Gündem Gülşah göz göre göre öldürüldü!

Gülşah göz göre göre öldürüldü!

13.12.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ayrıldığı eski erkek arkadaşı tarafından öldürülen Gülşah öğretmen kasım ayında başsavcılığa başvurarak telefonlarının dinlenmesini istemiş. Başsavcılık ise takipsizlik kararı vermiş

Gülşah göz göre göre öldürüldü

Milliyet ekibi, öğretmen Gülşah Aktürk’ün ayrıldığı eski erkek arkadaşı Hakan Başar tarafından öldürülmesi ile sonuçlanan olayların izini Aktürk ailesinin memleketi olan Isparta Şarkikaraağaç’a bağlı Beyköy’de ve Konya’da sürdü. Kızlarının nasıl göz göre göre öldürüldüğünü anlatmaktan bitkin düşen baba Haşim Aktürk ile anne Mürüvvet Aktürk’ün tıbbi yardım almak zorunda kalmaları, ailenin sessizlik kararı almasına yol açmış. Buna rağmen, geç saatlerde Aktürk çiftinin evlerinin bulunduğu Beyköy’e geliyoruz. Anne ve babanın sağlık durumlarından endişe eden akrabaları tarafından Konya’ya gönderildiğini öğreniyoruz. Acılı yakınları ise Gülşah öğretmenin dedesinin evinde ağırlıyor bizi. Sessizliklerini bozmak istemiyorlar başta. Sonrasında bütün gelişmeleri bilen eniştenin konuşmasının uygun olacağını söylüyorlar. Gülşah’ın eniştesi Celal Akyol’la ayrı bir odada konuşuyoruz. Akyol, cinayetin “bağıra bağıra” geldiğini söyleyerek, olay anını şöyle anlatıyor:

Annesi hemen anladı
“Gülşah’a bir telefon geliyor. Zannediyoruz o adam gelmiş, konuşmak için Gülşah’ın aşağı inmesini istemiş. Gülşah da babasına ‘markete gidiyorum, bir isteğin var mı’ demiş. Babası, ‘Bir şey istemiyorum’ deyince, Gülşah, ‘5 dakikaya gelirim’ diyerek evden ayrılmış. Babası pencereden evin önündeki kalabalığı görünce aşağı inmiş, annesi de çalıştığı yerden koşarak evin önüne gelmiş. Eşine yani Gülşah’ın babasına ‘Gülşah nerede’ diye sormuş. Babası ‘Markete inmişti’ deyince, ‘Eyvah kızım gitti. Gülşahımı vurdular’ demiş annesi. Daha yerde yatanın kızı olduğunu bile görmeden.”

‘Cezalandırılmayacaklar’
Gülşah’ın yakınlarıylaa sohbet, geç saatlerde bitiyor. Ailenin bulunduğu Konya’ya gidiyoruz. Ancak anne ve baba, olayı baştan anlatmak istemiyor yeniden. Bildiklerinin daha fazlasını avukatlarının araştırdığını anlatıyor. Baba Haşim Aktürk, devlete olan inançsızlığını şu sözlerle anlatıyor:
“Olayla ilgili sorulan her soru, yaramızı bir kez daha kanatıyor. Tüm sorumluların cezalandırılacağına ilişkin bir inancımız da yok ne yazık ki. Konya’daki evimi satmak istiyorum çünkü burada her yer bize Gülşah’ı hatırlatıyor.”

Haberin Devamı

‘HERKES BİLİYORDU’
Ailenin avukatı Ömer Faruk Erdoğan, Gülşah öğretmeni ölüme götüren süreci şöyle anlattı:
“Bu olayda, Gülşah’ın çalıştığı okulun müdüründen Van İl Milli Eğitim Müdürü’ne, Van Vali Yardımcısı’ndan Adalet Bakanlığı’na hatta toplumun kendisine kadar pek çok kişi ve kurumun sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Gülşah’ın Başsavcılığa verdiği dilekçede de yazılı olduğu gibi, olaylar sanık Başar’ın Gülşah’a kaldığı konteynırda evlenme teklif etmesiyle başlıyor. Kabul etmezse Gülşah’ı vuracağını söylüyor. Gülşah’a kendisinden ayrılmaması için senet bile imzalatmaya çalışıyor. Çalıştığı okulun müdürü ve arkadaşları olaylardan haberdar. Hatta okul müdürü Gülşah’ın yaşadıklarını bildiği halde, Milli Eğitim nezdindeki başvurularına destek vermeyerek bu olaya müdahil oluyor.

