Gündem ‘Sevmiyorum’ cinayetine ömürboyu hapis istemi

‘Sevmiyorum’ cinayetine ömürboyu hapis istemi

15.09.2009 - 15:57 | Son Güncellenme:

.

‘Sevmiyorum’ cinayetine ömürboyu hapis istemi

İZMİR'in Çeşme İlçesi'nde, boşandığı eski eşi Burcu Taşçı'yı, yeniden bir araya gelme teklifini kabul etmeyip, “Seni sevmiyorum, seninle evlenmeyeceğim” sözlerine kızarak, iki çocuğunun gözleri önünde 23 yerinden bıçaklayarak öldüren S.Y. hakkında, ağışlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle açılan davaya başlandı. Sanık S.Y. savunmasında, psikolojik tedavi gördüğünü, olay anını hatırlamadığını söyledi.

34 yaşındaki S.Y. geçen 8 Haziran'da, ayrıldığı eşi 27 yaşındaki Burcu Taşçı, 2 yaşındaki oğlu B.Y. ve eşinin ilk evliliğinden olan oğlu 11 yaşındaki M.P. ile Çeşme İlçesi'nde bir otele yerleşip denize girdi, piknik yaptı. Daha sonra İzmir'deki evlerine gitmek için yola çıkan S.Y., tatil süresince sık sık tekrarladığı barışma teklifini araç içerisinde yineledi. Burcu Taşçı, boşanmalarının ardından kendisini sürekli rahatsız eden ve barışmak isteyen S.Y.'nin son teklifini de reddetti.

Taşçı'nın, “Seni sevmiyorum, seninle evlenmeyeceğim” diyerek bağırmasına sinirlenen S.Y. bıçakla saldırdı. Burcu Taşçı'yı, vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden 23 bıçak darbesiyle yaraladı. Ağır yaralı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde kaldırılan Taşçı öldü. Olayın ardından dağlık araziye doğru bir süre kaçan S.Y. de bileklerini kesip intihara teşebbüs etti, kayaların arasında baygın halde yerde yatarken bulundu. Tedavisinin ardından tutuklanan S.Y. hakkında İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

“HATIRLAMIYORUM”

Daha önce de adam öldürmek suçundan 19 yıl hapse mahkum olan ve şartılı salıverme ile serbest kalan sanık S.Y.'nin yargılanmasına başlandı. Hakim karşısına çıkarılan S.Y., ifadesinde psikiyatride kullanılan çeşitli ilaçlar içtiğini, psikolojik tedavi gördüğünü belirtip, “Ancak ruhsal yönden herhangi bir sağlık kuruluşunda yatarak tedavi görmedim. Olayın nasıl olduğunu ise hiç hatırlamıyorum. Olayın ardından bileklerimi de kesmişim. Gözümü hastanede açtım” dedi.

“ŞİZOFRENİ HASTASI”
Sanığın avukatı Ömer Faruk Bayar da savunmasında, üzücü olayın, müvekkilinin ceza ehliyetini etkileyecek biçimde akıl hastası olmasından kaynaklandığını, S.Y.'nin evliliği boyunca eşinin kendisini sürekli aldattığı yönünde bir kuruntu ile yaşadığını öne sürdü. Bu yüzden çiftin devamlı tartıştıklarını ve ardından boşandıklarını, ancak çocuklar için tekrar bir araya geldiklerini vurguladı. Bayar, olay günü de bu nedenle bir tartışma yaşandığını ve müvekkilinin huzursuz bir şekilde eski eşini öldürdüğünü savundu. Avukat Bayar, müvekkilinin teknik manada bir şizofren hastası olduğunu iddia ederek, normal bir insanın, çocuklarının gözü önünde eşini bıçaklamasının, gece vakti çocuklarını yalnız bırakarak, olay yerinden uzaklaşmasının mümkün olmadığını ileri sürdü. S.Y.'nin cezaevine girdikten sonra dengesiz davranışları nedeniyle Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırılıp, 20 gün boyunca tam akıl hastalarına uygulanan tedavi gördüğünü de söyledi.

“KIZINI ÖLDÜRDÜM LEŞİNİ ALIN”
Duruşmada tanık olarak tanık olarak dinlenen Burcu Taşçı”nın annesi Gülten Keser, kızının ‘Yusuf’ olarak tanıdıkları S.Y'nin iş yerinde çalıştığını, rıza göstermemesine rağmen evlendiklerini anlattı. S.Y'nin kızını sürekli tehdit ettiğini, dövdüğünü anlatan Keser, “Bu olayın ardından sanığın annesi, babası ve kardeşi evimizi bastılar. Sanık kızımı öldürdükten sonra, damadım Alkan Seyrek'i arayarak, ‘Burcu'yu öldürdüm. Leşini Çeşme Otobanından gelin alın’ demiş. Bunu yapan sanık, şimdi olay anını hatırlamıyor. Kendisi, akıl hastası veya deli numarası yapıyor” dedi.

TORUNLARI İÇİN HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI
Kızının ölümüyle yıkıldığını belirten Gülten Keser, ölüm nedeniyle velayetleri kanun gereği sanık S.Y.'ye geçen torunları için hukuk mücadelesi başlattığını da söyledi. S.Y.'nin yakınlarının torunları 5 yaşındaki K.Y. ve B.Y.'yi almak istemisi üzerine, Karşıyaka Aile Mahkemesi'nde dava açtığını anlattı. Torunlarının velayetinin kendisine verilmesini isteyen Gülten Keser, “Sürekli S.Y.'nin yakınlarınının taciz ve tehdidi altındayız. Kızımı aldılar ama torunlarımı vermemek için elimdeki tüm imkanı kullanacağım. Onlar kızımdan bana kalan emanet. Kızım iyi niyetini canıyla ödedi. Onu öldüren S.Y.'nin en büyük cezayı almasını istiyorum” dedi.

“BEN SENİ HİÇ ÖLDÜRMÜŞ MÜYDÜM”
Tanık olarak dinlenen, Burcu Taşcı'nın ilk evliliğinden olan oğlu M.P, olay gün sanık, annesi ve küçük kardeşi B. ile Çeşme'ye tatile gittiklerini, yemek yerlerken sanık ve annesi arasında tartışma çıktığını anlattı. Sanığın annesine, “Ben seni hiç öldürmüş müydüm?” dediğini belirtti. Yemekten sonra, otelden ayrıldıklarını ve İzmir'e dönüş hazırlığı yaptıklarını söyleyen M.P, Çeşme Otoyolu gişelerini geçtikten sonra annesi ve sanık arasında yeniden tartışma çıktığını, araç durunca annesinin indiğini ve koşmaya başladığını söyledi. M.P., sanığın da araçtan inerek annesinin peşinden gittiğini, yakalayıp yolun kenarındaki demirlere sürükleyerek bıçakla ilk olarak sırtından, daha sonra da birçok kez karnından bıçakladığını, annesi yere düştükten sonra da sanığın bileklerini kesip kaçtığını belirtti. Annesine gidip yardım ettiğini, birlikte araca döndüklerini dile getiren M.P, “Arabaya binince annem bana ‘kardeşini kucağına al’ dedi. Arabayı çalıştırmayı deneyecektik. Hatta annem kardeşimi bir kere sevdi, sonra arabayı çalıştıramadık” dedi.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Duruşma sonrası iki tarafın yakınları arasında kısa süreli sözlü tartışma yaşandı.