Gündem ‘Dolmabahçe rutin yapılan bir görüşme’

‘Dolmabahçe rutin yapılan bir görüşme’

09.11.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Büyükanıt, Darbe Komisyonu’nda 27 Nisan konusunda kendisine Başbakan Erdoğan’ı tanık gösterdi; Dolmabahçe görüşmesinin ayrıntılarına girmedi

‘Dolmabahçe rutin yapılan bir görüşme’

İmza attığı 27 Nisan e-muhtırası ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı Dolmabahçe görüşmesiyle tarihe geçen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na çarpıcı açıklamalarda bulundu. “e-Muhtıra” olarak nitelenen açıklamanın muhtıra değil “bildiri” olduğunu belirten Büyükanıt, “Ben kaleme aldım, komutanlar televizyondan öğrendiler” dedi. Başbakan’la Dolmabahçe görüşmesini “rutin” olarak nitelendiren Büyükanıt, “Başbakan aradı, görüştük. Devletin işlerini konuştuk. Devlet sırrı görüşüldü veya görüşülmedi diyemem. Detay konuşmayacağım” diye konuştu.
Dolmabahçe Sarayı’nda Komsiyon üyelerinin 2 saat 45 süreyle sorularını yanıtlayan Büyükanıt, özetle şunları anlattı:
- KOMUTANLAR TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİ: (Bildiriyi kendiniz kaleme aldığınızı söylediniz. Komuta kademesinden kimse bilmiyor muydu?) Evet ben kendim kaleme aldım. Kuvvet komutanlarına dahi haber vermedim. Hepsi televizyondan öğrendiler. Çünkü yanlış anlaşılırdı. Yasal çerçevede gereğini yaptık.
- MUHTIRA DEĞİL: Muhtırayla ilgili Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne açılan bir davada da görevsizlik kararı verildi. Bu bir muhtıra değil, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin laiklik hassasiyetini yansıtan bir bildiridir. Sayın Başbakan da bunun bir bildiri olduğunu söyledi. Bildirinin Cumhurbaşkanı seçimiyle de ilgisi yok.
- BİLDİRİYLE HALLOLMAZ: (Bildiriyi yayınlayarak umduğunuz sonuca ulaştınız mı?) Bu tür şeyler bir bildiriyle hallolmaz. Biz görevimizi yaptık.
- HÜKÜMETİN TELEFONUNA NEDEN ÇIKMADINIZ: (Hükümetin telefonlarına neden çıkmadınız? sorusu üzerine): Böyle bir şey olmadı. Bildiri gece 11’de yayınlandı. Ankara’dan ayrılma gibi daha önceden alınan bir planım vardı. Sabah 6’da gibi Ankara’dan ayrıldım. Arabada gizli telefon görüşmelerini yapma imkanı yoktu. Bolu civarında Başbakanın aradığını söylediler. Güvenlik açısından uygun olmayacağını düşünerek İstanbul’a gider gitmez aradım, görüştüm. Hükümetle görüşürüm, nasıl görüşmem.
- DOLMABAHÇE RUTİN GÖRÜŞME: Rutin bir görüşmeydi. İstanbul’daydım. Sayın Başbakan beni aradı görüştük. Her zaman görüşürüz. Bu kapsamdaki görüşmeydi. Ben Mesut Yılmaz ve Rahmetli Ecevit’in de güvenlik danışmanlığını yaptım. Onlarla da bu tür görüşmeler olurdu. Bu konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadım, yapmayacağım.
Devletin işlerini görüştük. Herhangi bir devlet sırrı görüşüldü ya da görüşülmedi diyemem. Çünkü bunlar bazılarına göre sırdır, bazılarına göre de bunlar sır değildir.
- HER ŞEY KAYDA ALINMAZ: (Dolmabahçe’deki görüşme kayda alındı mı? Alınmadıysa niçin?): Bilmiyorum. Ben kaydetmedim. Başbakan da kaydetmedi. Herşey de kayda alınmaz ki. Yılmaz ve Ecevit’le görüşmelerimizde de tutanak tutulmamıştır.
- EŞİNİN ÖZEL HARCAMA DOSYASI: (Wikileaks belgelerinde ‘eşinizin harcamalarıyla ilgili kızınızla ilgili dosyaların Başbakan tarafından görüşmede önünüze konduğu söyleniyor, ne diyorsunuz? Bunları yazanlara dava açtınız neden? sorusu üzerine) Bazıları bazı haberler yaptılar. Asılsız ben mecbur kaldım dava açmaya... Yazılanlar doğru değildi. Wikileaks’taki bilgiler de doğru değil, öyle dosya da yok, harcamada da yok, bunları dikkate alarak birşey yapamayız.
- SAKIK’IN ŞAHİTLİĞİNE SİNİRLENDİ: Şemdin Sakık’ın şahit olarak dinlenmesini çok yadırgadım. Hayretler içinde kaldım. Böyle bir şey olabilir mi? O bir terörist, katildir. Arkadaşlarımın bununla bir tutulmasını kabul edemiyorum. Benimle ilgili de beyanatlarda bulunmuş. Onu muhatap almayı doğru bulmuyorum.
- ORDUYU SİYASETE SOKAR: (TSK’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasına ne diyorsunuz?) Eğer orduyu siyasete sokmak
istiyorsanız Milli Savunma Bakanlığı’na bağlayabilirsiniz.