KORUMA KARARI
Gülşah Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na gidip, ölümle tehdit edildiğini belirterek, koruma talebinde bulunuyor. Savcılık, Aile Mahkemesi’ne sevk ediyor. Mahkeme ekim ayında 6 ay süreyle Başar’ın Gülşah’a yaklaşmasını yasaklıyor. Ancak koruma verilmiyor. Sadece Başar’ın kendisine, evine, çalıştığı yere yaklaşması ya da kendisini rahatsız etmesi halinde koruma kararıyla birlikte polise başvurması isteniyor. Yani çıkan kadına şiddet yasası pratikte uygulanamıyor.

VALİ İLE GÖRÜŞMEK İSTİYOR
Gülşah Konya’ya tayinini istemek için Van Valisi’ne gidiyor. Vali, Yardımcısı Zafer Coşkun’a yönlendiriyor. Gülşah’ın dilekçesinde de yer aldığı gibi, Vali Yardımcısı Gülşah’a, ‘En kötü ihtimalle ölürsün. Ölüm kaçış değil, haktır. Böyle abuk subuk insanlarla arkadaş olan kızlarımızda hata’ diyor. Konuşma sırasında odada bulunan Van Milli Eğitim Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanı Kıyasettin Kırekin, ertesi gün Gülşah’ın yanına uğramasını istiyor. Ertesi, gün Gülşah’a anlattığı olayların resmi dökümünü, savcılık kayıtlarını ve mahkeme kararını dosyalayıp, Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurabileceğini ve atama yönetmeliğinden faydalanabileceğini söylüyor. Gülşah, atamasının yapılması için Milli Eğitim’e 5 Kasım’da başvuruyor. Ama ölümüne kadar tayini ile ilgili herhangi bir gelişme olmuyor.

İŞARET ETTİ
Gülşah, konteynerinde yaşadığı hırsızlık olayından da Başar’ı sorumlu tutarak Van 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne verdiği dilekçede, ‘Güvenliğim sağlanamaz, görev yerim ailemin yanına sevk edilmezse, başıma gelecek en ufak olaydan sorumlu olarak Van Valisi, Vali Yardımcısı Zafer Coşkun ve Van Milli Eğitim Müdürlüğü’nü sorumlu tutup, suç duyurusunda bulunacağımı, ölümüm halinde bu kurum ve şahıslara ailem tarafından tazminat davası açılmasını da belirtmek istiyorum’ diyor. Gülşah, 11 Kasım’da 100. Yıl Üniversitesi’nden posttravmatik stres bozukluğu ve depresyon tanısıyla 45 günlük rapor alıyor. Aynı gün Konya’daki ailesinin yanına geliyor. Babar 45 gün Gülşah’ı telefon mesajlarıyla tehdit etmeye devam ediyor.”

Haberin Devamı

ARABADAN 2- SİLAH ÇIKTI
Erdoğan, “Başar’ın arabasından birisi kuru sıkı, 2 silah çıkıyor. Başar ilk ifadesinde, ‘Gülşah bana silah doğrultmasaydı, ben ona ateş etmezdim, bu olay gerçekleşmezdi’ diyor. Araca ikinci bir silah koyarak indirim sebeplerini kendi lehine kullanma amacı taşımış. Silahın üzerinde yapılan incelemede Gülşah’ın parmak izi bulunamıyor” dedi.

Haberin Devamı

KONYA’DA DA TAKİPSİZLİK
Erdoğan, “Başar’ın tehditlerinin devam etmesi üzerine Gülşah, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruyor ve telefonlarının dinlenmesini istiyor. Savcılık, 20 gün sonra takipsizlik kararı veriyor. Bu kararla cinayet arasında 1 hafta var. Telefon dinleme kararı verilseydi sonuç böyle olmayacaktı. Başar’ın kadına yönelik şiddetten sabıkası var. Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde mahkûm kadrosundan işe başlamış.