Mektupları MİT teslim edecek

İmralı’da Abdullah Öcalan’la BDP milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan’ın yaptığı 3 saat süren görüşme “barış” umudunu güçlendirdi.
Öcalan, görüşmede, örgütün Kandil ve Avrupa ayağına, BDP’ye ve Türkiye kamuoyuna yönelik kaleme aldığı mektuplardan söz ederek, mektuplardaki müzakereler, yol haritası ve takvime ilişkin detaylı bilgileri not ettirdi. Açılmamış olan ve MİT tarafından muhataplarına iletileceği bildirilen mektupların kısa süre sonra adreslerine teslim edileceği bilgisini de BDP’lilerle paylaştı. Şiddete bulaşmamış KCK’lıların tahliyesini, sürecin ilerlemesi için “anahtar” olarak gören Öcalan, bu nedenle 4. Yargı Paketi’nin kapsamının değiştirilmesi gerektiği mesajını verirken, bu iyi niyet adımına karşı öncelikle PKK’nın elindeki kamu görevlilerinin serbest bırakılması adımının atılmasını istedi.

Serbest bırakma hazırlığı
PKK’nın da bu talebe karşılık olarak, kamu görevlilerini İHD ve Mazlumder’e teslim etmeye hazırlandığı bildirildi. Görüşmede neşeli olduğu gözlenen ve yapılan esprilere karşılık “heyeti çok sevdiğini” söyleyen Öcalan’ın, “sağlığınız nasıl?” sorusuna, “Sağlığım iyi ama artık yaşlanıyorum. Ölmeden barışı görmek istiyorum” yanıtını verdiği bildirildi. BDP, bugün Ankara’da yapacağı toplantıda, görüşme notlarını değerlendirecek ve kamuoyuna bir açıklama yapacak. Öcalan’ın, BDP heyeti ile yapılacak olası üçüncü görüşmeye kadar bu gelişmeleri izleyeceği, gelişmelerin olumlu bir seyirde gitmesi halinde, PKK’ya yönelik “eylemsizlik” çağrısı yapacağı ve eylemsizlik sürecinin kararlılıkla sürdürülmesini isteyeceği bildirildi.
BDP heyetinin önceki gün İmralı’daki 9 saatlik ziyaretinin detayları gün ışığına çıkmaya başladı. Alınan bilgiye göre, heyet, Öcalan’la yaklaşık 3 saat görüşürken, 2 saate yakın da İmralı’da kalan diğer 5 hükümlüyle görüşme yaptı.

Esprilerle geçti
Heyetin, Öcalan’la yaptığı görüşme oldukça neşeli bir havada geçti. Öcalan, Önder’in “Sağlığınız nasıl” sorusuna, “Sağlığım iyi ama artık yaşlanıyorum. Ölmeden barışı görmek istiyorum” yanıtını verdi. Stalin tarzı bıyık bırakan Öcalan, Buldan, Tan ve Önder’e sağlıklarını ve çalışmalarını sordu. Babasını Diyarbakır Cezaevi’nde kaybeden Tan, eşi Susurluk çetesi tarafından öldürülen Buldan ve yıllarca cezaevinde yatan Önder’le kişisel durumlarına ilişkin sohbet etti. Önder’le Öcalan, cezaevi koşulları konusunda da sohbet etti. Özellikle Sırrı Süreyya Önder’in esprilerine gülen Öcalan, sohbetin sonunda, “heyeti çok sevdiğini” belirtti.
Öcalan, heyete, Paris’te 3 PKK’lı kadının öldürülmesine ilişkin soruşturmadaki gelişmeleri sorarken, kendi bilgilerini aktardı ve sürecin bu tür provokasyonlara sahne olabileceğine işaret etti. Bu nedenle cinayetlerin aydınlatılmasının ve cinayetlerde devlet bağlantısı olmamasının kritik öneme sahip olduğunu anlattı. Sinop ve Samsun’daki olaylara da değinen Öcalan, provokasyonlara rağmen, sürecin halka anlatılması çabasının sürdürülmesi gerektiğini belirtti.

Açılmamış 3 mektup
3 Ocak’ta adaya gelen Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata ile yaptığı görüşmeden sonra, MİT yetkilileri ile yaptığı görüşmelerin içeriğini aktaran Öcalan, yol haritası ve takvim konusunda önemli mesafeler kat edildiğini bildirdi. Öcalan, henüz sahiplerine gönderilmeyen ve açılmamış 3 mektup kaleme aldığını aktarırken, mektuplarda takvim ve yol haritasının detaylarını aktardığını ifade etti.
Örgütün, Kandil ve Avrupa yönetimine yönelik mektupta, hangi koşullarda eylemsizlik, hangi koşullarda sınırdışına çıkma, hangi koşullarda silah bırakma aşamalarına geçileceğinin takvimlerle anlatıldığı, bütün bu aşamaların “bir adım bizden, bir adım devletten” stratejisi ile söz konusu olabileceğini belirttiği bildirildi.

Takvim oluşturdu
Öcalan’ın bu mektupta, devletin de bu adımlara karşılık, KCK’lıların tahliyesi, yeni anayasada Kürt kimliğinin tanınması, anadilde eğitim hakkı verilmesi, yerel yönetimlerin Avrupa Özerklik Şartı kapsamında güçlendirilmesi, TBMM’nin verdiği yetkiyle Hakikatleri Araştırma Komisyonu, Adalet Komisyonu, Anayasa Komisyonu, Barış Komisyonu gibi komisyonları kurması adımlarını atması gerektiğini, yine oluşturduğu takvim doğrultusunda aktardı.
Öcalan, açılmamış mektuplardan birinin BDP yönetimine, birinin de Türkiye kamuoyuna yönelik olduğunu da bildirdi. Öcalan’ın özellikle Türkiye kamuoyuna yönelik mektubunu önemsediği, 30 yıldır yaşananlarla ilgili kişisel görüşlerini aktardığını mektubunda, barış sürecinin önemine ve hassasiyetlere dikkat çektiğini belirttiği ifade edildi.
Alınan bilgiye göre, Öcalan mektupları BDP heyetine veremedi. MİT’in içeriğinde değişiklik yapılabileceği kaygısıyla mektupları muhataplarına ulaştıracağını bildirdiği, Öcalan’ın da bunu kabul ettiği ifade edildi.