17.04.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
SÜREYYA ORAL / ÖZALLI YILLAR - 2
Turgut Özal, darbe hükümeti istifa edip parti kurmaya karar verdiğinde, darbeyi yapan Kenan Evren ve Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yaklaşımını öğrenmek için istifa ettiğinde yapmadığı veda ziyaretini gerçekleştirmeyi planladı.
Özal, Ankara’ya geldiğinde Evren’i ziyarete Mustafa Taşar’ın Murat 124 marka arabasıyla gitti. Sohbette, Evren, Ulusu’nun bir parti kuracağını belirterek, Özal’dan bu partide yer almasını istedi. Sağda ve solda sadece birer partiye izin vereceklerini anlattı. Özal ise Evren’e iki partili sistemin kaosa yol açabileceğini, liberal bir partinin de olmasının daha mantıklı olacağını, bir koalisyon kurulması durumunda bu partinin anahtar rol oynayabileceğini dile getirdi. Ve bu nedenle kuracakları partiye izin verilmesini istedi. Özal, bu görüşmeye ilişkin düşüncelerini yıllar sonra şöyle açıklayacaktı:
ASKERLER İNANMIYORDU
“Askerler benim, yüzde 10 bile oy alamayacağımı düşünüyor o sırada. Buna göre, benim kuracağım minyatür parti, Türkiye’deki demokrasinin ispatı olacak. İki parti kurdurmuşlar sağda ve solda... Biri MDP, diğeri de Halkçı Parti. Benimki de yemeğin üstündeki bir nevi garnitür olacak. Evren Paşa da zaten böyle anlattı bana; ‘Biz iki parti düşünüyoruz. İktidar partisi sağda olacak. Solda da muhalefet olacak’ dedi. Ben de kendisine, ‘Bizim parti de, bu demokrasi oyununun ciddi oynandığının ispatı olabilir’ cevabını verdim.”
Ulusu ise Özal’ın parti kurma kararından bir süre sonra parti kurmaktan vazgeçti ve kurulacak partinin başına emekli Orgeneral Turgut Sunalp getirildi.
DEMİREL NE DEDİ?
Diğer taraftan Süleyman Demirel de Özal’a, “Sen parti kurma, biz kuruyoruz” diye haber gönderdi. Demirel, Özal’dan, kuracağı Büyük Türkiye Partisi içinde yer almasını istiyordu. Demirel ile Özal arasındaki iletişimi de Ekrem Ceyhun sağladı.
Demirel, Özal’ın yanında görmek isteği isimlerden Mehmet Dülger, Avni Akyol ile Hasan Celal Güzel’e de izin vermedi. Bu isimler başkanlığını emekli orgeneral Ali Fethi Esener’in yaptığı Büyük Türkiye Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. Ancak BTP, AP’nin devamı niteliğinde görüldü, konseyin buna müsahaması yoktu. BTP’nin siyasi yaşama katılmasına konsey bu nedenle izin vermedi.
Özal, parti kurma çalışmalarına başladığında önce Kurucular Kurulu’nda yer alacak isimler üzerinde durdu. Ama isim bulmakta zorlanıyordu. Teklif götürülen kişiler çekincelerini belirtiyorlardı. Çalışmaları İstanbul’da Sadıklar apartmanında, Ankara’da da Aşağı Ayrancı’da sürdürdü. Tavsiyelerle gelen birkaç ismi kurucular arasına aldı. Leyla Yeniay Köseoğlu’nun önerdiği Mesut Yılmaz, Mehmet Yazar’ın önerdiği Abdullah Tenekeci, Şarık Tara’nın önerdiği Vural Arıkan kurucular arasında yer aldı. Kurucular listesinde, Halil Şıvgın, Veysel Atasoy, Cemil Çiçek, Mustafa Taşar, Adnan Kahveci, Mehmet Altınsoy da vardı.
KONSEYDEN 7 İSME VETO
Kurucu bulmakta zorlanan Özal, bu yüzden gönüllü gelen kimseye kapıyı kapatmadı. Nihayet 37 üyeli bir Kurucular Kurulu oluşturabildi. Özal, listeninin hazırlanmasını Hüsnü Doğan’dan istedi. Özal, ilk sıraya kendisini, ondan sonra Mehmet Keçeciler’i ve üçüncü olarak da kendi adını (Hüsnü Doğan) yazmasını istedi. Ancak Konsey, Keçeciler’in kurucu olmasına daha baştan karşı çıktı.
