Gündem Tarihi uzlaşma yolunda Türkiye - Sorun silahla değil diyalogla çözüldü

Tarihi uzlaşma yolunda Türkiye - Sorun silahla değil diyalogla çözüldü

27.05.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Diyarbakır’da bir toplantıya katılan Sinn Fein üyesi Connor Murphy, Kürt sorununun çözümünde örnek gösterilen Kuzey İrlanda deneyimini anlattı. Murphy, ‘Süreci bloke etmek isteyenler oldu, burada da olacak, ancak katılımcılar sürecin bütünlüğünü korumak için var güçleriyle çabalamalıdır’ uyarısında bulunuyor

Tarihi uzlaşma yolunda Türkiye - Sorun silahla değil diyalogla çözüldü

Eğitimde Ortak Çözüm Derneği ve Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün (DİSA) Diyarbakır’da ortak düzenlediği toplantının ikinci oturumunda BDP’li Meral Danış Beştaş ile eski IRA militanı ve cezaevinde uzun süre yatmış olan şimdinin siyasetçisi, Sinn Fein milletvekili Kuzey İrlandalı Connor Murphy birer sunum yaptı. Aslında buna bir sunumdan ziyade, Kuzey İrlanda deneyimi ve barış sürecinden sonra yaşananları içerden birinden dinlemek demek daha doğru olur.
Connor Murphy 1998’den itibaren Kuzey İrlanda’da parlamentoya seçilen bir Sinn Fein üyesi. Bilindiği gibi Sinn Fein 1905 yılında Kuzey İrlanda’da kurulan ve Kuzey İrlanda’nın bağımsızlığını savunan bir siyasal parti. Sinn Fein’in silahlı kanadı da, uzun yıllar İngiltere Krallığına kök söktüren ve Tony Blair hükümetiyle Sinn Fein arasında 15 yıl süren görüşmelerin sonunda 1998’de imzalanan Belfast Anlaşması (Hayırlı Cuma Anlaşması) ile silah bırakma sürecine giren, 2005’te silah bırakma kararı alıp 2009’da tamamen Kuzey İrlanda sahnesinden çekilen İrlanda Cumhuriyet Ordusu, IRA’dır. Connor Murphy şimdi Kürt sorununun adil çözümü için barış sürecine destek veriyor.
‘Diyalog başlamalı’
Sorunun karşıtlar tarafından çok başka algılandığını vurguluyor Murphy, “Bugün buraya bir İngiliz gelseydi muhtemelen size çok farklı bir açıdan bu sorunu anlatırdı” diyor. Kuzey İrlanda konusunda bir Kuzey İrlandalıyla bir İngiliz’in perspektiflerinin çok farklı olacağını söylüyor. Barış sürecine destek vermesinin en önemli sebebi, bu savaşta kazanan da kaybeden de olmayacağını bilmesiymiş. “Silahlı mücadelenin bir çözüm getirmeyeceğini gördük. Soruna bakışta İngilizlerin yaklaşımı Kuzey İrlandalıların yaklaşımından çok farklıydı. Sonuçta her kesimi içine alması gereken, kapsayıcı bir diyalog sürecinin başlaması gerektiğini anladık”.
Murphy’e göre, barış sürecinin başarıya ulaşabilmesi için hem her kesimi kapsayan bir yaklaşım olmalı, hem de bütün sorunlar masaya yatırılmalı. Müzakerelerin sağlıklı ilerleyebilmesi içinse uluslararası bir komitenin işin içine dâhil edilmesi ve adeta bir garantörlük görevi üstlenmesi gerek.
Türkiye’de barış karşıtı odaklar olduğundan bahsedildiğinde Connor Murphy benzer durumun Kuzey İrlanda’da da yaşandığını söylüyor. “Süreci bloke etmek isteyenler oldu ve burada da olacak, ancak katılımcılar sürecin bütünlüğünü korumak için var güçleriyle çabalamalıdır” diyen Murphy’e göre kimseyi korkutmadan süreci olabildiğince açık ve şeffaf tutmakta fayda var.
Murphy ayrıca IRA 1994’te ateşkes yaptığında, İngiltere hükümetinin kamuoyunun tepkisinden korkarak görüşmelere girmediğini, bunun üzerine 1996’da Londra eylemleriyle IRA’nın ateşkesi bozduğunu belirtiyor. Cesaret bazen sorunların çözümünde kilit rol oynayabiliyor.
Süreci anlaşma başlattı
Murphy’e göre 1998’deki Belfast Anlaşması yeni bir sürecin başlangıcı olmuş. O zamana kadar görüşmelerde üzerinde uzlaşılan konuların uygulamaya koyulması bu anlaşmayla başlamış. Barış görüşmeleri sırasında yedi yıl boyunca kamuoyuna hiçbir bilginin aktarılmadığını belirten Murphy, Belfast Anlaşması için de “O zamanki şartlarda elde edebildiğimiz en iyi antlaşma buydu” diyor. Zira hiçbir zaman her iki tarafın da istedikleri yüzde yüz elde edilemiyor, hep biraz fedakârlık yapmak gerekiyor.
Mükemmel bir anlaşma olmasa da Belfast Anlaşması’nın en önemli özelliği, Kuzey İrlanda sorununun demokratik çözümü için gerekli altyapıyı oluşturmuş olması. Bu anlaşma sayesinde Kuzey İrlanda yeniden bir parlamentoya kavuşuyor ve Birleşik Krallık parlamentosundan Belfast’taki parlamentoya yetki transferi yapılıyor.
Silahsızlanma gizliydi
Türkiye kamuoyunda çok merak edilen bir soru da PKK’nın silahları bırakması konusu. Connor Murphy bu konuda Kuzey İrlanda’nın deneyimini aktarırken çok önemli bir noktanın altını çiziyor.
IRA’nın silah bırakma sürecinin hiçbir zaman şeffaf olmadığını ve kamuoyuyla paylaşılmadığını, hiçbir zaman fotoğraflanmadığını, gazetelere düşmediğini, bu sürecin tamamen uluslararası otoritelerin kontrolü ve gözetimi altında gerçekleştiğini belirtiyor. “IRA’nın silah bırakması 4-5 sene sürdü ve kontrolü uluslararası gözlemciler tarafından yapıldı. Silahları tamamen imha etmeleri ise 7-8 seneyi buldu” diyor Murphy.
Sinn Fein içinde yüzde 50 oranında kadın kotasına dikkat ettiklerini belirten Murphy, harekette tek lider olmanın lider için de büyük zorlukları olduğunu söylüyor.
Mandela’nın durumunu örnek gösteren Connor Murphy, bunun avantajı olarak da tek liderin müzakere durumunu kolaylaştıracağını ifade ediyor. Ancak, gene de bu tek liderin hem izole bir şekilde cezaevinde olması, hem de bir tarafın görüşmelerini sürdüren tek yetkili olmasının hiç de kolay olmayacağının altını çiziyor.

