Gündem ‘Ölmekten korkmuyorum’

‘Ölmekten korkmuyorum’

19.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Marquez’in kitaplarının pek çoğu bir ölümle başlar. Kimisine göre ölümden korkan ‘Gabo’, ‘Ben ölümden korkmuyorum, sadece ölüme karşı bir kızgınlık hissediyorum’ der

‘Ölmekten  korkmuyorum’

“İnsanın yaşadığı değildir hayat, aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır...” Latin Amerika edebiyatının usta kalemi, ‘Büyülü gerçekçilik’ akımının öncüsü Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in ilk baskısı 2002 yılında yapılan ‘Anlatmak İçin Yaşamak’ adlı otobiyografik kitabı bu cümleyle açılır. İspanyolca yazan en usta kalemlerin başında gelen ve 20. yüzyıl edebiyatını derinden etkileyen Gabriel Garcia Marquez, 1927 yılında Kolombiya Aracataca’da bir telgraf operatörünün oğlu olarak dünyaya gelir. Çocukluğunun büyük bir kısmını albay dedesi ve büyükannesi ile birlikte geçirir.

Büyükannesi etkiledi
Onlarla yaşadığı süre boyunca, büyükannesinden ve dedesinden dinlediği hikâyelerin hayal dünyasını şekillendirdiğini ise verdiği bir söyleşide şöyle anlatır: “Büyükannem hayatını, geceleri gördüğü rüyalarla şekillendiriyordu. Onun gerçekliğinin sihirli, batıl ve olağandışı yansımaları bana ilham oldu.” Doğal karşılanan bu olağandışı durumların yanı sıra yazar olarak kişiliğini etkileyen isim ise dedesidir. Kendi deyişiyle “Papalelo”su Gabriel Garcia Marquez’in tarih ve gerçekçilik damarlarını zenginleştirir.
Dedesinin ‘Gabo’ diye seslendiği yazar, ilk öyküsünü Hukuk fakültesinin ilk yılında kaleme alır. Gabo, 23 yaşına geldiğinde Hukuk fakültesinden ayrılıp gazetecilik yapmaya karar verir.

‘Yazmak sıkıntılı bir iş’
1960 yılında Küba Devrimi’ni gözlemlemek üzer Havana’ya gider ve Che Guevara ile dostluk kurar. 1981’de ‘Kırmızı Pazartesi’ isimli kitabını yayımlar. Her sabah yazı masasına oturur ve yazmaya koyulur. Yazmayı ‘sıkıntılı bir iş’ olarak tarif eder: “Sahip olduğum deneyimle yeni bir romanı hiçbir sıkıntı çekmeden oturup yazabilirim fakat insanlar onu yazarken kalbimi vermediğimi anlar.”

Haberin Devamı

Bir kıtanın yalnızlığını paylaştı

1982’de Nobel komitesi, “Fantastik ve gerçek olayları hayal dünyasında harmanlayıp romanlarında ve kısa hikayelerinde, bir kıtanın çatışmalarını ve hayatını yansıttığı” için Marquez’i Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görür. Nobel konuşmasının başlığı ise “Latin Amerika’nın Yalnızlığı”dır.
1985’de ‘Kolera Günlerinde Aşk’ isimli kitabı yazar. “Vebalara karşı her zaman bir ilgim vardı,” diyen Marquez 1989’da ‘Labirentindeki General’, 1992’de ‘On İki Gezici Öykü’, 1994’te ‘Aşk ve Öbür Cinler’ isimli kitapları yayımlar.
1999 yılında kanser teşhisi koyulan Gabo, arkadaşlarıyla daha az görüşür, telefonunu fişten çeker, yapacağı bütün seyahatleri ve programlarını iptal eder ve yazmak için adeta kendini eve kilitler. Bir taraftan gazete ve dergilere yazılar kaleme alırken bir taraftan da “son romanı” unvanını taşıyacak olan ‘Benim Hüzünlü Orospularım’ı kaleme alır ve roman 2004 yılında yayımlanır. Bu kitaptan bir yıl sonra Marquez’e Alzheimer teşhisi konur ve kardeşi yazmayı bıraktığını duyurur.
Romanlarının büyük bölümü, Karayip Denizi kıyısında ya da kıyıya yakın yerlerde bulunan hayali ya da belirsiz kasabalarda ve köylerde geçen Marquez’in kitaplarının pek çoğu bir ölümle başlar. Kimisine göre ölümden korkan Gabo, “Ben ölümden korkmuyorum, sadece ölüme karşı bir kızgınlık hissediyorum,” der ve ekler: “Ölümle ilgili problem şu: Sonsuza kadar sürüyor.”

Haberin Devamı

‘Ağustos’ sürprizi

Marquez’in ölüm haberiyle birlikte Arjantin’in başkenti Buenos Aires’teki edebiyat çevrelerinde Marquez’in ölmeden önce okurlarına son bir ‘hediye’ bıraktığı konuşuluyor. Yazarın, ‘Ağustos’ta Görüşürüz’ başlıklı eserini son günlerinde tamamladığı söyleniyor. Kitabın ağustosta yayımlanması tahmin ediliyor. 5 bölümden oluşacağı söylenen kitapta, annesinin mezarının bulunduğu Karayipler’de bir adayı ziyaret eden Ana Magdalena’nın öyküsü yer alıyor.
CANAN KAYA Buenos Aires DHA

Bedeni yakılacak

El Pais gazetesinde yer alan bir habere göre, Gabriel Garcia Marquez’in ailesi adına konuşma yapan Meksiko Güzel Sanatlar Enstitüsü Direktörü Maria Garcia Cepeda, yazarın naaşının yakılacağını duyurdu. Marquez’in bedeni Meksiko City’de düzenlenecek özel bir törenle yakılacak.
3 günlük yas
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, Marquez’in ölümü nedeniyle 3 günlük yas ilan etti.

Haberin Devamı

‘Hoşça kal Gabito’

Beşiktaş Jimnastik Kulübü, resmi internet sitesi aracılığıyla Marquez’e ‘hoşçakal’ dedi.
Yazıda şu ifadeler yer aldı: “İnsanlığın yüzlerce yıllık yalnızlıktan kurtulması için çaba gösteren büyük yazar Gabriel Garcia Marquez, mekanın cennet olsun. Hoşça kal Gabito, hoşça kal.”