Kurucular listesinden ilk fire verilmişti. Konseyin incelemesinden sonra 7 kişinin kurucu üyeliği daha veto edildi. Bu isimler Hüsnü Doğan, Cemil Çiçek, Adnan Kahveci, Şadi Pehlivanoğlu, Muzaffer Atılgan, Cavit Kavak ve Erol Aksoy‘du. Veto yemeyen isimlerden Kurucular Kurulu, kendi içinde Başkanlık Divanı’nı belirledi.
SEÇİMDE ANAP SÜRPRİZİ
Başkanlık Divanı’nda yer alan Adnan Kahveci’nin veto edilmesi üzerine buraya kimsenin aday olmaması ve Teşkilat Başkanı’nı Özal’ın belirlemesi görüşü ağırlık kazandı. Ancak Veysel Atasoy’un sürpriz biçimde adaylığını açıklaması ve görevin verilmesi diğer arkadaşlarının tepkisini çekti.
Askeri müdahaleden sonra 6 Kasım 1983’te yapılan ilk genel seçimde büyük bir sürpriz yaşandı. Konseyin, “demokrasinin ispatı” gördüğü ANAP birinci, Halkçı Parti ikinci ve MDP de üçüncü parti olarak Meclis’e girebildi. Sonuçlardan sonra Özal ve çevresinde bir endişe de başladı:
“Acaba Kenan Evren, Özal’a hükümeti kurma görevi verecek mi, yoksa vermeyecek mi?”
Bu bekleyiş bir aya yakın sürdü.
Meclis Başkanlık Divanı’nın seçilmesinden sonra 7 Aralık 1983’te Çankaya Köşkü’ne çıkan Turgut Özal’a, Cumhurbaşkanı Evren tarafından yeni kabineyi kurma görevi verildi. Bu görüşmenin en ilginç yanı ise Özal’ın Evren’i öpmesi oldu. Evren yıllar sonra o günü anlatırken, ani gelişen Özal’ın öpme girişimi sırasında bir tepki veremediğini anlatacaktı.
Bu görüşmede kimlerin bakan olacağı konusu da gündeme geldi. Özal veto edilen Adnan Kahveci ile Hüsnü Doğan’ı dışarıdan bakan yapmak istediğini belirtip onay isterken Kenan Evren, Hüsnü Doğan’a olumlu yaklaştı. Evren, Vahit Halefoğlu’nun da Dışişleri Bakanı yapılmasını önerdi.
Bu görüşmeden sonra Özal hazırladığı kabine listesini Hüsnü Doğan’a verdi. Liste, Hüsnü Doğan’ın eşi tarafından evde daktilo edildi. Özal, kabine listesini, yanına Hüsnü Doğan ile Sudi Türel’i de alarak Köşk’e götürdü. Kabinenin onaylanmasından sonra, resmi açıklama yapılırken, basın mensupları Evren’e “Kurucu listesinde veto ettiğiniz Hüsnü Doğan’ın bakanlığını neden onayladınız?” şeklinde soru sordu. Evren bu soruya, “O zaman Devlet Planlama boşalmasın diye veto ettik” karşılığını verdi.
11’LER OLAYI
Türkiye, bir yandan demokrasiye geçiş sancıları yaşarken, diğer yandan PKK terörü ile de tanışıyordu. O güne kadar ulusal güvenlik açısından pek fazla dikkate alınmayan terör örgütü PKK, ilk önemli saldırılarını 15 Ağustos 1984’de Eruh ve Şemdinli de düzenledi. Bu saldırıya hükümetin koyduğu tavrı yeterli bulmayan, aralarında Maliye Bakanı Vural Arıkan ile Barlas Doğu’nun da olduğu bazı milletvekilleri bir bildiri yayınlamaya hazırlanıyordu. 11’ler olayı olarak bilinen bu harekete Turgut Özal grup toplantısında tepki gösterdi ve bildirinin yayınlanması önledi. Türkiye, Özal’lı yıllarda, ayrılıkçı terör ile de tanışıyordu.
Ölümünde ihmaller var
Halil ŞIVGIN (ANAP kurucularından, Başkanlık Divanı üyesi ve Özal döneminde Sağlık Bakanığı yaptı.)
“İstanbul’da Turgut Özal ile Semra Özal bizi Sadıklar apartmanında kabul ettiler görüştük. Biz üç arkadaş gitmiştik. ‘Bizim Ankara da ve diğer illerde de arkadaşlarımız var eğer parti kuracaksanız sizinle birlikte hareket etmeyi ve yanınızda yer almayı istiyoruz’ dedik.
YARIN: Devlet Bakanı’nı Yüce Divan’a nasıl yolladı? l Özal, sinirinden neden ağladı? l Ekrem Pakdemirli anlatıyor