Gündem Öğretmeni düşünen yok

Öğretmeni düşünen yok

29.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Atanamayan, ücretli öğretmenliğe mahkûm oluyor; sözleşmeli öğretmenler pek çok haktan mahrum kalıyor; kadrolular ise aldıkları ücretle geçinemiyor. Eğitimle ilgili bütün faturalar öğretmenlere kesiliyor ama onların sorunları çözülmeden eğitimde kalitenin artırılması mümkün görülmüyor

Öğretmeni düşünen yok

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye genelinde öğretmen ihtiyacının 80 bin olduğunu açıklamıştı. Bu açığı Bakanlık, ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalıştı. Başbakan Binali Yıldırım bu hafta başında “Bizim öğretmen eksiğimiz yok” şeklinde açıklama yaptı, tartışmalar başladı. Eğitim sendikaları, öğretmen açığının 100 binin üzerinde olduğunu iddia ediyor.

Haberin Devamı

Türkiye’de okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere toplam 912 bin 250 öğretmen görev yapıyor. Öğretmenlik mesleğinin kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olmak üzere çeşitli istihdam modelleri var. Sendikalar, bu ayrıma da karşı. Bir taraftan yarım milyona yakın öğretmen adayı atama beklerken diğer taraftan 2 yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının ücretli öğretmenlik yapması tartışmalara yol açıyor.

Sözleşmeli öğretmenlerin ise tayin konusu en büyük sorun. Bu konuda Bakan Yılmaz’ın “Sözleşmeli öğretmen ya eşini, ya işini tercih edecek” şeklindeki açıklaması tepki gördü. İster kadrolu ister sözleşmeli ya da ücretli olsun öğretmenlerin çözüm bekleyen bir dizi sorunu var. Sendika yetkilileriyle bu sorunları masaya yatırdık…

Haberin Devamı

‘Güvencesiz çalışıyorlar’

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan: Öğretmen ihtiyacı gündemimizde. Her okulda ücretli öğretmenlik yapan arkadaşlarımız var. Köy okullarının kapatılmasıyla 1,5 milyonun üzerinde öğrenci okul ve öğretmen olmadığı için uzak yerlere gitmek zorunda kaldı. Sadece köy okulları üzerinden değerlendirildiğinde 10 binlerce öğretmen atanmalı. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı yarım milyona ulaşmış durumda. Bakan Yılmaz, 80 bin öğretmen ihtiyacı var diyor ancak öğretmen ihtiyacı çok daha fazla.

Öğretmenlikte kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olmak üzere farklı çalışma durumları var. Ücretli öğretmenlerin hiçbir hakkı yok. Sadece ders saati üzerinden ücret alıyorlar. Tatil dönemlerinde bu ücreti alamıyorlar. Her an görevlerine son verilebiliyor. Yarım gün sigortaları yatıyor. Mühendislikte okuyan biri de ücretli öğretmen olabiliyor. Sözleşmeli öğretmenler eğitim fakültesi çıkışlı ancak 657 sayılı kanuna bağlı öğretmenlerle iş güvencesi açısından aynı haklara sahip değiller. 4 yılı doldurmadan eş, aile durumu gibi özür durumundan tayin isteyemiyorlar.

Öğretmenlikte farklı çalışma durumlarının olması hem öğrencileri hem de öğretmenleri olumsuz etkiliyor. Mesleğinde sürekli olacağını düşünmeyen öğretmen verimli olamıyor. Öğrenciler 1 yılda 5-6 öğretmen değiştiriyor; bu da başarılarını olumsuz etkiliyor. Öğretmenlerin çalışma koşullarının git gide zorlaştırılması, maaşlarının düşük olması, güvencesiz çalışma koşulları, atanamaları, en büyük sorunları. İyi üniversitelerden mezun olsalar da mülakatla alınıyorlar. Tanıdıkları yoksa atamalarının yapılmayacağına inanıyorlar.

