06.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Burcu Ünal
“Çocuğum eve, adım atmasını öğrenmiş olarak geldi.” Bu sözler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, TÜSİAD-TÜSSİDE, Boğaziçi Üniversitesi ve Filli Boya ortaklığında gerçekleştirilen “Bilim Kampı” projesine çocuğu katılan bir anneye ait.
Sadece yaşadıkları maddi imkansızlıklar nedeniyle çocuklarını kurum bakımına vermek isteyen ailelere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ailenin birliğinin bozulmaması için izin vermiyor. Bunun yerine aileye çocuğun gelişimi için ekonomik yardım yapılıyor ve destekleyici sosyal hizmet uygulamaları veriliyor. İşte “Bilim Kampı” da bu uygulamalardan biri... Hayata bir çok konuda yenik başlayan çocukların, yaşıtları ile denk bir eğitim almalarını, kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler olarak yetişmelerini hedefleyen projenin ilk ayağına 13-14 yaş aralığında 25 kız 25 erkek öğrenci katıldı. Projenin yürütücülerinden Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Metindoğan, ergenlik döneminde yapılacak bilinçlendirme çalışmalarıyla, çocukların gelecek yaşamlarına da katkıda bulunabileceklerini tespit ettiklerini söyledi.
Geziler, oyunlar
Hazırlık sürecinin ardından 9 Ağustos ve 16 Ağustos tarihleri arasında uygulamaya konan proje kapsamında, kampa katılan 50 öğrenciye akademisyenler ve uzman araştırmacılar tarafından hazırlanan birer haftalık eğitim programı düzenlendi. Projenin ilk adımı olan bu kamp süresince öğrencilere bilim gösterileri ve deneyleri, eğitsel oyunlar, bilim insanlarıyla sohbetler, açık hava uygulamaları, birçok farklı enstitü gezileri, atölyeler ve aynı zaman da psikolojik destek saatleri ile desteklenmiş bir program verildi.
‘Bilim zor değil’
İlk ayağı sadece bir hafta sürmesine karşın uzmanlar kamp bittiğinde çocuklarda ciddi değişiklikler gözlemledi. Metindoğan, bilimin aslında “o kadar da zor” olmadığı fikrinin çocuklarda oluşutuğunu belirtirken özellikle ‘Bilim Adamı’ klişesi yerine çocukların beynine ‘Bilim İnsanı’nın kazındığını vurguluyor. Uzmanlar özellikle kız çocuklarının ilk günlerdeki çekingen tavırlarının, zamanla kendine güvene dönüşmesinin dikkatlerini çektiğini de belirtti. Çocuklarda kamp boyunca dikkat çeken ikinci dönüşüm ise sordukları sorular oluyor. Kampın ilk günlernde çağımızdaki bir çok çocuk gibi “Televizyon yok mu”, “Bilgisayar oynayabilir miyiz” diye soran çocuklar sadece bir hafta sonunda “Bahçede oynayabilir miyiz”, “Laboratuvara gidebilir miyiz” diye sormaya başlıyorlar. Bir hafta boyunca bilimle uğraşan çocukların meslek tercihleri de kampın sonuna geldiğinde değişiyor. Kimyayı hiç sevmeyen bir çocuk kamptan kimyager olmayı istediğini söyleyerek ayrılıyor.
Artık asit ve bazın ayrımını yapıyorum