Gündem İktidar için kurulmuş yaşam alanları

İktidar için kurulmuş yaşam alanları

04.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Sanatçı Hasan Deniz, Öktem& Aykut Galeri’de ‘Rahat Bahçe’ adlı fotoğraf sergisi ile yer alıyor.

İktidar için kurulmuş yaşam alanları

18 Şubat’a dek sürecek serginin ismi, Türkiye’den Midilli’ye göçmüş Rumlara ait bir deyişten geliyor. İlk nesil, mezarlıklara ‘rahat bahçe’ diyor. Sergide de rahat ve huzurlu ama hapis oldukları yerde ömürlerini geçiren hayvanların yaşam alanlarına, yani hayvanat bahçelerine odaklanılıyor. Hasan Deniz, sergide insan eliyle hayvanlar için inşa edilmiş alanları göstererek insanın, doğa üstündeki egemenliğini inceliyor. Deniz’le sergi üzerine sohbet ettik.

Haberin Devamı

İktidar için kurulmuş yaşam alanları

Hayvanat bahçelerini fotoğraflama fikri nereden çıktı?

Fotoğrafa bakışım mekânlarla çok ilgili. Milli Reasürans Sanat Galerisi’ndeki ‘Alte Liebe’ adlı sergimde zaman ve mekân üzerinden bir hesaplaşma vardı. Bu sergi onun devamı gibi olmasa da yine mekân sorgusundan çıkan bir seri. Bu mekânlar tamamen bir amaç üzerine kurulmuş. Sahip olma, bir şeyleri kontrol altında tutma, iktidar sağlama güdüleriyle, keyifli, merak giderici yerler olarak tasarlanmış birtakım yaşam alanları… Başlangıç noktam ve aradaki geçiş mekândı. Bu seriye öyle devam ettim. Diğerine sunulmuş, yalan bir mekândı hayvanat bahçeleri. Oradan başladım.

Hangi hayvanat bahçelerini dâhil ettiniz?

Bu söz konusu kurulmuş mekânların garabet, acınacak görünümlülerinin dışındakileri seçtim. Daha şık yapılmış, uğraşılmış, para, emek ve akıl harcanmış olanlarını tercih ettim. Sefil bir hayvanat bahçesi buna uymazdı. Çünkü buradaki amaç hayvanlara ne sefil bir hayat yaşattığımızı göstermek değil. Öte yandan, bunun hayvanlar için ideal bir hayat olduğunu herhalde vicdanı olan hiçbir insan düşünmez. Burada o yüzden iyi veya kötü olduklarını tartışmıyoruz. Serideki ana fikir kurgulanmış yaşamı göstermek olduğu için, biraz daha şık olmalıydı hayvanat bahçeleri.

Haberin Devamı

Sizin için nasıl bir süreçti bu seriyi hazırladığınız zaman?

O mekânı tüketen herhangi biri ya da bir turist gibi, günübirlik gittiğimde o mekânı yaşayacağım bir mesafeyle çalışmak istedim. Bu şehirlerde yaşayan ve ilgili bir insan olsaydım muhtemelen bazı hayvanları tanıyacaktım. Örneğin, İzmir’de hayvanat bahçesindeki fil Bahadır’ı herkes tanırdı, öldüğünde arkadaşlarımla birbirimize başın sağ olsun mesajları attık. Onun gibi buradaki hayvanlar da tanınan hemşeriler, karakterler. Ben ise tamamen dışarıdan gelen, oradaki hayvanlardan çok yaşadıkları alanlarla ilgilenen bir tanıklık süreci yaşadım. Seride hiçbir hayvanın yer almadığı alan fotoğrafların bulunması bu yaklaşımdan dolayıdır.