31.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Mine Özdemir
Yarıyıl tatilinin bitmesine sayılı günler kaldı. 18 milyon öğrenci için ikinci kanaat dönemi 5 Şubat Pazartesi günü başlayacak. 16 günlük tatili kimi öğrenciler dinlenerek, kimileri aileleriyle birlikte keyifli aktivitelere katılarak, kimileri de ikinci döneme iyi bir başlangıç yapmak için ders çalışarak geçiriyor.
Okuldan uzak kalmak her öğrenciye göre farklılık gösterse de okula dönüşte bir adaptasyon sürecini beraberinde getiriyor. Süre ne kadar uzarsa adapte olmanın, yeniden okul düzenine alışmanın o kadar zor olabileceğini belirten Bilfen İlköğretim Kurumları Rehberlik Bölüm Başkanı Tuğçe Kılıç, “Tatil sürecinin nasıl planlandığı da adaptasyon sürecini olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyebilir” diyor.
Uyku düzenini bozmayın
Kılıç, doğru planlanarak geçirilmiş bir tatil sürecinin okullar açıldığında öğrencilerin motivasyonunu ve özgüvenini desteklediği için okula yeniden adapte olma sürecini olumlu etkilediğinin altını çiziyor.
Yemek, yatma düzeni, ders çalışma saatleri gibi ailenin de adapte olduğu rutin bir okul döneminden sonra iyi planlanmayan bir yarıyıl tatilinin çocuklarda hızla keyfi bir düzen hatta düzensizliğe neden olabildiğini söyleyen Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Gökşin Karaman da tatil döneminin ardından kimi öğrencilerin uyku alışkanlığını edinmede ve çalışma düzenlerinde zorlanabildiğini kaydediyor. Okula adapte olmayı zorlaştıran birçok nedenin olduğunu belirten Kılıç ve Karaman bu nedenleri şöyle sıralıyor:
- Kuralsız ve iyi tanımlanmamış, keyfe keder bir tatil dönemi çocuğa yarardan çok zarar getirir. Tatil daha esnek olunabilen ancak yine de kurallı bir dönem olmalı. Örnek olarak, tatilde 30 dakika - 1 saat geç yatılabilir ama yine yatma saati olmalı, çocukların sızana kadar oturmasına izin verilmemeli.
- Tatil süresinde geç yatmaya ve geç kalkmaya alışmış bir öğrencinin okul günü geldiğinde erken kalkması ve okulda bir tam günü tamamlaması zorluk yaşamasına neden olabilmekte. Tüm tatil olmasa bile okulun açılmasına birkaç gün kala yavaş yavaş tekrar normal uyku düzenine dönmek bu süreci kolaylaştırır.
- Şehir dışı ya da yurt dışına yapılan tatillerde, mümkünse son gün dönmekten kaçınmak ve bir iki gün önce eve dönmüş olmak yine adaptasyon sürecini kolaylaştırmak adına önemli. Okul korkusu yaşayan çocuklar için bu öneriler daha dikkatle uygulanmalı.
- Doğru planlama yapılmadan evde geçirilen geniş zaman dilimleri özellikle teknolojinin kullanımını sınırlandırabilmek adına da bir riski beraberinde getiriyor. Televizyon, bilgisayar, tablet ya da cep telefonu ile normalden fazla vakit geçirmek hem diğer aktivitelere zaman ayırmayı engelleyeceği gibi tatil sonrası görece uyarını az olan kitap okuma, ders çalışma, dersi dinleme ya da bir ders saati dikkatini toplamasını da zorlaştırarak, uyum sürecinin uzamasına sebep olmakta.
- Tatilde sık sık geçmiş ya da gelecek okul dönemine ilişkin olumsuz konuşmalar yapılması bıkkınlık getirecektir. Öğrenciler benzer şekilde tatilde kendi içerisinde bir düzeni, planlaması, sorumlulukları olmasına dikkat etmeli.
- Aileler, tatil döneminde geçerli kurallar koyarak, kitap okuma gibi bazı rutinlere devam etmeliler.
Rehberlik desteği alın
Okulda öğrenmekten keyif alan, yeteneklerini keşfeden çocukların tatil sonrası okula kolay uyum sağladıklarını belirten Kayı Okulları Eğitim Danışmanı Deniz Demirtaş, “Okulda kendilerini rahat ifade edebilen çocuklar, kendilerini mutlu hissederken, sosyal ve akademik anlamda daha çok başarılı olabiliyorlar” diyor.
Tatil sonrası evde tekrar düzenli bir yaşamın başlamasının okula dönüşte kilit nokta olduğunu kaydeden Demirtaş, ailelerin çocuklarıyla yeni dönemde yapılacak aktiviteler üzerine sohbet etmelerinin olumlu sonuçlar doğuracağını ifade ediyor. Demirtaş, okula uyumda baş ağrısı, mide bulantısı gibi sorunlarla karşılaşıldığında okul rehberlik biriminden destek alınması gerektiğini öneriyor.
Sınavlar için hızlandırılmış kursa gittiler
Bu yıl lise ve üniversiteye giriş sınavlarında yapılan değişiklikler nedeniyle birçok öğrenci tatilde hem test çözdü hem de konu tekrarı yaparak ders çalıştı. Kendini sınava hazır hissetmeyenler ise bir haftalık hızlandırılmış kurslara giderek, hiç tatil yapamadı. Kesintisiz ders çalışmanın öğrencilerde bıkkınlık yaratacağına dikkat çeken uzmanlar, tatilin son günlerinin dinlenilerek geçirilmesinin altını çiziyor. Ders çalışma dışındaki aktivitelere mutlaka 2-3 gün de olsa yer verilmesi gerektiğini dile getiren psikiyatrist Gökşin Karaman, şunları söylüyor: “Sınavlara uzun bir dönem var ve bıkkınlık gelişebilir. Öğrenciler kendilerini motive etmekte zorlanabilirler. Aktivitelerin olabildiğince ders çalışmaktan farklı aktiviteler yani spor, müzik, sahne sanatları olmasının çalışma motivasyonunun korunması için yararlı olacaktır. Sürekli çalışmak yerine daha etkin çalışmanın yollarının bulunması gerekli.”
‘Motivasyonu artırın’
Sınava hazırlanan 8. ya da 12. sınıf öğrencileri için tatili doğru planlamanın önemine değinen Tuğçe Kılıç, “Kesintisiz ders çalışmak, beslenme düzenine dikkat etmemek, uyku ve dinlenme ihtiyacını göz ardı etmek sadece tatil dönemi için değil uzun soluklu bir maraton olan sınav hazırlık süreci için de doğru olan bir yöntem değil” diyor. Sınava hazırlanan öğrencilerin sık yaptıkları hatalardan birinin pekiştirilmesi gereken konular ile öğrenmede eksikleri olan konuları birbirinden ayırmamaları olduğunu kaydeden Kılıç, “Bilgi eksikleri olmadığı noktada pekiştirmek adına soru çözmek doğru bir yöntemken; eksiği bulunan bir konuda ısrarla test çözmek boşa geçen bir zaman haline dönüşebilmekte” diye konuşuyor. Kılıç, sınava hazırlanan öğrencilerin ders dışında kalan aktivitelere de gerekli zaman ayrılmasının hem hedefledikleri yolda doğru adımlarla ilerlemelerini sağlayacağını hem de motivasyonlarını artıracağını belirtiyor.