Siyaset 'Kendini yollarda heder etmesin'

'Kendini yollarda heder etmesin'

21.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşte olduğu için zihinsel ve bedensel olarak yorulduğunu bu nedenle çelişkili açıklamalar yaptığını belirten Yıldırım, “Yürüyüşü bırakması lazım. Kılıçdaroğlu bize lazım. Yollarda kendisini heder etmesine gönlümüz razı olmaz” dedi

Kendini yollarda heder etmesin

Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kadir Topbaş’ın daması Ömer Faruk Kavurmacı’nın tutuklanmasına ilişkin değerlendirmelerine atıfta bulunarak, “Serbest bırakılınca ‘kamuoyu vicdanı’ dedi. Üst mahkeme tutuklama kararı verince yine eleştirdi. Hangisi doğru? Kemal Kılıçdaroğlu yürüyüşte olduğu için zihinsel ve bedensel yorgunluğu var. Çelişkili açıklamalar yapmaya başladı. Yürüyüşü bırakması lazım. Bize lazım Kılıçdaroğlu. Yollarda kendisini heder etmesine gönlümüz razı olmaz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile arasında kabine revizyonuna dair sorun olduğunun sorulması üzerine de Yıldırım, “Cumhurbaşkanı ile aramızda hiçbir sorun olmaz. Kabine değişikliği yapılacağı zaman davul zurnayla ilan edilmez” diye konuştu.

Haberin Devamı

Yıldırım, Atina dönüşü uçakta televizyonların Ankara temsilcilerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Yıldırım, şu mesajları verdi:

KILIÇDAROĞLU BİZE LAZIM: (Adalet yürüyüşü) O konulardaki düşüncelerimizi tam olarak açıkladık. Adalet sokakta aranmaz. Aranacağı yer mahkemelerdir, yargıdır. Yunanistan Başbakanı Çipras ne diyor; ‘yargının işidir’ diyor. Biz de böyle diyoruz. Ana muhalefet anlamak istemiyor. Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı serbest bırakılınca Kılıçdaroğlu bir değerlendirme yaptı kamuoyu vicdanı falan dedi. Üst mahkeme tutuklama kararı verince yine eleştirdi. Hangisi doğru? Kemal Kılıçdaroğlu yürüyüşte olduğu için zihinsel ve bedensel yorgunluğu var. Çelişkili açıklamalar yapmaya başladı. Yürüyüşü bırakması lazım. Bize lazım Kılıçdaroğlu. Yollarda kendisini heder etmesine gönlümüz razı olmaz.

Haberin Devamı

YAPACAK BİR ŞEY YOK: (Kılıçdaroğlu’nun açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile ilgili mektubu) Mektup meselesi şu, iki öğretim üyesi açlık grevine başladı. Bunlarla ilgili Sayın Kılıçdaroğlu konuyla ilgilenin, bu arkadaşlara bunlar için tehlike arz etmeden müdahale edin diye ricada bulundu. Ben de Başbakan Yardımcımız Nurettin Canikli’yi görevlendirdim. Arkadaşların aileleriyle buluştu görüştü. Eylemi sonlandırmalarını istedi. Burada olumlu bir yaklaşım göremedik. Aileler aksine biz bu eylemlerden gurur duyuyoruz asla da bırakmayı düşünmüyoruz gibisinden tutum içine girdiler. İstedikleri şu, herhangi bir itiraz komisyonuna girmeden göreve iade edilsinler. Biz de dedik ki komisyona girsinler, titiz şekilde değerlendirilir dedik. Başka ne yapabiliriz. Örgüt ilişkisi yüzünden bir gözaltı yapılmış. Ben Başbakan olarak yargısal faaliyetlere kardeşim niye böyle yapıyorsunuz diyecek durumda değilim. İnsani bakımdan gereken çalışmaları yaptık. Gördük ki iş ideolojik boyuta taşınmış, yapacak fazla bir şey yok. O yüzden Kemal Kılıçdaroğlu bu örneği vermekle isabetli yaklaşım göstermedi.

‘AB, Türkiye için kararını vermeli’

(AB sözlerini yerine getirirse ilişkiler rayına girer mi?) 18 Mart 2016 anlaşması hayata geçmeden öldü. 30 Haziran’da vizeler kaldırılacaktı. Diğer maddeler yürürlüğe girecekti fakat çalışmadı. Tek çalışan şey var. Adalara geçişleri düşürdük. Ciddi anlamda kontrol altına aldık. Yasadışı göçü önleme noktasına önemli mesafe kat ettik. Ama gerek darbe sonrası ilişkiler gerekse halk oylaması öncesi kimi AB ülkelerin tutumları nedeniyle ilişkiler iyice gerildi. Bütün bunlar geride kaldı. AB Türkiye ile ilgili gelecek vizyonunu bakışını mutlaka netleştirmesi lazım. Türkiye ile yola devam edecek mi, etmeyecek mi buna karar vermeleri lazım. Cumhurbaşkanımız NATO zirvesinde görüşmeler yaptı. Burada 1 yıllık bir eylem planı üzerinde çalışılması kararı verildi. Bunun Türkiye’yi ilgilendiren kısmı ve birliği ilgilendiren kısmı var. Bunu uygulamaya koyup bir daha deneyeceğiz.

BİR KAPASİTEMİZ VAR: (Göçmenler için kapıların açılması) Bu insanların denizde yok olup gitmesine seyirci kalamayız. Biz göçmenleri tehdit ve silah olarak kullanmadık, kullanmayı da düşünmeyiz ama Türkiye’nin de bir kapasitesi var. AB de bunu görmeli. Buna rağmen yük almada beklenen adımlar yeterince atılmıyor.

