildi.
Pazar günü CNN International, füzelerle vurulan ABD üssünün içinden ilk görüntüleri ekrana getirmiş, görüntüler büyük yankı uyandırmıştı.
Bağdat'ın 160 kilometre kadar batısında yer alan Ayn el Esad hava üssünden yeni görüntüler, Amerikan Associated Press (AP) tarafından servis edildi.
Orta Doğu'da tansiyonun daha da yükselmesine neden olan Füze saldırısında hiçbir Amerikan askeri öldürülmedi veya ciddi şekilde zarar görmedi.
Ancak İran'ın Devrim Muhafızları tarafından birkaç saat sonra korkunç bir hatayla düşürülen yolcu uçağının 176 kişiye mezar olmasıyla tansiyon daha da yükseldi.
Irak Parlamentosu'nda yapılan oylama sonucunda Irak hükümetinden yabancı birliklerinin Irak'taki üslerden gönderilmesini talep eden önerge kabul edilmişti. Bu durum, ABD askerlerinin bölgedeki varlığını tehlikeye soktu.
İran'ın füze saldırısına hedef olan Ayn el Esad hava üssü, yaklaşık bin 500 ABD askerine ev sahipliği yapıyordu.
Geçtiğimiz Çarşamba günü 10'dan fazla İran füzesi ile vurulan üsten yayınlana yeni görüntülerde, yerlerdeki devasa kraterler ve tamamen yıkılmış olan yapılar dikkat çekiyor.
Buldozerler ve iş makineleriyle yıkıntılar ve enkaz temizlenmeye çalışılırken, ABD askerleri incelemeler yapıyor.
Füze saldırısı, 4 Kasım 1979'dan bu yana İran'ın Amerika'ya düzenlediği ve 444 gün süren bir rehine krizine yol açan saldırı sonrasındaki en direkt hamle oldu.
Irak ve Suriye'deki DEAŞ güçleriyle savaşan koalisyonun sözcüsü Albay Myles Caggins, "10'dan fazla füze ateşlendi ve üsteki çeşitli bölgelere isabet etti" dedi.
Saldırıda hiçbir asker hayatını kaybetmedi, ancak Albay Myles patlamadan etkilenen birkaç askerin beyin sarsıntısı için tedavi edildiğini ve gözlem altında tutulduğunu söyledi.
Myles, askerlerin erken uyarı sistemleri sayesinde füzelerin ateşlendiğine dair bildirim aldığını ve bu şekilde birliklerin zarar görmesinin önüne geçtiğini ekledi. Albay, saldırıyı atlatan askerleri 'savaşçı' olarak nitelendirdi.
CNN'ne konuşan resmi yetkililer, ABD askerlerinin çoğunun yerel saatle akşam 23.00 sularında hava üssünü terk ettiğini söylemişti. Üste kalanlar ise, sığınaklara yerleşip füze saldırısını beklemeye başlamıştı. Perşembe günü saat 01.30 sularında Ayn el Esad üssüne ilk füzeler isabet etmişti.
Yetkililer, sığınakların birkaç metre ilerisine düşen füzelerin can kaybına yol açmamasını 'mucize' olarak nitelendirmişti. Çünkü üsteki askerlerin çoğu sığınaklarda bekliyor olsa da, bazıları dışarıdaydı.
Pentagon'un verdiği bilgiye göre, İran'ın en önemli komutanı Kasım Süleymani'nin ABD tarafından vurulmasının ardından gerçekleşen misillemede Ayn el Esad'a en az 11 füze isabet etmişti.
Dünyanın yüreğine ağzına getiren saldırının istihbaratı ise, Perşembe günü bir Avrupa büyükelçisi tarafından verildi. Büyükelçi, İran'ın füze saldırısının eli kulağında olduğunu söylemişti.
New York Times gazetesi, İran'ın Irak'taki iki ABD üssüne düzenlediği füze saldırıları öncesi son üç saatte Beyaz Saray'da yaşananları ele aldığı bir haber yayımlamıştı. Habere göre, Amerikan istihbarat servislerinden Beyaz Saray'a Salı günü yerel saatle 14.00'te bir mesaj gelmişti.
Mesaj şöyleydi: "Önümüzdeki saatlerde, İran'ın Amerikan askerilerine yönelik bir saldırı düzenleyeceği neredeyse kesin." Böylece, Beyaz Saray yetkililerinin saldırı öncesi önlem almak için vakitleri olmuştu.
New York ses getiren bu haberini, Washington ve Irak'taki mevcut ve emekli Amerikalı siyasi ve askeri yetkililerle yapılan röportajlara dayandırmıştı.
Habere göre, istihbarat servislerinden gelen mesajdan kısa bir süre sonra ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert C. O'Brien ve diğer üst düzey yetkililer Beyaz Saray Durum Odası'ndaydı (Beyaz Saray'ın zemin katında yer alan bu özel oda, konferans salonu ve istihbarat yönetim merkezi olarak kullanılıyor. Oda, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından yönetiliyor)
Üç saat sonra, İran'dan fırlatılan balistik füzeler Irak'ta Amerikan askerlerinin bulunduğu iki üssü vurdu. Öncesinde, ABD Başkanı Trump, yardımcılarıyla birlikte saatlerce olası tehditleri gözden geçirdi. Askeri uzmanlarsa İran'ın Amerikan askerlerini öldürmesi halinde atılabilecek adımları hesapladılar.
Üç saat sonra, İran'dan fırlatılan balistik füzeler Irak'ta Amerikan askerlerinin bulunduğu iki üssü vurdu. Öncesinde, ABD Başkanı Trump, yardımcılarıyla birlikte saatlerce olası tehditleri gözden geçirdi. Askeri uzmanlarsa İran'ın Amerikan askerlerini öldürmesi halinde atılabilecek adımları hesapladılar.