Haberin Devamı

‘Maaş 5.000 TL olmalı’

Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım: Urfa, Antep, Mardin, Van, Bitlis gibi illerimizde, kendi gözlerimizle gördük, öğretmen yok. Birçok okulda fiziki imkânlar yetersiz. Bakan, bütün öğretmenler, okullar tamam, eğitim öğretime hazırız, diyor. Bakan’a kağıt üzerinde yanıltıcı bilgi verdikleri bir gerçek. Aynı mesleği yapmalarına rağmen öğretmenlerin çalışma şartları farklı. Bir okulda aynı derse geren bir öğretmen 1.000 TL, biri 1.500 TL, diğeri 3.500 TL alıyor. Bu insanın psikolojisine aykırı bir durum. Sözleşmeli öğretmenlerin iş güvenceleri riskli olduğu için mesleği sahiplenmeleri mümkün görünmüyor. Ücretli öğretmen ise sadece ders karşılığı ücret alıyor; asgari ücret bile alamıyorlar. İnsanlar işsiz olduğu için bu görevi yapıyor. Kıdemli bir öğretmen 5.000 TL’den aşağı maaş almamalı. Yeni başlayanlar 3.500 TL almalı. Öğretmene yatırım yapılmazsa eğitimin sorunları çözülemez.

Haberin Devamı

‘Öğretmen açığı 100 bin’

Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Latif Selvi: Öğretmen açığımız var. Atama yapılamamış ve norm kadro boşlukları doldurulmamış yerde ücretli öğretmen görev yapıyor. Şu anda 90 bin ile 100 bin arasında öğretmen açığı var. Öğretmenlik özellikli bir meslek. Ertelenmesi ve devamlılığının bozulması ciddi sorunlar oluşturur. O nedenle kadrolu yapılmasını istiyoruz. Güneydoğu ve taşrada istihdam zorluğu çekilen yerlerde sözleşmeli öğretmenler görev yapıyor. Devlet zorlayıcı olmak yerine teşvik edici düzenlemeler yapmalı. Buralarda görev yapan öğretmenlere sağlıkta zorunlu hizmete tabi olanlara verilen ücret kadar maaş verililebilir. Bunu teklif olarak sunduk. 1 milyar TL civarında ilave yük getiriyor; bu devlet tarafından karşılanabilir. Biz ücretlerin artırılmasını istiyoruz. Öğretmenler, olumsuzlukların faturasının kendilerine çıkarılmasından rahatsızlar. Öğretmenin itibarı her şeyden önemli.

Haberin Devamı

Google, yazılım dersi için kitap hazırladı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 5. ve 6. sınıflarda verilen Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi müfredatını güncellemesine Google da destek verdi. MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü (TEGM) ile gerçekleştirilen işbirliği kapsamında Google, kodlama, dijital okuryazarlık ve çevrimiçi vatandaşlık konularındaki öğretmenlere yönelik bir kitap hazırladı. İşbirliğiyle ilgili bilgi vermek amacıyla önceki gün Ankara’da Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, MEB TEGM Genel Müdürü Cem Gençoğlu, Google MEA - Türkiye ve Rusya Kamu İlişkileri Kıdemli Direktörü Doron Avni, Google Türkiye Genel Müdürü Bülent Hiçsönmez’in katılımıyla toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan Orhan Erdem, geleceği şekillendirecek çocukların, bilgi toplumunun gerektirdiği becerilere haiz yetişmeleri için çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Ders programına uygun olarak, bu yıldan itibaren uygulanacak materyallerin hazırlandığını belirten Erdem, öğretmenlere yönelik hizmetiçi eğitimlerin yapılacağını kaydetti.

