Gündem Çoban Sülü’den halkın ‘babası’na

Çoban Sülü’den halkın ‘babası’na

18.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Süleyman Demirel, Türkiye siyasetinin son 50 yılına damga vurdu. 60 darbesinden sonra siyasete girdi; 71 darbesiyle başbakanlıktan istifa etti, 71’de askeri müdahaleye maruz kaldı, 80 darbesinde siyasetten uzaklaştırıldı. Ama İslamköy’ün ‘Çoban Sülü’sü siyasete hep geri döndü…

Çoban Sülü’den halkın ‘babası’na

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Cumhuriyet tarihinin, “ikinci yarısı” olarak nitelenen 1960’lı yıllardan bugüne hemen her siyasi gelişmede en önemli aktörlerden biri oldu. Demirel’in İslamköy’den Çankaya Köşkü’ne uzanan yaşam öyküsü tarihi bir nitelik taşıyor.
Demirel, 1 Kasım 1924’te, Isparta’nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy’de dünyaya geldi. Balkanlardan göç etmiş bir ailenin çocuğuydu. Demirel, ilköğrenimini İslamköy’de, ortaokulu Isparta’da, liseyi ise Afyon’da tamamladı. Eğitimi için Isparta ile Afyon’a giderken bozuk yollarda çile çekti. Sohbetlerinde çocukken yaşadıklarının siyasi hayatında nasıl iz bıraktığını anlatırdı.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) mezun oldu. Necmettin Erbakan da aynı dönemde İTÜ öğrencisiydi. 1953’te Seyhan Barajı inşaatında proje mühendisi olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde Başbakan Adnan Menderes’in gözde mühendislerinden biri oldu. Eisenhower Vakfı’nın bursu ile ABD’de eğitim gördü.
Siyaset yaşamı 1960 darbesinin ardından çok partili sisteme yeniden geçilmesiyle başladı. Kapatılan DP’nin yerine merkez sağda kurulan Adalet Partisi’nin 1962’de Genel İdare Kurulu üyeliğine seçildi. 28 Kasım 1964’te yapılan AP’nin Büyük Kongresi’nde genel başkanlığa aday oldu ve 39 yaşında kongrede bin 679 oyun bin 72’sini alarak genel başkan seçildi. .
AP Genel Başkanı olarak girdiği 1965 seçimlerinde yüzde 52,8 oranında yüksek bir oy aldı ve AP tek başına iktidara geldi. Demirel’in ilk hükümeti 4 yıl sürdü. 1969’daki genel seçimde AP oyların yüzde 48’ini aldı. İkinci Demirel Hükümeti’ni kurdu.
Artık muhalefet lideri
12 Mart 1971 muhtırasına Başbakan olarak maruz kaldı. Muhtıranın ardından Başbakanlık’tan istifa etti. 1973 seçimlerine girdiğinde karşısında yeni bir rakip buldu. Bülent Ecevit, devletin kurucularından İsmet İnönü’yü kurultayda devirerek, CHP Genel Başkanı seçilmişti. Seçimde CHP, AP’den daha fazla oy aldı. CHP-MSP hükümeti kurulmuştu ve o artık muhalefet lideriydi.
CHP-MSP koalisyonu çatırdayınca Demirel, 1975’te Birinci Milliyetçi Cephe (MC) hükümetini kurdu. AP-MSP-MHP koalisyonunda Demirel başbakan; Erbakan ile Alpaslan Türkeş Başbakan yardımcılarıydı.
Demirel, 1977 seçimlerinde de Ecevit’in CHP’sinden daha az oy aldı. Ancak, CHP’nin milletvekili sayısı tek başına iktidar olmasına yetmiyordu. 1977’de kurulan İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti’nde yeniden Başbakan oldu. Bu kendisinin 5. hükümetiydi. Siyaset tarihine Güneş Motel Vakası olarak geçecek AP’den milletvekili transferi operasyonuyla bu hükümet düşürüldü. Ecevit yeniden Başbakan oldu. Ancak Demirel, 1979 ara seçimlerinden sonra AP Azınlık Hükümeti’ni kurdu.
7 yıl yasaklı kaldı
1971’de muhtıra ile askeri müdahaleye maruz kalan Demirel, 6. hükümetinde ise 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle yönetimden uzaklaştırıldı. Darbenin ardından Zincirbozan’daki kampta bir süre sürgün hayatı yaşadı. Ankara’ya döndükten sonra da 7 yıl siyasi yasaklı olarak kaldı. Güvendiği kadrosu, DYP’yi kurdu. 1987’de referandum ile siyasi yasaklar kalkınca 24 Eylül 1987’deki DYP Büyük Kongresi’nde genel başkan seçildi. 29 Kasım 1987 seçimlerinde yeniden Meclis’e girdi.
20 Ekim 1991 seçimlerinde, DYP birinci parti olarak sandıktan çıktı. DYP ile SHP koalisyon hükümetinde Başbakan oldu. Hükümetten 6 kez gitmiş ama darbenin etkilerine rağmen Demirel yeniden iktidara gelmişti. Bu dönemde Köşk’te Cumhurbaşkanı Turgut Özal vardı; aralarında sert polemikler yaşandı.
Özal’ın vefatıyla Demirel, 16 Mayıs 1993’te Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanlığı görevi sırasında 28 Şubat sürecinde önemli rol oynadı. İkinci kez seçilmesini sağlayacak anayasa değişikliği Meclis’te kabul edilmedi. 16 Mayıs 2000’de, görevini Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Ahmet Necdet Sezer’e devretti.