New York Times'ın haberine göre, Washington'da yetkililerin Salı günü ofislerine varmalarından çok önce, Irak'taki Amerikan askerleri İran'ın olası bir misillemesine karşı hazırlık yapıyorlardı.
İran'ın füze rampalarının hareketlerini gözlemleyen casus uyduları ve Ulusal Güvenlik Ajansı tarafından takip edilen İran'ın askeri liderlerinin iletişimleri, General Kasım Süleymani'nin öldürülmesine yönelik misillemenin o gün gerçekleşebileceğine işaret ediyordu.
Irak'ın Anbar eyaletindeki Ayn el Esad Hava Üssü, tehditlere dair muğlak raporlardaki ana odak noktasıydı. Bunlardan birinde, İran tarafından desteklenen Irak'taki Şii milis gücü Kata'ib Hizbullah'ın yüzlerce üyesinin üsse saldırı düzenlemesi ihtimali yer alıyordu.
Üs göreceli olarak korunmasızdı. Bir Amerikalı askeri yetkilinin gazeteye verdiği bilgiye göre, üste füzeleri durduracak Patriot hava savunma sistemi konuşlu değildi. Bu nedenle komutanlar üssün bir kısmını tahliye etmek, diğer kısmındaki askerleri ise sığınaklara yönlendirmek için hazırlık yaptılar.
Washington'da sabah saatlerinde istihbarat bilgileri o kadar muğlaktı ki, yetkililer Trump'ın günlük programını iptal etmemeye karar verdiler. O sırada Beyaz Saray yetkilileri artan eleştiriler karşısında halen Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin gerekliliğini savunuyorlardı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yoğun katılımlı geçen bir basın toplantısında muhabirlere General Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin 'doğru karar' olduğunu söyledi.
İstihbarat servislerinden uyarı geldiğinde, Trump, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile görüşüyordu. Pence ve O'Brien Beyaz Saray Durum Odası'nda İran'ın olası hedefleri hakkındaki istihbarat bilgileri üzerinden ne yapılması gerektiği konusundaki görüşmelere başladı.
Yunanistan Başbakanı ile görüşmesinin ve kısa basın toplantısının ardından, Trump da Durum Odası'ndaki yetkililere katıldı. Toplantıya katılanlar arasında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, Pence'in Ulusal Güvenlik Danışmanı emekli Korgeneral Keith Kellogg ve Ulusal İstihbarat Dairesi Başkan Vekili Joseph Maguire de vardı.
Toplantıya katılan bir diğer isim de Trump yönetiminin İran politikasını belirleyen, Kasım Süleymani'yi öldüren saldırının düzenlenmesinin başlıca savunucularından Dışişleri Bakanı Pompeo'ydu.
Ancak New York Times'a göre Durum Odası'ndaki uzun, dikdörtgen masanın etrafındaki diğer yetkililerin dış politika konusunda göreceli olarak daha az deneyimi vardı.
Durum Odası'na uzaktan bağlanan Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü Gina Haspel, durumu CIA'in Kuzey Virginia eyaletindeki merkezinden takip ediyordu.
Mevcut ve emekli Amerikalı yetkililere göre, General Süleymani'nin öldürülmesinden önceki günlerde Haspel Trump'a, İranlı komutanın oluşturduğu tehdidin, öldürülmesi halinde İran'dan gelecek yanıtın oluşturacağı tehditten daha büyük olduğunu söylemişti.
Gerçekten de Haspel İran'ın muhtemel misillemesinin, Irak'ta Amerikalı askerlerin konuşlandığı üsleri vurmak olduğunu düşünüyordu. Haspel, General Süleymani'nin öldürülmesi konusunda resmi bir tutum takınmasa da, onun analizlerini dinleyen yetkililer, CIA'in, Süleymani'nin öldürülmesinin Orta Doğu'da güvenliği azaltmak yerine artıracağına inandığı düşüncesiyle toplantıdan ayrıldılar.
İran'ın saldırısının gerçekleştiği gün, Trump ve danışmanları çelişkili istihbarat bilgilerle boğuşuyorlardı. Yerel saatle 16.00 civarında, önce Bağdat'ın kuzeyinde eğitimlerin verildiği Taci hava üssünün vurulacağı bilgisi geldi ancak bu bilgi yanlış çıktı.
Taci hava üssü hakkındaki raporlar gelirken, Bağdat'taki Amerikan Büyükelçiliği'ndeki hoparlörlerden bir saldırının an meselesi olduğu bilgisi paylaşıldı, içerideki Amerikalı ve Iraklı personel sığınaklara koştu.
Nerdeyse bir saat sonra, Ayn el Esad hava üssünü vurmak için atılan ilk füzeler başlarının üzerinden geçti. Washington saatiyle 17.30 civarında, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İran'ın üç farklı noktasından atılan 16 kısa ve orta mezilli Fatih-110 ve Şabab füzelerinin ilkini saptadı.
Bir dizi füze Ayn el Esad hava üssünü vurdu ancak verdiği hasar çok azdı. Hasar tespit çalışması hakkında bilgisi olan bir Amerikalı yetkiliye göre, bir Black Hawk helikopteri, keşif amaçlı kullanılan insansız hava aracı ve hava trafik kontrol kulesinin bir kısmı vuruldu.
Dakikalar sonra, bir dizi füze, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede, yüzlerce Amerikalı asker ve müttefik gücü askerleri ile istihbarat ve lojistik personeli tarafından Özel Operasyonlar merkezi olarak kullanılmış olan Erbil'deki bir hava üssünü vurdu.