Öğretmeni düşünen yok

Bülent Hiçsönmez de teknolojinin bir alt grup ders olmaktan çıktığını vurgulayarak “Teknoloji eğitimin temelini oluşturur duruma geldi. MEB ile imzalanan bu projeyle bilişim teknolojilerinde ortaya çıkan ihtiyacı karşılamaya yönelik bir adım attık” diye konuştu. Teknolojinin hayatın her alanında olduğuna değinen Doron Avni ise “Teknolojinin yeni yaratıcıları olmak için küçük yaştan itibaren eğitime başlanılmalı. MEB ile yapılan bu projeyle öğrenciler bilgisayar okur yazarlığı ve algoritmik düşünme becerilerini öğrenecekler” dedi.

Sınıflar, fark yaratıyor

Sabancı Vakfı ve Ashoka Türkiye, “Farkyaratan Sınıflar-Eğitimde Yenilikçi ve Güçlendirici Yaklaşımlar Projesi”ni hayata geçirdi. Çocukların ve gençlerin, toplumsal sorunlara ilişkin sorumluluk alan, yenilikçi çözümler üreten bireyler olmalarını hedefleyen projenin tanıtımı için dün Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan ve Ashoka Farkyaratan Eğitim Koordinatörü Melda Akbaş’ın katılımıyla bir toplantı düzenlendi.

Öğretmeni düşünen yok

İlkokul öğretmenlerine yönelik hazırlanan projeyle ilgili şu bilgiler verildi: Öncelikle basit ancak etkili, yenilikçi ve güçlendirici modeller sunan, başka sınıflara rahatça taşınabilecek, ek finansman ya da materyal gerektirmeyen sınıf içi uygulamalar belirlendi. Şimdi bu uygulamaların videoları “farkyaratansiniflar.org” adresinde öğretmenlerin erişimine açılarak yaygınlaştırılıyor. Platformda özel/devlet okulu fark etmeksizin başvurular arasından seçilen empati, ekip çalışması, yaratıcılık, işbirliği, problem çözme gibi becerileri destekleyen 25 uygulama örneği yer alıyor.

Ayrıca öğretmenleri sosyal, duygusal öğrenme becerileri ve kendi “Farkyaratan” sınıflarını oluşturma konularında destekleyen 15 uzmandan ipuçları videoları da bulunuyor. Platform üzerinden erişilebilecek “Okullarda Empatiyi Geliştirmek İçin bir Rehber” de öğretmenler için sınıf içinde uygulayabilecekleri metotları barındıran bir kılavuz olma özelliği taşıyor.

İyi örnekler paylaşılacak

Bu proje için öğretmenler, kendi iyi örneklerini de paylaşarak yayınlanması için başvuruda bulunabilecek ve başvurular arasından her ay yeni uygulamalar platforma yüklenecek. Önümüzdeki dönemlerde Farkyaratan Ebeveynlik üzerine daha fazla içerik üretilmesi, böylece ailelerin çocukları evde de bu becerilerle desteklemesi ve projenin okul öncesini de kapsaması planlanıyor. OZAN ÖMER KADÜKER,

Karşıyaka’dan bin öğrenciye burs

İzmir, Karşıyaka Belediyesi, bu yıl yaklaşık bin öğrenciye karşılıksız burs verecek. 8 ay boyunca devam edecek eğitim bursuna başvurular 6 Ekim’e kadar, Belediye Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nden alınacak. Karşıyaka sınırlarında ikamet eden, maddi olanakları kısıtlı, öğrencilerin yararlanacağı burs kapsamında ilkokul ve ortaokul öğrencilerine aylık 75 TL, lise öğrencilerine ise aylık 100 TL ödeme yapılacak.

Öğretmeni düşünen yok

Dar gelirli ailelere mensup çocukların eğitimine destek olmak istediklerini aktaran Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Geleceğimizi emanet edeceğimiz evlatlarımıza eğitimde fırsat eşitliği yaratmak; başarılı ve örnek bireyler olarak yetişmelerini sağlamak için, imkânlarımız ölçüsünde her türlü desteği sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.