SÜREÇ DEVAM EDİYOR: (S400 kararı) Teknik düzeyde genel anlamda görüşmeler devam ediyor. Henüz finale yaklaşıldı diyemeyiz.

KIBRIS’TA ÇÖZÜM BİR BÜTÜN: (Kıbrıs sorunu) 28 Haziran’da İsviçre’de yapılacak toplantıda garantör ülke olarak Yunanistan Türkiye gibi ülkelerin başbakanlarının katılmasını gerektirecek şartlar oluşur mu oluşmaz mı gibi bir tereddüt var. Bizde de onlarda da var bu soru işareti. Kıbrıslı liderlerin belli konularda anlaşmış olmaları lazım. Sadece güvenlik, garantiler konuşulsun diğerleri ayrı konuşulsun gibi bir yaklaşımı benimsemiyoruz. Çözüm bir bütündür. Yönetişim toprak nüfus konuları birleşmeden doğan AB ile ilişkiler ve özgürlük konusu, garantiler dahil paket olarak ele alınıp çözüme bağlanmalı. Bu kadar kısa sürede hepsi olur mu, henüz net değil. (İki başkent arasında karşılıklı kırmızı hat) Buna benzer bir mekanizma kurulacak. Belki böyle tanımlamaya gerek yok ama en üst düzeyde siyasi irade oluşması fikrine ikimiz de sıcak bakıyoruz. Beklenmedik gelişmeler olursa bir yandan altta teknik düzeyde çalışmalar devam ederken bir yandan da siyasi irade olarak bizlerin duruma vaziyet etmeleri çözüm üretilmesi düşüncesi benimsendi. Ulu orta konuşulması köpürtülmesi yerine siyasi iradenin kriz olmadan yönetilmesini arzu ediyoruz.

Haberin Devamı

‘Katar’a yapılan suçlamaları kimse bilmiyor’

(Katar krizi) Suudi Arabistan ağabeylik yapsın. Hedef Körfez’deki bütün ülkelerin ahenk içinde yaşamasını sağlamaktır. Yaşananlar insaniyete uymaz. Biz gereken insani desteği veriyoruz sır değil Açıkçası Katar’a yapılan suçlamaların tam ne olduğunu kimse bilmiyor. ‘Müslüman Kardeşler’e Hamas’a yardım etmek’ bunlar ne zamandan beri silahlı terör örgütü oldu. Müslüman Kardeşler Mısır’da seçimle geldi. Darbeyle yok edildi, insan haklarını savunuyorlardı.

KİM KARAR VERİYOR: (Türkiye üzerinde de benzer baskı kurulur mu?) Bu işin bir standardı olması lazım; terör örgütü olmanın bir tanımı var. Hamas’a, İhvan’a terör örgütü diyen PYD’ye ne diyecek. Türkiye’ye karşı açıkça silahlı saldırıyorlar. Böyle bir çitte standart olur mu? Bu kadar kolay olmamalı. Bölgesel barışa da katkı sağlamaz. Buna kim karar veriyor. Bazıları terör örgütü diyor bazıları demiyor. Bir mutabakat oluşmazsa bölgesel anlaşmazlıklar devam eder. Bir de İslami terörist çıkardılar; ne demek bu? İslam düşmanlığının başka bir ifade şekli. Bazı ülkelerin terör ve terörist tanımında sorun var.

Haberin Devamı

‘Her ihtimal araştırılıyor’

Asker zehirlenmeleri) Bunu söyleyebilmek için elde bilgi olması lazım. Her ihtimal dikkate alınarak araştırma yapılıyor. Benzer olayların üst üste gelmesi buna benzer düşüncelerin oluşmasına neden olabiliyor. Zaman zaman gıda zehirlenmesi olabilir. Ama bunların Manisa’da başlayıp arka arkaya devam etmesi kamuoyunun hassasiyetini de artırdı. Meseleye bütüncül bir bakış yapmamız lazım.

‘Çipras’ın yapacağı bir şey yok’

(Yunanistan’daki darbeci askerler) Darbeciler konusunda açıklanan dışında bir şey yok. Yunanistan Başbakanı Çipras tamamen bu yargısal bir konu olduğunu çok fazla yapacağı bir şey olmadığını söyledi. Ama darbeye bakış ve darbede yer alanlarla ilgili düşünceleri olumlu, yani bizim tezlerimize yakınlar. Hem darbeyi kabul etmiyor hem de karışanların masumiyetini savunmuyor. Bu farkı ortaya koymalıyız. Çipras yine de bu konularda destek olmaya gayret edeceğini ifade etti.

Haberin Devamı

‘Bakarsınız bir gün kabine değişmiş’

(Kabine revizyonu) Dedikodulara itibar etmeyiz. Cumhurbaşkanı ile aramızda sorun olmaz. Aranızda bakan olmak isteyen mi var? Söylentinin gündemde sürekli yer alması olumsuzluk getirir. Ama bu konuda bir karar veririz, bakarsınız bir gün olmuş. Kabine değişikliği yapılacağı zaman davul zurnayla ilan edilmez. Duyduk duymadık demeyin diye davul mu çalalım. Arkadaşlarımız canla başla çalışıyorlar. Motivasyonunu olumsuz yönde etkileyecek hal ve davranışlar içinde bulunmayalım.


Yazarlar