68’liler dünya kurmak istiyordu 90’larsa dünyayı korumak istiyor

- Prof. Dr. Nilüfer Narlı: (Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü) 1990’larda doğan ve ‘z’ kuşağı olarak adlandırılan bu kuşağın en önemli özelliği herşeyi hızlı yapmaları ve daha çok birey olmaları. Hangi kesimden olursa olsun kendi yaşam alanına müdahale edilmemesini istiyor. Daha fazla dil biliyorlar ve dışarıda olup bitenleri takip ediyorlar. Siyasi partiye üye olmadan, sosyal ağları kullanarak politik tepkilerini gösterebiliyorlar. Bir yandan eğlenirken, diğer yandan politika düşünebiliyorlar. Değişen onlar değil biz olduk. Yeni kuşak yeni politik alanlar ve yeni bir dil yaratıyor ve eski kuşak onlardan öğreniyor.

Prof. Dr. Gencay Şaylan (Lefke Avrupa Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü): Bu kuşağı 12 Eylül sonrası baskı ortamı, dünyadaki genelindeki bireyselleşme ve kitlesel tüketim etkiledi. Politikayla ve dünyayla çok ilgilenmeyen, daha bireysel bakan, kariyerini düşünen, teknolojik devrimle bağlantılı olarak tüketen bir kuşak. Hiçbir politik mesajla özdeşleşmiyorlar ve yaşanabilir bir çevreyi, özgürlükleri önemsiyorlar. Yaşam tarzına dışarıdan müdahaleyi kabul etmiyorlar.
İnternet yurttaşları

Doç. Dr. Esra Arsan (Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü): Bu kuşağı dijital yerliler ya da ‘internet yurttaşı’ anlamında “net”izen (İngilizce ‘citizen/vatandaş’dan geliyor) olarak tanımlıyoruz. Bu gençler her ne kadar aileleri tarafından asosyal ve apolitik olarak nitelenseler de son bir hafta içerisinde aslında böyle olmadıklarını gördük. İnternetten sürekli bilgi alıp, o bilgiyi işleyip, yaygınlaştırıyorlar. Son zamanlarda meydanlara çıkarak da özgüven kazandılar.

Aydın Çubukçu (Gazeteci/yazar): Önceki kuşaklarla kıyaslandığından politikadan ülke ve dünya sorunlarından uzak, popüler kültür temalarına uymuş bir kuşak imgesi görünüyordu. Ancak şimdi meydanları, sokakları dolduran, kuvvetle herşeye itiraz eden, kendisini bu koşullara layık görmeyen bir kuşakla karşı karşıyayız. Kendi yaşam koşullarını savunuyor, bunu daha ilerletmeyi amaçlıyor ve bir gelecek duygusuna sahip olmasa bile geriye gitmeye itiraz ediyor. 68 kuşağı yeni bir dünya kurmak istiyordu, günümüz kuşağı ise elden gitmekte olan bir dünyayı çevresiyle her şeyiyle korumak isteyen bir kuşak.

Sönmez Targan (68’liler Vakfı Başkanı): 90’lar gençliği eski kuşakların potansiyelini taşımasalar da, bütün dünyada olan gelişmelere oldukça açık bir kuşak. Politik kimlikleri henüz oluşmamış ama içinde yaşadığı toplum düzenine baş kaldıran bir gençlik var. Artık kendisine verilenle yetinmediğini, daha fazla hak ve özgürlük talep ettiğini ortaya koymuştur.

Celallettin Can (78’liler Vakfı Başkanı): 90’lar kuşağı 80 öncesi dönemi bilmiyorlar ve 80 sonrasındaki baskı ortamını yaşamadılar. Ancak AKP iktidarıyla birlikte yaşam tarzlarına müdahale ortamını çok derinden hissettiler. Farklı bir sloganları var. Tepkileri daha çok kendi hayat tarzları, ilişkileriyle ilgili ve postmodern özellikler taşıyor. Çok daha rahatlar, özgüvenliler ve önyargıları yok. Mesela 80’ler kuşağının önyargıları vardı. Dış dünyayla da son derece ilgililer.