Haberin Devamı

SAVAŞMAK DAHA KOLAY
Barış süreci başladığından beri tekrarladığım bir tespit var: Toplumsal anlaşmayı sağlamak, siyasi anlaşmayı sağlamaktan çok daha zor olacaktır. Connor Murphy de bu konuya değiniyor ve “Bu zamana kadar çok az konu halledildi, hâlâ toplumsal birçok sorun yaşıyoruz. Bununla beraber savaş barıştan daha kolaydır çünkü tek bir hedefi vardır. Barış konuşmak birden fazla parametreyi kapsar ve savaştan çok daha zordur. Müzakerelerin en önemli kısmı kendi halkınla yaptığındır. Siyasi olarak eski IRA militanlarının topluma entegrasyonu önünde sorun yaşanmadı ama sosyal olarak hâlâ bazı engeller mevcut. Mesela benim bazı işleri yapmam yasak. Ancak, birçok eski IRA militanı şu anda Sinn Fein’in üyesi ve yasal olarak siyaset yapıyor, ama sosyal entegrasyonun önünde hâlâ bazı engellerle karşılaşıyoruz” diyor.
Çocukluğunda ve ailesinin zamanında baskı altında olan dillerini öğrenebilmeleri için şimdi hükümet destek veriyormuş. “Hâlâ elde etmek istediğimiz hedefler var” diyerek tamamlıyor sözlerini. Darısı Türkiye’nin başına diyelim biz de...

Yarın: Kürt siyasi hareketinin beklentileri, endişeleri, umutları..