Gündem ‘Bizi duvarlara çarptılar’

‘Bizi duvarlara çarptılar’

26.12.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

12 Eylül’de darbenin ardından ülkücülerin gördüğü işkencelerle ilgili belgeler, ifadeler, raporlar ve dönemin mahkemelerinde verilen kararları da içeren dokümanlar soruşturma savcılığına verildi

‘Bizi duvarlara çarptılar’

MHP, 12 Eylül askeri darbesi döneminde işkenceye uğrayan ülkücülerle ilgili belgeleri soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdi. Belgeler arasında, Zülfü Canpolat’ın annesi Fatma Canbolat’ın Sıkıyönetim Komutanlığı’na verdiği dilekçe de yer aldı. Dilekçede, Fatma Canbolat’ın, “Oğlum Zülfü Canbolat’ı arıyorlardı. Hasta olduğu için iki günden beri Ankara’daydı. Bana inanmayıp, kızıma ve küçük oğluma saldırıp dövdüler. Bizi duvara çarptılar. Kızımın başındaki tülbenti çekip parçaladılar. Allah, Kuran-ı Kerim ve peygamber gibi kutsal inançlarımıza küfürler ettiler” ifadeleri yer
aldı.

MHP’li vekilin işkence raporu
Kayıtlarda, bugün MHP’nin Merkez Yönetim Kurulu üyesi olan Mustafa Mit ile Gaziantep Milletvekili Semih Yalçın’ın da işkenceye uğradığı ifade ediliyor. Mit’e ait vizite kartında, idrarından kan geldiği, sağ el parmağında kırık olduğu tespitine yer verildi. Cezaevinde geçirdikleri süre içinde viziteye çıkan ülkücülerin bazılarında, aktif depresyon tanısı yer aldı.

İşkence yöntemleri
Belgeler arasında, sıkıyönetim döneminde MHP Genel Merkezi’nce hazırlanan, “Emniyet müdürlüklerinde yapılan işkence şekilleri” başlıklı bir yazı da yer aldı.
Yazıda, emniyetteki işkenceler arasında hücrede tutma, falaka, elektrik, iz bırakmayan torba, parmak aralarına mermi ya da kalem gibi sert cisimler konularak elin sıkıştırılması ve kişinin bu şekilde ifadesinin alınması şeklindeki işkence yöntemleri anlatıldı.

Haberin Devamı

‘İdrarında kan elinde yanık var’
MHP’nin avukatı Yücel Bulut tarafından verilen belgelerde, emniyette geçen gözaltı süresinin ardından Mamak Cezaevi’ne getirilen BBP’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun 13 Şubat 1981 tarihli ilk muayene kaydında, dirseklerinde yara, parmaklarında yanık izleri ve idrarında kan tespit edildiği bilgisi yer aldı. Dönemin ülkücülerinden Nuri Demiryürek’in 25 Aralık 1980 tarihli kaydında da, her iki kürek kemiğinde 3 santimetre kalınlık ve 10 santimetre boyunda morarıklıklar, tabanlarında ödem tespit edildiği belirtildi.