Hem yaşadı hem yürüdü

İstanbul’da 12 yaşındaki C.B.S. 2014 yılında annesiyle yolda yürürken hızla gelen bir kamyonetin çarpmasıyla ağır yaralandı. Kazada kafatasının büyük kısmı parçalanan çocuk, 40 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata döndü. Ama sıkıntıları bitmedi. Anne Gülüstan Sonkurt, “Oğlumun ilk ameliyatını kazadan sonra yaptılar. İkinci ameliyatta, parçalanan kafatasını yapay bir kemik ile kapattılar ama beyin zarı tamiratı yapılamadığı için oğlum ciddi sıkıntı çekiyordu. Yapay kemik de saç derisiyle uyuşmadığı için kafası sürekli şişiyordu, bandajla gezebiliyordu. Kafasından sürekli sıvı çıkıyordu, şırıngayla çektiriyordum ama çözüm olmadı. Üçüncü operasyonda beline şant taktılar. Ama o da işe yaramadı” dedi.

40 derece ateş

Operasyonlara rağmen oğlunun sağlığına kavuşamadığını dile getiren anne Sonkurt, “Şikayetleri devam ettiğinde hastaneye gidiyorduk ama tomografi çekip ‘Bir şey yok’ diyerek bizi gönderiyorlardı. En son gittiğimizde deneme tahtası gibi ‘Açarız, bakarız, kapatırız, kafadan şant takarız’ gibi şeyler söylediler. 40 gün 40 derece ateşi oldu, çözüm bulamadılar. Biz de o süreçte doktor aramaya devam ederken tavsiye üzerine İstanbul’daki özel bir sağlık merkezinde görev yapan beyin ve sinir cerrahisi uzmanı

Prof. Dr. Serdar Kahraman’a ulaştık ve yapılan ameliyatla oğlum sağlığına kavuştu” diye konuştu.

7 saatlik ameliyat

Prof. Dr. Serdar Kahraman ve Doç. Dr. Selçuk Göçmen’in yaptığı beyin ameliyatının yedi saat sürdüğünü anlatan anne şöyle devam etti: “Oğlumun artık kafası şişmeyecek, kafasından sıvı gelmeyecek. Sol tarafına 4 yıldır yatamıyor, istediği gibi yatabilecek. Okuluna gidecek. 4 ameliyat sonrası beyin tabii ki biraz sarsıldı, öğrenme güçlüğü çekiyor, ancak bunların hiçbiri sorun değil. Zamanla düzelecek, oğlumun hayatta olmasına bin şükür.”

‘Suni kafatası kemiği konuldu’

C.B.S.’nin konuşma bozukluğu, sağ tarafta kuvvetsizlik, yürüyememe ve başın sol tarafında şişlik şikayetiyle geldiğini belirten Doç. Dr. Selçuk Göçmen şunları söyledi: “Hastamıza daha önce üç defa kritik ameliyatlar yapılmıştı. Çekilen filmlerinde hidrosefali dediğimiz beyin su kanallarında basınç artışı ve genişleme mevcuttu. Biz önce beyinden karına uzanan ince silikon bir boru sistemi yerleştirdik. Böylece beyinde biriken suyu karın zarına aktararak basınç dengesini sağladık. Sonra zor geçen bir ameliyatla beynin sol tarafında şişliğe neden olan beyin zarını tamir ettik ve parçalanmış kafatası kemiğinin yerine suni kafatası kemiği yerleştirdik. Bu ameliyatların ardından hastanın şant basıncını birkaç adımda ayarladıktan sonra C.B. günlük hayatına dönebildi.”