Gündem Ali Bayramoğlu: Cengiz Çandar’ı tutuklayacaklardı

Ali Bayramoğlu: Cengiz Çandar’ı tutuklayacaklardı

24.05.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yeni Şafak gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, dünkü köşesinde ilginç bir yazı kaleme aldı

Ali Bayramoğlu: Cengiz Çandar’ı tutuklayacaklardı

Bayramoğlu, “Bizi de mi tutuklayacaktınız” başlıklı yazısında, KCK soruşturması kapsamına gazeteci Cengiz Çandar’ın da alınacağını duyduğunu belirtti. Bayramoğlu’nun yazısı özetle şöyle:

Kim gazeteci?
“Gözüm, 36’sı tutuklu 44 gazeteci hakkında kabul edilen KCK iddianamesiyle ilgili değerlendirmelere takıldı... Savunma avukatlarından Özcan Kılıç’ın haberlerde ve kimi gazetelerde yer alan şu sözlerini dikkatle okuyunuz: ‘Ben Cengiz Çandar’ın KCK soruşturmasına katılacağını emniyette duydum. Meslektaşlarım gözaltındayken, orada biz bir bilgi aldık. Cengiz Çandar, bir gazeteci arkadaşımızın yazdığı ‘Öcalan’ın İmralı Günleri’ kitabının önsözünü yazmıştı. O bile dosyaya konulmak üzereydi.’ Sözünü ettiği Cengiz Çandar. Tescilli bir gazeteci ve bir entellektüel. Sözünü ettiği bir gazetecinin, bir aydının bir kitaba yazdığı önsöz. Bilgi ve deneyim süzgecinden geçmiş bir değerlendirme. Bu iddia gerçek mi diyeceksiniz? Hiç şüpheniz olmasın. Bakın neden? Ersanlı ve Zarakolu’nun tutuklandığı günlerdi. Uzun yıllar birlikte çalıştığım, çok sevdiğim ve son derece değerli bir öğretim üyesi arkadaşım gazeteye geldi. Endişe içinde ‘yeni bir gözaltı listesi varmış, ben dahil 7 öğretim üyesi alınacakmış’ diyordu.

Teyit edildi
Bilgiyi emekli bir meslektaşı vermişti. O meslektaş da bunu devlet içinde etkili konumda bir yakınından duymuştu. Bahsettiği listedeki isimler ise son derece önemli, özgürlükçü görüşleriyle tanınan bazı öğretim üyeleriydi. Gazetede yönetici ve yazar kimi arkadaşlarla konuştuk, ciddiye alıp alınmaması gerektiğini bilemedik önce. Ama şüphe duyduk.
Ve bilmesi, duyması gereken herkese söyledik. Ne yazık ki, sonunda bilginin doğru olduğu teyit edildi. Teyit eden emniyet kaynaklarıydı... İş Çandar’a ve benzerlerine uzanırsa, otoriter cesaret bu noktaya kadar gelmişse, demokrasinin beli doğrulmayacak kadar bükülmüş demektir. Bu durumda asıl beli kırılması gereken o ‘cesaret’tir.”