Gündem Orada bir fuar var uzakta

Orada bir fuar var uzakta

20.11.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Erkekler otomobil fuarına model kızları görmeye gidiyor’ söylentileri çıktı ya, kimse Kitap Fuarı’na böyle bir iftira atamaz. Bu trafikte buraya gelen sadece kitaba geliyordur...

Orada bir fuar var uzakta

Otomobil fuarında lüks markaların yeni modellerini güzel kızlar tanıtıyorsa, kitap fuarında bir İhsan Oktay Anar kitabını neden hoş kadın ve erkek mankenlerimiz tanıtmasın? Eğer bir gencimiz bile Ahmet Hamdi Tanpınar’la tanışacaksa, bir kızımız Rus klasiklerini hatmedecekse, bırakın insan güzelliği kültürün edebiyatın hizmetinde olsun... “Bu konuda yazılmış bir romantik komedi bilimkurgu olsa okunur mu acaba?” diye düşünerek etrafımda dolanan üniformalı öğrencilere baktım. Fuarını gezmeye başladım. Hanımlarımız müsterih olsun. Eşiniz kitap fuarına gidiyorsa sadece kitap için gidiyordur.
Muhtelif stant görevlileri hafta sonu daha nitelikli bir kalabalığın fuarı ziyaret etttiğine hemfikir. Hafta içi ise daha ziyade okulların ziyaretlerine sahne oluyor Kitap Fuarı. Kapının önü okul gibi servis dolu. Yayınevleri yüzde 20’den yüzde 50’ye indirimler yapmış. Gidene sipariş listesi veriliyor, elde listeyle dolaşan çoktu. Bana da sipariş verdi arkadaşlar. Yalnız “güzel kitap bulursan al” dediler. Aldık işte bir şeyler.

STARLAR YİNE AYNI
İletişim, Doğan Kitap, NTV Yayınları, Remzi Kitabevi, Can Yayınları gibi belli başlı yayınevlerinin bulunduğu ikinci salon fuarın en kalabalık merkezi konumunda. Bence ortalama bir okuyucu burada aradığı pek çok şeyi çok da ucuz fiyatlara bulabilir. Özellikle yeni çıkan yerli eserleri. Ama benim önerim fuarda sahafları da ihmal etmemek. Hem daha sakin, hem de klasik eserleri burada bulacağınız eski baskılarından okumak daha bir zevkli sanki. Fiyatlar konusunda kafam karıştı. Bazı şeyler çok ucuz bazıları ise pahalı geldi bana.
Bu yılın starları, sağda soldaki afiş ve reklamlara bakılırsa da geçen yılkiyle aynı. Elif Şafak, Yılmaz Özdil, Orhan Pamuk’lar dizi dizi. Murakami bu sene baştan aşağı yeni kapaklarla daha bir önde. 1Q84’un başarısından olsa gerek.
Oya Baydar, İhsan Oktay Anar bu yılın yeni starları. Everest Yayınları standında Perihan Mağden, Cumhuriyet Kitapları’nda Tuncay Özkan öne çıkatmış görünüyordu. Kapı Yayınları’nda İskender Pala’yı dizi dizi sergilenmiş. Zevke göre artık... Ders ve dersane kitaplarının olduğu bölüm her zamanki gibi tatsız.
Burada kitaplar değil sanki sınav sisteminin sakatlığı sergileniyor. Önceki salonlarda kültür ve hayat görüşü edinebileceğiniz klasik romanlar, Türk ve dünya edebiyatını en güzel örnekleri, şahane çocuk kitapları ne ararsanız varken burada kitapların kapakları bile hep aynı zevksizlikte.
Yarın unutacağınız, hayatta hiçbir işinize yaramayacak, sizi robota çeviren ruhsuz ruhsuz kitaplar. “Ders kitabı kapağı tasarımcılığı” diye özel bir kol oluşacak kadar çok yayın var. Birileri bu işe el atmalı. Tuğla gibi deneme setlerini alan tombiş, zayıf, uzun, kısa, çilli yanaklı bıcır bıcır çocuklar, ellerinde torbalarla geleceklerine hazırlanıyor. Bir yayınevinin sloganı durumu anlatıyor aslında: “Öğretene kadar eğitim”. Valla hayatta başarılar çocuklar, hem size hem ailenize... (“Kafanıza vura vura” diyecekmiş neredeyse...)
Fuardaki Stand Cafe, Geçit Cafe gibi yerlerde muhtelif yeme içme yanında fıçı bira da satılması enteresan.
Demek buraya bir yerlerden telefon edilmemiş “orada çoluk çocuk var bira içirmeyin” diye. Yalnız fiyatlar yüksek. Fıçı 11, şişe 13. Birçok kulüp bu fiyatlara bir de güzel grup izletiyor haberiniz olsun cafe’ciler...
Bazı standlar boş. Oralarda iPhone’larının derinliklerine dalmış gitmiş kadınlar ve adamlar var. Bari kitap okusaydınız diye düşünmeden edemiyor insan... “Abla bedava kitap var mı” diye stand stand dolaşan elleri torbalı gençlerin yanından süzüldüm, aldığı bedava takvim ve kitap ayraçlarını gururla arkadaşlarına gösteren çocukların yanından geçtim, “bu Murat Menteş’in kitapları çok iyi gel gel” diye birbirini gaza getiren başörtülü kızların arkasından dönerek mizah standlarına bakınayım dedim. Penguen ve Leman standlarında ziyaretçi yaşları iyice büyümüş. Uykusuz en genç fuar ziyaretçisine sahip dergi görünümünde. Nihat Genç posteri veren Leman’a karşı Penguen’de herhangi bir Met-Üst ya da Uykusuz’da Yiğit Özgür posteri göremedim.
Kitap standında durmak zor zanaat. Her fuarda buna tekrar ikna oluyorum.“Orhan Pamuk hiç okumadım neyle başlamamı önerirsiniz?” sorusuna “Sessiz Ev” yanıtını veriyorsunuz, “Konusu ne?” sorusu geliyor. Zor valla.

41 DAKİKA İLERDEYİZ
Klasik notumuz düşelim: Fuara ulaşmam evden çıkış, gazetenin aracına binmem ve fuara ulaşma olarak üç farklı aşamada iki saat beş dakika sürdü. Yoldayken Başbakan BM’e fırça attı, acıktık, dehidrate olduk, bilgisayarın şarjı bitti ama sonunda vardık.
İki saat beş dakika sürdü. Geçen yıl süre iki saat 46 dakikaydı. 41 dakika ilerdeyiz milletçe. Ancak dönüşte iş çıkışı trafiğine yakalandık. Saate bakmadım bile, uyuyakalmışım. Geçen ay Amsterdam’dan Düsseldorf’a iki saatte gitmişliğim var ama olsun, kitap sevgisi bizimkisi.