Haberin Devamı

Kuyruğu dik tutacağız!

Demirel’in AP ve DYP genel başkanlıkları döneminde uzun yıllar basın danışmanlığını yapan Turgut Yılmaz Güven’in, “Demirel’le Kırkbir Yıl” adını taşıyan kitabında, 1980 darbesinden sonra Demirel’in Zincirbozan’da sürgünde olduğu günlerde yazdığı mektuplar yer alıyor. Bu mektuplarda şu ifadeler dikkat çekiyor:
“Turgut kardeşim; Gözlerinden öperim, eşiniz hanımefendiye saygı sunarım. Her şey sanki ben orada imişim gibi devam edecek. Her hafta sonunda bana olup bitenlerin icmali biçiminde 5-6 sayfayı geçmeyen bir bülten yap. Hayri Bey’e veya Emel Hanım’a bırak. Bana ulaşır. Paniğe aşırı üzüntüye hacet yok. Bugünün yarını var. Zulmü yaşatmak mümkün değildir. Kuyruk dik duracak. Biz haklıyız. Sonunda başarı yine bizimdir. Hiç paniğe hacet yok. Eninde sonunda zafer milletin olacaktır. Hiçbir güç milleti aşmaya yetmeyecektir. En ufak bir üzüntüyü hiçbir yerde göstermeyin. Allah’a şükür başımız bulutlara değecek kadar diktir. Bugünün yarını var. Hanımına hürmet eder gözlerinden öperim kardeşim.”

Haberin Devamı

Bir dönem kapandı

Süleyman Demirel’in vefatıyla bir dönem de kapanmış oldu. Demirel’in uzun yıllar siyasi mücadele verdiği isimlerden Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal 17 Nisan 1993’te kalp krizi sonucu öldü. “Karaoğlan” lakabıyla bilinen Bülent Ecevit, 5 Kasım 2006’da; Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997’de kalp krizinden vefat etti. Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan ise 2011’de hayatını kaybetti. 7. Cumhurbaşkanı ve 12 Eylül askeri darbesinin lideri Kenan Evren ise 10 Mayıs 2015’te yaşamını yitirdi.

Çoban Sülü’den halkın ‘babası’na

Baba ve fötr şapka

Sürekli kullandığı fötr şapka Demirel’in simgesi oldu. “Baba” ikinci adı, adeta kod adı olmuştu. Vatandaştan milletvekiline, bürokrattan bakanlara kadar herkes kendisinden, “baba” diye bahsediyordu. Çoban Sülü, Barajlar Kralı, Morrison Süleyman, Bir Bilen diye de anıldı.

Benzin vardı da biz mi içtik?

Demirel hazır cevaplılığı ve mizah anlayışıyla siyasete farklı bir soluk getirmişti. Hafızalara kazınan o sözlerden bazıları şöyle:
- Dün dündür bugün bugündür.
- Şişe fabrikasında şişe yapıldığı gibi üniversitede de öğrenim yapılır.
- Kolu kurtarmak için parmağı feda ettik.
- Benzin vardı da biz mi içtik?
- Tapulu arazime gecekondu kondurmam.
- Birtakım yürüyüşler oluyor diye asabınız bozulmasın, yürümekle sokaklar eskimez. (9 Kasım 1968)
- İsrail’i ben mi kurdurdum?
- Gap’ı kimseye gap diye gaptırmam.
- Demokrasilerde çareler tükenmez.
- Çay’a yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi.
- Memlekette gaz vardır. (Gaz sıkıntısı için hükümet ne gibi önlemler alıyor diye soran gazeteciye)
- MİT gizli saklı işler yapan bir teşkilat değildir.
- Bize plan değil, pilav lazım.
- Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim.
- Şapkayı gaptırmam.
- Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz.” (Maraş katliamından sonra)