Gündem ‘AB’nin Türkiye’ye yaklaşımı yanlış’

‘AB’nin Türkiye’ye yaklaşımı yanlış’

20.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’nin AB üyeliği sürecinin ırkçı nedenlerle tıkandığına dikkat çeken ABD’li Prof. Dr. Saba Mahmood, şimdi birdenbire mülteci krizi bağlamında üyeliğin gündeme taşınmasını yanlış bulduğunu söyledi

‘AB’nin Türkiye’ye yaklaşımı yanlış’

Boğaziçi Üniversitesi’nin dünyanın önde gelen akademisyenlerini ağırladığı Boğaziçi Lectures kapsamında Türkiye’ye gelen California-Berkeley Üniversitesi’nden Antropolog Prof. Dr. Saba Mahmood, Avrupa Birliği’nin (AB) mülteciler konusunda Türkiye’ye yaklaşımını ‘yanlış’ bulduğunu belirterek şunları söyledi:

Haberin Devamı

“Türkiye ekonomik açıdan refah dönemindeyken bile AB sürecinin bence ırkçı nedenlerle tıkanmış olup şimdi birdenbire mülteci krizi bağlamında üyeliğin gündeme taşınması son derece yanlış.”

Boğaziçi Üniversitesi’nde “Azınlık Hakları, Jeopolitik ve Seküler Yönetim” temalı bir konuşma yapan Prof. Dr. Mahmood, Milliyet’e Türkiye’de sekülerlik ile mülteci meselesine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

‘Melez model var’

Türkiye’de bugün var olan seküler sistemin dünyada en çok hangi ülkenin sistemine benzediğini söyleyebiliriz?

Türkiye’de Kemalist modelin laiklik anlayışı, Fransız modeline benzer. Yani dinle siyaset arasında tam bir kopukluk vardır. Misal kamusal alanda başörtü yasağı, dini inancın kamusal alanda bir tehdit olarak algılanmasıdır. Fakat bu bakış açısı insanların kişisel özgürlük haklarını yıpratıyor. Türkiye’de bugün işler değişti. Halkın bir bölümünün Kemalist modele karşı yürüttüğü direniş sonucunda AKP yükseldi. Bununla birlikte Türkiye’de sekülerizm anlayışı da değişmeye başladı.

Haberin Devamı

Fakat sekülerizm açısından Kemalist modelin tamamen ortadan kalktığını da söyleyemeyiz. Şu anda Türkiye’de var olan melez bir model. Kemalizmin halen gücü ve etkisi var.

Bu yeni melez model Hollanda’nın sekülerlik anlayışına benziyor. Hollanda devleti Türkiye gibi dini hayatın düzenlenmesinde, dini inanışlara fon yaratılmasına çok önemli rol oynuyor. Bu konuda tüm dinlere eşit mesafede de durmuyor.

‘Mısır’dan daha olgun’

Türkiye’de seküler modelde bir evrilme olduğunu söylüyorsunuz, aynısı siyasal tutum için de geçerli mi?

Türkiye şu an bir dört yol ağzında... Fakat Türkiye’de siyasi sistem mesela Mısır’dan çok daha olgun. Cumhuriyet fikri çok daha oturmuş. Olgun siyasi kültür sayesinde, dini güçler bir şeyleri dönüştürmeye çalışsalar bile başarılı olacağına inanmıyorum. Bu itişe karşı da bir geri itiş var, insanlardan özgürlüklerini almak çok zor.

‘Mülteci krizinde sorumluluğu savaşı başlatan kişiler almalı’

Suriye’den önce Türkiye ardından da Avrupa’ya yayılan bir göç dalgası var. Dünya bu göç dalgası ile nasıl başedeceğini bilemez bir durumda görünüyor, ülkeler sorumluluk almaktan kaçıyor. Sizce sorumluluk kime ait olmalı? Bu sorunun çözümü mümkün müdür?

Haberin Devamı

Mülteci krizinde kimler sorumluluk almalı diye sorarsak, savaşı başlatan kişiler sorumluluğu almalı. Mesela ABD üzerindeki baskı artmalı, özellikle Bush dönemindeki Irak savaşı etrafında Bush’un yarattığı komisyon sorumluluk almalı. Mesela İngiltere... Aynı zamanda bu savaşları finansal ve askeri olarak destekleyen Körfez ülkeleri sorumluluk almak zorunda...

Avrupa’nın kapılarını açma konusunda bir geleneği olduğu için böyle bir beklenti oluştu. Bir mülteci krizinden bahsedilince önce ABD, sonra Körfez Ülkeleri ve IMF gibi uluslararası finans kuruluşları bu konuda sorumluluk almalı...


AB’nin bu konudaki tutumunu ve Türkiye’ye yönelik beklentilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Merkel’in son türkiye ziyaretine bakarsak; Türkiye ekonomik açıdan refah dönemindeyken bile AB üyeliğinin önü bence ırkçı nedenlerle tıkandı. Şimdi birdenbire mülteci krizi bağlamında üyeliğin gündeme taşınması son derece yanlış. Amaç, buradaki mültecilerin hayatlarını kalkındırmak da değil onların Türkiye’de kalmasını sağlamak.

Yazarlar