Haberin Devamı

BAŞBUĞ’A ÜZÜLDÜM:
(Dolmabahçe görüşmesinin ardından zırhlı araç tahsis edilmesi tartışma yarattı, ne diyorsunuz?): Genelkurmay Başkanı emekli olurken zırhlandırılmış bir araç teslim edilir. Rutin bir olaydır. Yurtdışından alındığı, KDV ve ÖTV ödenmediği için araç ucuza geldi. Başbuğ’un durumuna çok üzüldüm. Çok iyi bir komutandır. Terörist suçlaması çok yanlış. Bunun doğru olmadığını biliyorum.

Emir Subayı dosyasını getirdi
- Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, saat 11.00 sıralarında Dolmabahçe Sarayı’na geldi.
- Büyükanıt, basın mensuplarının beklediği ön kapı yerine arka kapıdan giriş yaptı.
- Görüşme öncesi basın mensupları salona alınarak görüntü almalarına izin verildi.
- Büyükanıt’ın önünde “Genelkurmay Başkanı Emir Subaylığı” tarafından hazırlanan bir dosya ile kapağında kendi üniformalı fotoğrafının bulunduğu “Yaşar Büyükanıt-Bana Göre” adlı kitap, tam karşısında oturan Komisyon Başkanı Nimet Baş’ın önünde ise “27 Nisan Bildirisi Süreci” yazılı dosyalar bulunması dikkat çekti.
- Görüntü alınmasının ardından basın mensupları salondan çıkarıldı. Büyükanıt, gazetecilere görünmeden binadan ayrıldı.

Haberin Devamı

‘Başbakan Erdoğan dinlenebilir’
Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun MHP’li üyesi Atilla Kaya, Milliyet’in, “Komisyon, Başbakan’ı dinleyecek mi” sorusuna, “Komisyonda bu konu gündeme geldi. Dolmabahçe sırrının tam manasıyla açığa çıkması için Sayın Başbakan’ı dinlememiz gerekir dedim. Komisyondan ilgili bir arkadaş ‘pazartesi veya salı’ olabilir diye karşılık verdi. İhtimal üzerine geçen bir diyalogtu. Eğer gerçekleşirse önümüzdeki hafta Başbakan dinlenebilir” yanıtını verdi. Kaya, Büyükanıt’ın anlattıklarına ilişkin de şunları söyledi: “Görüşme tatmin edici geçmedi. Israrla bunun (27 Nisan) bir bildiri olduğunu söyledi” dedi.

Sırrı Sakık gerginliği
Komisyonu Üyesi BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de görüşme sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Önder, “Büyükanıt, Şemdin Sakık’ın ifadelerinden duyduğu rahatsızlığı anlatırken ‘Sırrı Sakık bile onu sevmiyor’ anlamında bir şey söyledi. ‘Bile’ lafını düzeltmesini ve özür dilemesi gerektiğini söyledim. ‘Bile’ lafını düzeltti ve özür diledi” dedi.
Önder, şöyle devam etti:
“Hükümet bize sınır ötesi operasyon için yetki vermiyor’ deyip gittikleri ve üç günde döndükleri harekat vardı. Bu harekata dair düşüncelerini sordum. ‘Çok soğuktu, su bile donuyordu, daha fazla kalmamaz lazımdı’ gibi gerekçeler söyledi.”
Önder, “Büyükanıt, milletvekillerimiz için ‘Maaş almalarını içime sığdıramıyorum’ demişti. ‘Silah arkadaşlarınız, bizim yargılandığımız ve ceza aldığımız maddeyle aynı maddeden ceza aldılar. Bunların aldığı emekli maaşı için de böyle bir şey söyleyecek misiniz’ dedim. Büyükanıt, ‘Onlar için böyle bir değerlendirmeyi yapamam’ dedi” diye konuştu.